YENİ MEDYANIN İNSANLIK DIŞI YAZIİŞLERİ MASASI!
Hayatımdaki en “insanlık dışı” toplantı masasını geçen hafta, Daily Telegraph'ta gördüm
Yeni medyanın yazıişleri masası
Hayatımdaki en “insanlık dışı” toplantı masasını geçen hafta, Maastricht merkezli “Avrupa Gazetecilik Merkezi”nin basın özgürlüğü konulu bir seminerine katılmak için gittiğim Londra’da gördüm. İngiltere’nin “kaliteli medyası”ndan The Daily Telegraph’ın şehir merkezindeki yeni binasında, birkaç bin metre kareye yayıldığını sandığım tek hacimli devasa bir ofis alanının ortasına yerleştirilmişti.
“Telegraph”ın yayın yönetmeni ve editörleri mutat toplantılarını bu beyaz oval masanın etrafında yapıyorlardı.
Bulunduğum asma kattan bakınca, masanın etrafında birkaç kişinin yüzleri birbirlerine dönük biçimde ayakta durduğu dikkatimi çekti. Toplantı yapıyor olmalıydılar, ama oturmadan... Bir koltuk çekip otursalar masa çenelerinin hizasına gelir ve o noktadan birbirlerinin sadece kafalarını görürlerdi. Çünkü bu masanın yerden yüksekliği, ortalama uzunluktaki bir insanın göğüs altı hizasına gelecek kadardı. Adı “masa” olan herhangi bir ofis mobilyasından epeyi yüksekti yani...
Ayakta durmaktan yorulduğunuzda, vücut ağırlığınızın bir kısmını dirseklerinizi dayamak suretiyle masaya aktarıp ancak bir miktar dinlenebilirdiniz.
Peki, Telegraph’ın yeni ofis ortamının mimarları neden böyle, çevresinde oturulamayan bir toplantı masasını layık görmüşlerdi editörlere?
Rahat koltuklarda gevezelik yapmasınlar, “geyik”le vakit öldürmesinler, ayakta durup yorulana kadar sadece haber konuşsunlar ve sonra hemencecik ofiste oturabilecekleri yegâne yere, yani işlerinin başına dönsünler diye...
Sözde “verimlilik odaklı” bir masa... Hayvan çiftliklerindeki düzeni andırıyor.
Bir yönüyle, bu masadan neo-liberal bir zihniyet yansıyor. Geleneksel olarak “Tory”leri, yani Muhafazakâr Parti’yi ve onun sağ kapitalist ideolojisini desteklediği için adı “The Daily Torygraph”a çıkmış Telegraph’a bu masa tabiatıyla uygun düşer.
Diğer yönüyle de bu masa aslında yerleşik medyanın yeni iletişim teknolojileri karşısında duçar olduğu derdi sembolize ediyor. Dünyanın hızla değişen medya ortamında “ayakta durma” çabası...
Ayakta kalabilen kalır, kalamayan gider.
Ya ayaktasınız, ya da hiçbir yerdesiniz.
Bakın şu satıra kadar “gazete” sözcüğünü özellikle kullanmadım. Çünkü ziyaret ettiğim “Telegraph” aslında bir “gazete merkezi” değildi, 24 saat aktif bir “multi-platform”du.
Artık muhabir ve editörlerin aynı anda hem gazeteci, hem internetçi, hem de görsel-işitsel medya habercisi oldukları bir mecralar bileşeninden söz etmek gerekiyor.
O masa ki ona da masadan ziyade “platform” demek daha doğru, gazetenin değil, bu mecralar bileşeninin merkezini oluşturuyor.
Telegraph’ın devasa “haber merkezi”nin fotoğrafını çektim ve “tweet”ledim. Merak edenler @KadriGursel adresinden bakabilir.
Fotoğrafta habercilerin, bir dairenin çevresinden dikey açıyla bir ok gibi merkezdeki o “masa-platform”a uzanan “desk”lerde yan yana dizilerek oturduklarını göreceksiniz. O desk dizilerinin her biri, birer çoklu haber servisi aslında ve editörleri de okun başında, yani ucube masaya en yakın yerde oturuyor. Toplantı yapmak gerekiyorsa kalkıp iki adım ötedeki masanın etrafında konuşuyorlar ve sonra servislerinin başına dönüyorlar.
Ortama rahatsız edici bir sessizlik hâkim.
Dairenin dış halkasında çepeçevre ses kayıt ve multi-medya stüdyoları, toplantı salonları, güvenli telefon konuşmalarının yapıldığı küçük odalar var.
İngiliz medyasının prestijli üyesi The Guardian’ı da ziyaret ettim. Telegraph’daki ayaküstü masası örneğindeki kadar radikal olmasa bile orada da benzer bir reorganizasyon söz konusuydu.
Guardian’daki modelin bir özelliği şu: Muhabirin yazdığı haber atlatma bile olsa önce gazetede çıksın diye bekletilmiyor. Haber anında web sitesine konuluyor; ardından takip eden günün gazetesinde artık bayatlamış bile olsa yer alıyor.
“Neden gazetenin satışını olumsuz etkileme pahasına böyle yapıyorsunuz?” diye sordum... “Özel haberi gazeteye saklasak bile durum değişmiyor çünkü gazete satışlarındaki düşüş artık istikrar kazandı” dediler. Önceliği internete veriyorlar.
2009’da ortalama 358 bin satan The Guardian, 2010’da 300’e, 2011’de 280’e ve içinde bulunduğumuz yılda da 215 bin ortalamasına gerilemiş.
Büyük Britanya’da gazete satışlarındaki tepetaklak gidiş sistemik ve kimse birkaç yıl sonraki durumun neye benzeyeceğini bilemiyor. Bu yazıda aktarmaya çalıştığım modellerin de geçici ve deneysel olduğunun herkes farkında.
Ada’yı sarsan telefon dinleme skandalı ve Wikileaks belgeleri örneklerinde olduğu gibi rekabetçi ve ciddi habercilik yapma azmini sürdüren The Guardian’ın belki daha az tedirgin olmaya hakkı vardır...
Ama herkes orada yaşamak için yeni teknolojilerin ters akıntılarına karşı inat ve hırsla yüzmeyi sürdürmek gerektiğini biliyor. Orada, ihtiyacı olan oksijeni özgür medya ortamından alan iyi gazeteciliğin, diri ve sağlıklı bir balık gibi yüzerek bunu başarma şansı tabii ki daha fazla.
Burada ise iktidar medyası, yemi elden verilen akvaryum balıklarını andırıyor; öteki medya da oksijensiz bırakıldığı için akıntıya karşı yüzecek mecalden yoksun.
Kadri GÜRSEL / MİLLİYET
’35.5′ İl Mi Olacak? | Sahillere ‘Dolgu’ Kolaylığı |
Akıllı Şehir Projessi İçin Tüm İşlemler Tamam | Kentsel Dönüşüm İçin Özel Sektörün Önü Açılmalı |
Yeni İstanbul Projesi’nde İlk Adım 2013’te | Çevreyi Güzelleştiren Ofis Projeleri |
En Temiz Büyükşehir İstanbul | Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy-Sancaktepe Metrosu |
Konutder: 350 Bin Konut İnşa Edilmeli! | Her Yıl 42 Milyar Lira Finanse Edilecek’ |
Büyük Kırmızı Ev Kredisi Cazip Fırsatlar Sunuyor! | Ruhsatı Alınmış Gayrimenkuller Alıcısına Kar Ettiriyor |
Havalar Isınmadan Klima Satışları Patladı! | Dome Residence’ta 1315 Tl Taksitle! |
1000 Tl Peşinat Beğenmezsen İade! | Ankara’da Karma Proje Devrimi |
Emlak Konut Selimpaşa’da Sıfır Faizle! | Banliyö Hayatını Yaşamak İsteyenlere! |
Çevreyi Güzelleştiren Ofis Projeleri | Toki Turkuaz Polsan’da 650 Tl Taksitle! |
Fiyaka Kırıkkale’de 39 Bin Tl’ye Daire Şansı | Toki Ve Venezüella Anlaşma Aşamasında! |
Taşyapı İmzasıyla Hayat Bulacak! | Antalya’daki 2b Arazileri İçin 9 Bin Başvuru Yapıldı |
Toki 147 Milyon Liraya Avm Sattı | İstanbul’un Finans Merkezi Olabilmesi İçin Yasa Çıktı |
İstanbul’da 2b İçin 10 Bin Başvuru | Kentsel Dönüşüme Vergi Ayarı |
Yabancının Türkiye’ye İlgisi Arttı, | Bankalar 2b’den Pay Alma Telaşında |
İşte Yeni İstanbul | Atlantis City’de 285 Bin Lira’ya 3+1 |
Glow 3 Çekmeköy’de 223 Bin Lira! | Crown Tower’da Son 40 Daire, 40 Ay 0 Faiz |
Dumankaya Lobi Çarşı’da 119 Bin Liraya! | Next Level’da 3.3 Milyon Tl’ye Penthouse! |
Bahçe’n Eryaman’da 60 Ay 0.97 Faiz | Newista Life 30 Aya 0 Faiz Uyguluyor |
Riskli Evler İfşa Edilecek | Aris Park Residence’da 999 Tl Taksitle! |
Cami Yaptırana Vergi İndirimi | Japonya’dan Örnek Alınacak |
Toki’den Proton Hızlandırıcı Tesisi | Türk Şirketler Azerbaycan’ın Yeni Yüzünü İnşaa Ediyor |
İnşaat Süreci İnternetten Canlı İzlenebilecek | Japonya’dan Örnek Alınacak |
Marmara Evleri 3’de 1.2 Milyon Tl’ye Dükkan! | Tapu Dairesine Gitmeden Ödemenizin Yapın ! |
Antep’te Kentsel Dönüşüm Çalışmaları | 2 B Öncesi Rekor Satış |