Yeni Akit yazarından şok sözler: İbret olsun diye CHP kapatılmalı!
Faruk Köse: Yeni Türkiye kurulacaksa, eskiyi biçimlendiren kurumların varlığına son verilmeli.
Yeni Akit yazarı Faruk Köse, CHP’nin kapatılacağı iddialarıyla
ilgili olarak, “Bence CHP, geçmişinde müslüman toplumun inanç,
kimlik ve kişilik değerlerine karşı işlediği suçlarından dolayı
aleme ibret olsun diye kapatılmalıdır” dedi.
Faruk Köse, “CHP’nin işlediği suçları” şöyle sıraladı:
“Lozan Andlaşması ile milyonlarca kilometrekare toprağı ve millete
dair esasları Batı emperyalizmine peşkeş çeken, Hilafet’i kaldıran,
İslam’ı tümüyle hayattan uzaklaştırarak Devlet ve toplum hayatını
Laikleştiren ve Laiklik’i anayasaya sokan, kıyafet devrimiyle
binlerce insanın idam edilmesine ve zulüm görmesine yol açan,
İslami eğitim sistemini yok eden ve medreseleri kapatan, harf ve
dil devrimiyle Batı alfabesini zorla uygulayıp, toplumu köklerinden
koparan, İslami iktisat düzenini iptal edip faize dayalı kapitalist
iktisat düzenini getiren, Takrir-i Sükun Yasası ile müslüman toplum
üzerinde tam bir devlet terörü estiren, Hukukun tüm alanlarında
İslami yasaları kaldırarak Laik Batı yasalarını topluma dayatan,
Şeriat mahkemelerini kapatan, Kur’an’ı yasaklayan, Camileri satan
veya ahır vs. yapan ve daha pek çok icraatın tümünün altında
CHP’nin imzası var. M.Kemal dönemi ayrı bir dram, İnönü dönemi
başka bir dram. Günümüze dek İslam ve müslümanlar üzerinde her
türlü ‘devlet tedhişi’nin uygulanmasında başrolü oynayan da
CHP.”
Faruk Köse, yazısında, “Şimdi, eğer ‘Yeni Türkiye’ kurulacaksa,
‘eski’yi biçimlendiren kurumların varlığına son vermek adına; CHP
kadrosu başka bir partiyle yollarına devam etse de, kurumsal olarak
CHP’nin varlığına mahkeme kararıyla son verilmeli ve gerekiyorsa
bunun için yasal düzenleme yapılmalı diye düşünüyorum” görüşünü
dile getirdi.
Faruk Köse’nin Yeni Akit gazetesinin bugünkü (10 Mart 2015)
nüshasında yayımlanan, “CHP geçmişindeki suçlarından dolayı
kapatılmalı” başlıklı yazısı şöyle:
Duygusal bir toplum olduğumuzu CHP yeni anladı. Geçmişi müslüman
toplumun duygularına hiç değer vermeyen, insan yerine koymayan,
dilediği gibi dönüştürüp biçim vermeye kalkışan “saldırgan ve
aşağılayıcı icraatlar yığını”yla dolu olan CHP bunu nihayet fark
etti.
Ya da CHP hâlâ bunu anlamadı da, “üst düzey siyaset planlayıcılar”,
toplumun duygusallığına oynanması halinde elde edilebilecek sandık
başarısı hakkında CHP’yi ikna etti. Şimdi CHP, toplumun “mağdura
destek olma duygusallığı”nı sandığa yansıtarak oylarını artırmayı
plânlıyor. “CHP kapatılacak” iddiasını dillerine dolamalarının asıl
sebebi bu olsa gerek. Nitekim Adalet Eski Bakanı Bekir Bozdağ,
CHP’nin kapatılacağına dair iddiayı “uydurma bir seçim
mühendisliği” olarak tanımladı.
İddiayı ortaya atan FuatAvni, Twitter’de şöyle yazmıştı: “İş
Bankası’nın CHP üzerinden hortumlandığını ifade ederek CHP’nin mal
varlıklarına el koymayı planlıyorlar. Plana göre sonraki adım
Anayasa Mahkemesi’ne başvurup CHP’yi kapattırmak.”
Bu iddia, “kamuoyuna sunacak hiçbir projesi olmayan”, sadece
“kemikleşmiş Laik-Kemalist sol kitle”nin “ideolojik taraftarlık”la
desteklediği CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu son derece
memnun etti. Zira artık kameraların karşısına geçtiğinde söyleyecek
bir sözü olmuştu. Aslı olsun olmasın önemli değil, şimdi bu iddiayı
“mağduriyet edebiyatı”na çevirip oy isteyebilir, “projesi olmadan
seçim kazanama”sının mümkün olmadığını bildiği “politika
platformu”nda, hiç değilse “partisinin kemikleşmiş oyları”nı
muhafaza edebilirdi. Hiç gecikmedi, iddianın üzerine balıklama
atladı.
Önce iddiayı doğruladı. “Seçim yaklaşırken partilerine kurulacak
tezgâhların artabileceği”ni söyleyip, “CHP’nin yıpratılması için
hazırlıklar yapıldığı”nı anlattı. Sonra şöyle dedi: “Hazırlıkların
kimler tarafından yapıldığını, yakın bir süreç içerisinde kitabın
piyasaya sürüleceğini biliyoruz.”
Kamuoyunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın veya Ak Parti’nin CHP’yi
kapattıracağı iddiaları seslendirilirken, Kılıçdaroğlu gerçeği ifşa
sadedinde bir “kitap”tan söz etmişti. Sözünü ettiği “kitap”ın ne
olduğunu bizim Yeni Akit, “CHP’nin parti kapatma yaygarasından
bakın ne çıktı” başlığıyla haberleştirdi. Meğer işin aslı
başkaymış: “CHP’nin ‘kapatma’ gürültüsünün altından milyar dolarlık
kavga çıktı. Telaşın, Mustafa Kemal’in manevi kızı Ülkü Adatepe’nin
çocuklarının, CHP aleyhine açtığı 1 milyar dolarlık dava ile aynı
şahıslar tarafından yazılan kitaptan kaynaklandığı belirtildi.”
Ülkü Adatepe’nin çocuklarının avukatı Osman Ersin Kozanhan da, “CHP
seçim öncesi mağdur edebiyatı yapma peşinde” diyerek CHP’nin
“projesiz seçim kazanma taktiği”ne işaret etti.
Oyunun farkında olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, haliyle sessiz kalmadı;
“bir, iki parti veya üç parti neyse kendilerinin kapatılmasına
yönelik bazı operasyonların olduğundan bahsediyorlar; çok çirkin
buldum, ayıptır” dedi. Cumhurbaşkanının imalı söylediği hususu
Başbakan Davutoğlu daha açık söyleyerek, oyunu bozdu. Davutoğlu,
CHP’nin kapatılacağı tartışmalarına dair açık çek verdi: “Madem ki
böyle bir kaygı var, hemen yarın gelin, beraber Anayasa
değişikliğiyle parti kapatılmasını imkânsız hale getirelim.”
Partisinin kapatılacağını iddia eden bir Genelbaşkan, Başbakan’dan
açık çek aldığında ne yapmalıydı? Anında çağrıya uymalıydı, değil
mi? Ama Kılıçdaroğlu sus-pus. Çünkü kendisi de biliyor “CHP için
kapatılma süreci olmadığı”nı. Mesele “İş Bankası üzerindeki CHP
hortumu”na dair iddiaların gündeme gelmesini ve hatta “mahkemede
hesaplaşmaya gidilmesi”ni önlemeye ve “dikkat dağıtma”ya yönelik.
Bu arada “mağduriyet edebiyatı”yla “toplumun duygusallığı”na
hitabederek “ne kadar oy devşirirse kâr” sayacak.
CHP’nin kapatılmasına dair Hükümet cenahından bir çalışma
yürütülmediği ve iddiaların asıl nedeninin, CHP ile İş Bankası
arasındaki “akçeli işler”in açığa çıkmasını önlemek, önlenemezse,
dikkat dağıtarak bundan sıyrılmak olduğu ortaya çıktığına göre,
başlıktaki temennime geçebilirim.
Bence CHP, geçmişinde müslüman toplumun inanç, kimlik ve kişilik
değerlerine karşı işlediği suçlarından dolayı aleme ibret olsun
diye kapatılmalıdır. Neydi o suçlar, birkaç tanesini
hatırlayalım:
Lozan Andlaşması ile milyonlarca kilometrekare toprağı ve millete
dair esasları Batı emperyalizmine peşkeş çeken, Hilafet’i kaldıran,
İslam’ı tümüyle hayattan uzaklaştırarak Devlet ve toplum hayatını
Laikleştiren ve Laiklik’i anayasaya sokan, kıyafet devrimiyle
binlerce insanın idam edilmesine ve zulüm görmesine yol açan,
İslami eğitim sistemini yok eden ve medreseleri kapatan, harf ve
dil devrimiyle Batı alfabesini zorla uygulayıp, toplumu köklerinden
koparan, İslami iktisat düzenini iptal edip faize dayalı kapitalist
iktisat düzenini getiren, Takrir-i Sükun Yasası ile müslüman toplum
üzerinde tam bir devlet terörü estiren, Hukukun tüm alanlarında
İslami yasaları kaldırarak Laik Batı yasalarını topluma dayatan,
Şeriat mahkemelerini kapatan, Kur’an’ı yasaklayan, Camileri satan
veya ahır vs. yapan ve daha pek çok icraatın tümünün altında
CHP’nin imzası var. M.Kemal dönemi ayrı bir dram, İnönü dönemi
başka bir dram. Günümüze dek İslam ve müslümanlar üzerinde her
türlü “devlet tedhişi”nin uygulanmasında başrolü oynayan da
CHP.
Şimdi, eğer “Yeni Türkiye” kurulacaksa, “eski”yi biçimlendiren
kurumların varlığına son vermek adına; CHP kadrosu başka bir
partiyle yollarına devam etse de, kurumsal olarak CHP’nin varlığına
mahkeme kararıyla son verilmeli ve gerekiyorsa bunun için yasal
düzenleme yapılmalı diye düşünüyorum.