16 Kas 2013 09:58
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:45
Yeni Akit yazarından Gülen Cemaatini kızdıracak yazı!
Hükümete yakın kalemler ile Gülen Cemaati arasında ipler geriliyor..
28 Şubatçılara “bir sevap” veren İHL’yi açana
“Firavun” der mi?
Hocaefendi’ye yakın grup, bir konuşma bandı
yayınladı..
Görüntülü değil..
Sadece sesli..
Niye acaba?
Teknik imkansızlık olamaz..
Mutlaka derin bir sebebi vardır..
Öğreniriz inşaallah..
Ama ben, o konuşanın Hocaefendi olmadığına inanıyorum..
Hocaefendi’ye yakın durup da, “Hocaefendi’nin hükümeti
eleştirdiği, dershanelerin kapatılmasına karşı çıktığı” mesajı
verenlere inanmıyorum..
Niye?
Çünkü ben Hocaefendi’nin, “Dershaneler isteniyor ise.. Hemen
anahtarlarını alıp götürün. Teslim edin” diyeceğine
inanıyorum..
Dayanağım ne?
Alaaddin Kaya..
Ve Hocaefendi’nin bizzat kendisinin yazdığı mektup.
Ne yapmıştı Alaaddin Kaya?
Hocaefendi adına, 28 Şubat’ın önemli ismi Çevik Bir’den
randevu alıp, “Hocaefendi, okullarını devretmeye hazır!” mesajını
ulaştırmıştı..
Sadece Alaaddin Kaya’nın dilinden değil..
Hocaefendi’nin kendi mektubuyla da, aynı teklif
yapılmıştı..
Hocaefendi, şöyle bir mektup yazmıştı egemenlere..
Girizgahtaki cümleleri hiç alıntılamıyorum bile..
“Tamamen Türk eğitim sistemine bağlı olarak faaliyet gösteren
bu okullarda eğer, Türkiye Cumhuriyeti’nin lâik, bağımsız ve sosyal
bir hukuk devleti özelliğinin aksine bir faaliyet varsa,
devletimizden önce ben, bu okulların açılmasını teşvik etmiş bir
olarak kapatılmalarını teşvik ederim... Bununla birlikte,
devletimiz, zaten kendisinin olan bu okulları dilediği zaman
devralabilir. Kaldı ki, bu okullar zaten devletimizin olduğu için,
böyle bir devirden söz etmek bile abestir.”
Çevik Bir’e okulları devretmeye hazır olan Hocaefendi..
“Bu okullar zaten devletin” diyen Hocaefendi..
Şimdi okulların devlete geçirilmesini bir kenara
bırakın..
Dershanelerin kapatılmasını bir kenara bırakın..
Dershanelerin sadece okula dönüşmesi çalışmasına mı itiraz
edecek?
Bence mümkün değil..
Onun için diyorum ki, “Hocaefendi’nin konuşması, niye
görüntülü değildi?”
•
Ben Hocaefendi’yi, şu hoşgörüsü ile tanıdım..
28 Şubat’ın en tantanalı günleri..
Milli Güvenlik Kurulu kararları alınmış.
Sözkonusu olan, “dershaneler” değil..
“Allah’ın kelamı öğretilen” Kur’an kursları
kapatılıyor..
“Matematik, fizik” öğretilen, “üniversiteye hazırlık amaçlı
dershaneler” değil...
“Kur’an-ı Kerim, tefsir, hadis dersleri” verilen İmam
Hatiplerin orta kısımları kapatılıyor..
Hocaefendi o karanlık günlerde bile, 28 Şubat toplantısına
katılan komutanlarımız için bakın ne diyor:
“Mesela şimdi onlar da şöyle düşünüyorlarsa.. biz burada milli
güvenlik.. milletimizin güvenliğini şayet koruma mevkiinde
bulunuyorsak... ister gerçekten öyle olsun.. ister bizim
içtihatlarımıza, algılamalarımıza göre.. şu gelişmelerde rejim için
şayet bir tehlike ise.. bizim sorumluluğumuz altındadır, bunlara
müdahale etmek.. Müdahale etmediğimiz zaman tarih önünde suçlu
oluruz, mülahazasıyla hareket ediliyorsa.. meseleyi böyle
algılıyorsa.. bana göre onlar masumdurlar. Eğer işin içinde bir
hata varsa bu içtihat hatasıdır. Hatta fakihlerin mülahazasıyla da
yaklaşılabilir, içtihattaki hatalar bir sevap kazandırır, isabet
olursa iki sevap kazandırır mülahazası.”
Hocaefendi, 28 Şubat’ın komutanlarına, Kur’an öğretmeyi
yasaklayan kararlarına bile, “bir sevap” kazandıracak kadar,
hoşgörülü, iyiniyetli birisidir..
Şimdi AK Parti hükümetini, “Firavun”a benzetir mi hiç?
Benzetirse, talebeleri demez mi kendisine, “Hocam, ne iş
bu?”
Hayır, inanmıyorum..
“Darbelerin yumruğunu yedik” der mi hocaefendi!..
28 Şubat generallerini bile İslam müçtehidi yapmıştı.. “Bir
sevap kazandırmıştı” onlara..
Sadece 28 şubatçılara değil..
Kenan Evren’e de bakın ne demişti: “Evren Paşa demokrasinin
kesintiye uğraması ve daha pek çok açıdan tenkit edildi. Ama
seçmeli din derslerini mecburi yapmakla yararlı bir iş yapmıştır.
Gençlerin çoğu onun bu icraatı vesilesiyle din eğitiminden
nasiplerini almışlardır. Bu iş kanaatimce öyle büyüktür ki
doğrusunu Allah bilir hiçbir sevabı olmasa bile bu icraatı ona
yetebilir, ahirette kurtuluşuna vesile olabilir, cennete de
gidebilir.”
Bu denli hoşgörülü bir Hocamız.. Küçücük fırsatlarla insanları
cennete gönderen Hocamız.. İmam Hatipleri tekrar açan. Kur’an
kurslarına yaş sınırını kaldıran siyasilere, “Firavun” der mi
hiç?
Derse, özgür ve samimi beyanı olur mu bu?
ABD’de kalmaya devam etmesi.. Zaten tartışmalara sebep
oluyordu..
Bu denli çelişkili açıklamalar yapması, “Hocaefendi’nin
şahsına tuzak” iddialarını ciddileştirmez mi?
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN