22 Tem 2014 18:29
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:29
Yeni Akit o soruyla demokrasiye nasıl katkı sundu?
Akit'ten Yener Dönmez'in Ekmeleddin İhsanoğlu'na "ekmek kaç para" sorusuna Radikal'in tepe ismi Eyüp Can tartışmaya farklı bir açıdan yaklaştı.
CHP ve MHP'nin ortak Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun gazetelerin Ankara Temsilcileri ile buluştuğu toplantıya Akit adına katılan Yener Dönmez'in "ekmek kaç para" sorusu provokatif bir çıkış olarak yorumlansa da Radikal'in tepe ismi Eyüp Can tartışmaya farklı bir açıdan yaklaştı.
Can, Akit'in sorusunu "Bakın sonuçta Akit gazetesi Ankara temsilcisi İhsanoğlu’na takır takır ‘ekmeğin fiyatından haberin yok’ minvalinde bir soru sordu, bizler de İhsanoğlu’nun ekmeğin fiyatını gerçekten bilip bilmediğini öğrenmiş olduk." diyerek yol açtığı olumlu sonuç üzerinden yorumladı.
İşte Eyüp Can'ın bugünkü "Akit gazetesinin sorduğu o önemli soru" başlıklı yazısı...
Gazetecinin işi soru sormak.
Cevabını alsa da almasa da…
Fakat AK Parti iktidarında gazetecilerin özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan’a soru sorma imkânı ve şartı kalmadı.
Akreditasyon uygulaması adı altında demokrasi ile alakası olamayan bir medya ortamı yaratıldı.
Bir yanda partizanlar diğer yanda karşıtları!
Soru sormak hele de karşıtına imkansız hale getirildi.
Başbakan Erdoğan sadece hoşuna gidecek soruları hoşuna gidecek gazetecilerden duymayı tercih ediyor.
Aksini ne duymak istiyor ne de görmek.
Elbette bu onun tercihi…
Buna karşılık cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu her fikirden gazete çalışanı ve yöneticisi ile bir araya gelmeye özen gösteriyor.
Geçen hafta yayın yönetmenleriyle buluştu.
Hemen her gazeteden bir yönetici vardı.
Dün de gazete ve televizyonların Ankara Temsilcileri ile buluşmuş.
Dikkat ettim yine Cumhuriyet’ten Akit’e hemen her kurumun temsilcisi var.
İyi ki de var…
Çünkü eskilerin tabiriyle; ‘barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar.’
Yani ‘hakikat ışığı fikirlerin çarpışmasından doğar.’
Öylesine bir söz değil bu…
Kurucuları arasında Namık Kemal’in de bulunduğu Tasvir-i Efkâr gazetesinin sloganı.
Düşünün 150 yıl önce bu topraklarda bir gazete birinci sayfasından bu sözü yayımlıyor…
‘Fikirlerin şimşekler gibi çakmasından-çarpışmasından hakikat doğar korkmayalım’ diyor…
Oysa 2014 yılında hala bu ülkede Yeni Türkiye adı altında medyaya partizan bir anlayışla akreditasyon uygulanıyor!
Eskiden askerin yaptığını şimdi AK Parti yapıyor.
Ama bakın tek bir örnek bile bu uygulamanın aslında hepimizi nasıl kısırlaştırdığını çok güzel anlatıyor.
Ekmel Bey’e bugüne kadar birçok soru özgürce ve cesurca soruldu, soruldu da ne oldu?
İhsanoğlu siyasetin acemisi olmasına rağmen kendisini kızdırabilecek her türlü soruya büyük bir nezaket hatta zarafetle cevap verdi.
En son örneği Akit gazetesi Ankara Temsilcisi Yener Dönmez’in sorduğu soru.
Bir kere en başta şunu söyleyeyim…
Bence Yener Dönmez bugüne kadar İhsanoğlu’na sorulması gereken en önemli sorulardan birini sormuş.
‘Ekmeğin fiyatı ne?’
Öyle ya sloganı ‘Ekmek için Ekmeleddin’ olan bir aday İhsanoğlu…
Fakat soruyu nötr bir biçimde değil biraz partizanca sormuş.
‘Sizin için halktan kopuk kaldı. Ekmeğin fiyatı nedir bunu dahi bilmiyordur!’ diyorlar…’
Bence bunda da bir sorun yok…
Aksine demokrasi bu tarz soruların sorulabilmesiyle gelişir…
Nitekim İhsanoğlu ders niteliğinde bir cevap vermiş…
‘Gerçekten merak ediyorsanız, bilmiyorsanız söyleyeyim’ demiş…
‘Ekmek 1 Lira, halk ekmeği ise 60 kuruş.’
Dönmez’in Ankara-İstanbul ısrarı karşısında ‘cevabım yeterli değilse siz benim ağzımdan istediğiniz cevabı yazabilirsiniz, çünkü sizin adetinizdir’ diye de eklemiş…
Çünkü Akit gazetesi günlerdir İhsanoğlu aleyhine yayınlar yapıyor.
Ama buna rağmen İhsanoğlu Akit gazetesini çağırmamak gibi bir ayrımcılık yapmıyor.
İyi ki de öyle.
Bakın sonuçta Akit gazetesi Ankara temsilcisi İhsanoğlu’na takır takır ‘ekmeğin fiyatından haberin yok’ minvalinde bir soru sordu, bizler de İhsanoğlu’nun ekmeğin fiyatını gerçekten bilip bilmediğini öğrenmiş olduk.
Soran da cevaplayan da görevini layıkıyla yaptı.
Eğer bu karşıtlık-çarpışma yaşanmasa Namık Kemal’in yıllar önce gazetesine slogan yaptığı hakikat ışığı nasıl yanacak?
Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan’ın basın toplantıları hakikat ışığı tarafından ne zaman aydınlanacak?
Can, Akit'in sorusunu "Bakın sonuçta Akit gazetesi Ankara temsilcisi İhsanoğlu’na takır takır ‘ekmeğin fiyatından haberin yok’ minvalinde bir soru sordu, bizler de İhsanoğlu’nun ekmeğin fiyatını gerçekten bilip bilmediğini öğrenmiş olduk." diyerek yol açtığı olumlu sonuç üzerinden yorumladı.
İşte Eyüp Can'ın bugünkü "Akit gazetesinin sorduğu o önemli soru" başlıklı yazısı...
Gazetecinin işi soru sormak.
Cevabını alsa da almasa da…
Fakat AK Parti iktidarında gazetecilerin özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan’a soru sorma imkânı ve şartı kalmadı.
Akreditasyon uygulaması adı altında demokrasi ile alakası olamayan bir medya ortamı yaratıldı.
Bir yanda partizanlar diğer yanda karşıtları!
Soru sormak hele de karşıtına imkansız hale getirildi.
Başbakan Erdoğan sadece hoşuna gidecek soruları hoşuna gidecek gazetecilerden duymayı tercih ediyor.
Aksini ne duymak istiyor ne de görmek.
Elbette bu onun tercihi…
Buna karşılık cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu her fikirden gazete çalışanı ve yöneticisi ile bir araya gelmeye özen gösteriyor.
Geçen hafta yayın yönetmenleriyle buluştu.
Hemen her gazeteden bir yönetici vardı.
Dün de gazete ve televizyonların Ankara Temsilcileri ile buluşmuş.
Dikkat ettim yine Cumhuriyet’ten Akit’e hemen her kurumun temsilcisi var.
İyi ki de var…
Çünkü eskilerin tabiriyle; ‘barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar.’
Yani ‘hakikat ışığı fikirlerin çarpışmasından doğar.’
Öylesine bir söz değil bu…
Kurucuları arasında Namık Kemal’in de bulunduğu Tasvir-i Efkâr gazetesinin sloganı.
Düşünün 150 yıl önce bu topraklarda bir gazete birinci sayfasından bu sözü yayımlıyor…
‘Fikirlerin şimşekler gibi çakmasından-çarpışmasından hakikat doğar korkmayalım’ diyor…
Oysa 2014 yılında hala bu ülkede Yeni Türkiye adı altında medyaya partizan bir anlayışla akreditasyon uygulanıyor!
Eskiden askerin yaptığını şimdi AK Parti yapıyor.
Ama bakın tek bir örnek bile bu uygulamanın aslında hepimizi nasıl kısırlaştırdığını çok güzel anlatıyor.
Ekmel Bey’e bugüne kadar birçok soru özgürce ve cesurca soruldu, soruldu da ne oldu?
İhsanoğlu siyasetin acemisi olmasına rağmen kendisini kızdırabilecek her türlü soruya büyük bir nezaket hatta zarafetle cevap verdi.
En son örneği Akit gazetesi Ankara Temsilcisi Yener Dönmez’in sorduğu soru.
Bir kere en başta şunu söyleyeyim…
Bence Yener Dönmez bugüne kadar İhsanoğlu’na sorulması gereken en önemli sorulardan birini sormuş.
‘Ekmeğin fiyatı ne?’
Öyle ya sloganı ‘Ekmek için Ekmeleddin’ olan bir aday İhsanoğlu…
Fakat soruyu nötr bir biçimde değil biraz partizanca sormuş.
‘Sizin için halktan kopuk kaldı. Ekmeğin fiyatı nedir bunu dahi bilmiyordur!’ diyorlar…’
Bence bunda da bir sorun yok…
Aksine demokrasi bu tarz soruların sorulabilmesiyle gelişir…
Nitekim İhsanoğlu ders niteliğinde bir cevap vermiş…
‘Gerçekten merak ediyorsanız, bilmiyorsanız söyleyeyim’ demiş…
‘Ekmek 1 Lira, halk ekmeği ise 60 kuruş.’
Dönmez’in Ankara-İstanbul ısrarı karşısında ‘cevabım yeterli değilse siz benim ağzımdan istediğiniz cevabı yazabilirsiniz, çünkü sizin adetinizdir’ diye de eklemiş…
Çünkü Akit gazetesi günlerdir İhsanoğlu aleyhine yayınlar yapıyor.
Ama buna rağmen İhsanoğlu Akit gazetesini çağırmamak gibi bir ayrımcılık yapmıyor.
İyi ki de öyle.
Bakın sonuçta Akit gazetesi Ankara temsilcisi İhsanoğlu’na takır takır ‘ekmeğin fiyatından haberin yok’ minvalinde bir soru sordu, bizler de İhsanoğlu’nun ekmeğin fiyatını gerçekten bilip bilmediğini öğrenmiş olduk.
Soran da cevaplayan da görevini layıkıyla yaptı.
Eğer bu karşıtlık-çarpışma yaşanmasa Namık Kemal’in yıllar önce gazetesine slogan yaptığı hakikat ışığı nasıl yanacak?
Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan’ın basın toplantıları hakikat ışığı tarafından ne zaman aydınlanacak?