28 Eki 2013 15:04 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:43

YAZARLAR 'MARMARAY' İÇİN NE YAZDI?

Türkiye, tarihinin en büyük ve önemli projelerinden Marmaray'ın hizmete girmesini bekliyor..

1400 metresi denizin altında olan Marmaray ile Asya-Avrupa geçişleri 4 dakikaya inecek. Günde 1 milyondan fazla yolcu taşınacak.

Marmaray, Cumhuriyetin 90’ıncı kuruluş yıldönümü olan yarın devletin zirvesi ile dünya liderlerinin katılımıyla açılacak olan dev proje, sadece Anadolu ve Avrupa yakalarını değil, bir anlamda, Pekin ile Londra arasını kesintisiz demiryolu hattıyla birleştirecek. Marmaray’ın ilk istasyonu Ayrılıkçeşme, Kadıköy-Kartal-Kaynarca metro hattıyla entegre olacak. Marmaray, İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren Hattı’nın yanı sıra İstanbul Metrosu’na da bağlanacak.

Peki bu önemli proje için medyanın ağır topları neler yazdılar ve Marmaray projesi için ne gibi düşünceler taşıyorlar.

İşte köşe yazarlarının Marmaray yazıları;

TAHA AKYOL - HÜRRİYET

Yenikapı istasyonundan Marmaray’a bindik, Üsküdar’a gittik ve döndük. Tam orta yerde, deniz yüzeyinin 62 metre derininde durduk, trenden tüpe çıktık. Genel Yayın Yönetmenimiz Enis Berberoğlu, Binali Bey’le birlikte fotoğrafımızı çekti.
Bağlantılar tamamlanınca saatte
75.000 yolcu bu noktadan hiç durmadan geçecek, Üsküdar-Sirkeci arası, denizin
dibinden, 3 dakika!
Denizin altında, o noktada bu muazzam projenin başmimarıyla fotoğraf çektiriyorum. İçimde bir ‘tarihsellik’ duygusu hissettim.

BİLİM VE EKONOMİ

Aynı zamanda bilim ve teknoloji konusunda “mahviyetkâr bir hayranlık” hissettim.
Jeolojik sondajlarla deniz zemini incelenmiş. Deniz zeminindeki yumuşak sıvılaşabilir yerler “özel çimento” ile doldurulup “granit kaya gibi sağlam” hale getirilmiş...
Marmaray’ı oluşturacak 11 tane tüpün oturacağı deniz tabanı şerit halinde kazılmış... Sonra tüpler, “milimi milimine bu şeride yerleşecek şekilde” denize indirilerek monte edilmiş. Boğaz’da kuvvetli dip akıntıları olduğu için bu son derece önemli.
Denizin altındaki bu tünellerde muhtemel su sızmalarına, kazalara, depremlere karşı güvenlik alanları, trenleri anında dışarıya çekecek elektronik sistemler konulmuş.
“Büyük deprem ihtimaline karşı Marmaray tüpleri dışarıdan daha güvenlidir!”
Bütün bunların bedeli 5.5 milyar lira, kabaca 2 milyar dolar! Uzun vadeli çok ehven şartlı dış kredi...
Bu da ekonominin gücü.
Marmaray hayırlı olsun. Türkiye’nin böyle büyük başarılarına politika katmayalım, hepimiz sevinelim.

ABBAS GÜÇLÜ - MİLLİYET

Arkeologlara kalsa 2023’te zor biterdi

Marmaray’ın resmi açılışına sayılı saatler kaldı...
Dün bir mucize gerçekleşti ve bazen saatlerce süren Avrupa’dan Asya’ya geçişi, Bakan Binali Yıldırım‘ın konuğu olarak birkaç dakikada gerçekleştirdik. Hatta İstanbul Boğazı’nın en dibinde ve orta yerinde mola verip, fotoğraf çektirdik...
Yüzyılın Projesi tanımlamasını abartılı bulanlar oldu. Ama inanın bunu fazlasıyla hak ediyor. Aynı heyecanı GAP’ı gezerken de yaşamış ve aynı gururu duymuştum...
Ancak, Marmaray’ın bu görkemli üstünlüğü çok uzun sürmeyecek. Çünkü iki yıl sonra açılışı gerçekleşecek Avrasyaray Projesi Marmaray’dan daha da ihtişamlı.
Marmaray’dan sadece tren geçecek. Avrasyaray’dan ise kamyon, TIR hariç her şey...
Marmaray asrın projesi olarak lanse ediliyor. Peki, çok daha görkemli olan Avrasyaray ne olacak? Ona da bin yılın projesi mi denilecek? Bakan Yıldırım, onun için henüz bir tanımlama yapılmadığını söylüyor. 2015’te açılacak ve dünyanın en derin tüp projesi olacakmış. Genişliği 14.5, derinliği ise 108 metre. Ayrıca Avrupa’nın en uzun yürüyen merdivenine sahip olacakmış...

Deprem riski var mı?
Denizin altından tüp geçişle kıtalararası yolculuk fikrine alışmamız kolay olmayacak gibi. Çünküşehir efsanelerinin sonu gelmiyor. Deprem olursa, bozulursa, trafik tıkanırsa ya da farklı bir sorunyaşanırsa ne olacak?
Bu yetmiyormuş gibi, bir de Japon mühendislere atfedilen, eksikler tamamlanmadan açılıyor yönündeki söylemler tedirginliği daha artırıyor.
Bütün bunları Bakan Yıldırım’a ve kurmaylarına sorduk. Bu söylentileri çıkartanlara kızsalar da renklerini belli etmeden güldüler, geçtiler. Ama her soruyu da tek tek cevaplandırdılar.
Marmaray, en yüksek şiddetli depreme bile dayanaklı olacakmış. Depreme tünelde yakalanmak, yeryüzünde yakalanmaktan daha güvenliymiş. Çünkü, bütün olumsuz senaryolar düşünülmüş ve ona göre önlemler alınmış...
Örneğin denizin orta yerinde tren bozuldu ya da elektrikler kesildi.
Bu konuda da rahat olun, rayların hemen yanında tahliye koridorları varmış. Ayrıca deniz altındaki tünel tek parça değil, 10’a yakın parçadan oluşuyor ve her parçadan sonra güvenlikodaları bulunuyor.
Sürat, deniz altına girince düşüyor. Ayrıca denize girdiğinizi, tünelin yuvarlaktan kareye dönüşmesinden anlıyorsunuz...

Üsküdar’a metroyla giderken...
Marmaray’la birlikte atasözleri de değişecek gibi. Bakan Yıldırım buna da vurgu yaptı.

ASLI AYDINTAŞBAŞ - MİLLİYET

Dün basına tanıtımı yapılan Marmaray’a bakışım, geçen ay büyük tantanayla açılan ‘Demokratikleşme’ paketine olan tavrımla aynı: Evet ama, yetmez!
Toplu taşımacılık (ve demokratikleşme) adına atılan her adımı, elbette alkışlıyoruz. Bir İstanbullu olarak, başta Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Samimi olarak.
Ama kentin devasa sorunları, plansız şehirleşme, hormonlu büyüme, arabesk yapılaşma, haşur huşur ağaç kesme sevdası, Ben-Yaptım-Oldu’cu yerel yönetim anlayışı ve trafik derken, bu iddialıprojenin de tek başına İstanbulluların derdine deva olması mümkün değil. (Aynı cümleyi üçüncü köprü için de kurabilirim.)
Ben, Başbakan’ın sık sık eleştirdiği ‘İstemezükçü’ tayfadan değilim; hiç olmadım. Şehrin ilerlemesi için, dev projelerin, iddialı işlerin yapılması lazım. 17 milyonluk bir şehrin, ‘O yapılmasın, bu yapılmasın’ deme lüksü yok. Ama işte, mesele tam da bu! Kent, kontrolsüz bir hızla büyüyor. Ülke ekonomisi, büyük ölçüde İstanbul’daki rant dağıtımı üzerinden devinim kazanıyor. İnşaat ekonomisine eroin gibi bağımlıyız. Bu yüzden de önce altyapıyı kurup, ardından şehri planlayanAvrupa ve Doğu Avrupa başkentlerinden farklı olarak, bizler koştur koştur ‘şehir’ denilen bu dev canavarı yakalamaya, arkasından yama yapmaya çalışıyoruz. Dilimiz dışarıda koşup yolyapıyoruz, ara yollar açıyoruz, üst geçit yapıştırıyoruz, alt geçit çakıyoruz, büyük metropollerden bir asır sonra metro ve toplu taşımacılık planlıyoruz.
Yapmayalım mı? Tabii ki yapalım. Ama şehrin acımasız büyüme ve gelişme hızına yetişmek mümkün değil.

MAHMUT ÖVÜR - SABAH

DÜNYADA BENZERİ YOK
Bakan Yıldırım, fotoğraflar üzerinden projenin ayrıntılarını anlatırken, teknik bilgiler de veriyor: "Projesi 5.5 milyar TL'ye mal oldu. Şimdi 14 kilometrelik bölümü devreye giriyor. Kadıköy Ayrılıkçeşme ile Kazlıçeşme buluşuyor. Buradan Taksim-Hacıosman metrosuna ve Bağcılar metrosuna da bağlantılar var. Denizin 62 metre altında yapılan geçiş için her türlü hesap yapıldı. Dünyada denizin 62 metre altından geçen başka bir proje yok." Bakan Yıldırım, projenin arkeolojik kazılar nedeniyle gecikmesinin başka bir zenginliğe yol açtığını da söylüyor. İstanbul'un bilinen 6 bin yıllık tarihi, bu kazılarla 8 bin 500 yıla uzanıyor. Bakan tam da bu nedenle şöyle diyor: "Marmaray İstanbul'un tarihini yeniden yazan bir proje olarak tarihe geçti." Projenin tarih ve teknik kısımları kadar İstanbul'un gündelik hayatına getireceği kolaylıklar ve riskler de merak ediliyor. Bakan Yıldırım, Marmaray'ın getireceği kolaylıkları sıralarken o ünlü atasözüne atıf yapıyor: "Artık Atı alan Üsküdar'ı geçti değil artık Marmaray'a binen Sirkeci'ye geçti denilecek. Çünkü Üsküdar-Sirkeci arası sadece 3 dakika. Ayrılıkçeşme-Kazlıçeşme arası ise 16 dakika. Fiyatı da 1 lira 95 kuruş. Ama eğer başka bir hattan gelip Marmaray kullanılırsa o zaman 1.40 kuruşa iniyor. Artık araba alışkanlıklarımızı terk etmeliyiz. Üsküdar veya Kadıköy'den karşıya geçmek için mazeret kalmadı."

DEPREM GÜVENLİĞİ
Marmaray, hem tarihi derinliği olan hem de küresel boyutları olan bir proje... 29 Ekim'den sonra gündelik hayatımızın bir parçası olacak. Bu heyecan yaşanıyor ama denizin altından geçmesi ve İstanbul depremi nedeniyle de temkinli yaklaşılıyor. Acaba hem deprem hem yolcu güvenliği açısından durum ne? Binali Yıldırım, bu konularda kendisi bilgi verdiği gibi uzmanları da konuşturuyor. Özellikle deprem konusunda Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik'le çalışıldığı, her türlü önlemin alındığı ve tünelin 7.5 büyüklüğünde bir depreme göre yapıldığını söyleniyor. Hatta Bakan Yıldırım, binalarla kıyaslayarak tünelin daha güvenliği olduğunu belirtiyor. Ayrıca kaza, yangın gibi felaketler açısından da Marmaray'ın güvenliğinin üst düzeyde olduğu vurgulanıyor. Otomatik Tren Kumanda merkezi ve Kandilli'de Marmaray'ın içinde oluşabilecek deprem dahil her farklı hareket izleniyor.

YENİ BİR İSTANBUL DOĞUYOR
Birkaç ay önce henüz rayların döşenmediği günlerde Marmaray'ı denizin ortasına kadar yürüyerek gezmiştim. Bu kez, Bakan Yıldırım'la birlikte Yenikapı'dan Üsküdar'a metroyla geçiyoruz. Bir ara tam ortalarda duruyor ara geçişleri geziyoruz. Herkes hatıra fotoğrafları çektiriyor. Gerçekten de birkaç dakikada Üsküdar'da olmak insanı şaşırtıyor. Ama hızla değişen dünyada belki de bir süre sonra bu adım bile yetmeyecek bize... İstanbul'un hâlâ en sıkıntılı sorunun ulaşım... Ama Marmaray bu sorunu aşmak açısından tarihi bir dönüm noktası. Siyasette sık kullanılan bir söz var; Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İstanbul'da da Marmaray'dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hele Hızlı Tren, yeni metro hatları, üçüncü köprü ve Marmaray'a kardeş gelen otomobillerin geçeceği Avrasya Tüneli'yle dünyanın cazibe merkezi olacak farklı bir İstanbul doğuyor.

GÜNSELİ ÖZEN OCAKOĞLU - ZAMAN

Marmaray’la birlikte azalan karayolu trafiğinde oluşan yıllık 425 bin ton zehirli gaz atmosfere karışmayacak. Tasarruf edilecek taşıt enerjisini de bir düşünün.

Kazı esnasında ortaya çıkan arkeolojik kalıntılar İstanbul’un 6 bin değil 8500 yıllık bir yerleşim merkezi olduğunu ortaya çıkardı. Buluntular Yenikapı İstasyonu’nda sergileniyor. Replikaları da yapılan kalıntılar istasyona müze havası veriyor. Çok Avrupai. Kaldı ki İstanbul Arkeoloji Müzesi dünyanın en zengin batık gemi koleksiyonuna da sahip olmuş. Meraklıları müzeye gidip görebilir.

“Aslında tamamlanmadı erken açılıyor” söylemleri şehir efsanesi çünkü projenin 2009’da bitmesi gerekiyordu. Antik kalıntılar süreci uzatırken, arkeologlara kalsaydı 2023’te bile Marmaray açılamazdı.

Bakanlık İstanbul trafiğini iyileştirmeye ve rahatlatmaya yönelik 200 milyar TL’si bakanlık, 60 milyar TL’si yap, işlet, devret olmak üzere 260 milyar TL yatırım yapmış. Rahatlama “raybüs” sistemi tamamlanınca olacak.

İçinden ray geçen sualtı ve üstü tüm çalışmalarda TC Devlet Demir Yolları’nın 157 yıllık deneyimi atlanmamalı.

İstanbul’un trafik sorunu giderek artarken

Ne kadar temkinli olduğumu bilenler Marmaray’a girdiğimi duyunca, “Korkmadın mı?” diye soruyor. Korkmadım çünkü aşağısı, üstündeki trafikten daha sakin ve tehlikesizdi. İçerideki aydınlatma ve ferahlık nerede olduğunuzu unutturuyordu, özellikle havalandırma güçlüydü. Boğazın ortasında durup trenden indik ve her 200 metrede bir yer alan güvenli odalara girdik, kontrol ettik hatta fotoğraf bile çektirdik ve maazallah bilinmez riskler için alındığı söylenen tedbirleri gördük. Elbette itimat ettik. Aynı kaygıları Boğaziçi Köprüsü inşa edilirken de duymuştuk ama şimdi bırakın vazgeçmeyi bakıma alındığında bile konforumuz bozulduğu için söyleniyoruz.

Her zaman vardı ama okulların da açılmasıyla birlikte İstanbul trafiğine ilişkin şikayetler giderek artıyor. Eskiden belli saatlerde sakinleşen yollardan kendine güzergâh seçen İstanbullular, artık günün her saatinde keşmekeşte. Umuyorum ki Marmaray projesi ve bağlantılı ray sitemi İstanbul’un trafik problemini büyük ölçüde hafifletecek.