08 Tem 2012 15:36
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:53
''YAZAR HANIM KOSKOCA GAZETEYİ KOCASININ KÖŞKÜ HALİNE GETİRDİ''
Taraf yazarı Barbaros Altuğ, isim vermeden Elif Şafak, Radikal ve tüm yazarlarını topa tuttu!
Kaçın kurası
Sibel Tüzün’ün belki de bildiğimiz tek şarkısı elbette Sezen Aksu’dan: Kaçın Kurası. Boşuna hatırlamadım bu şarkıyı aniden; bu hafta (tek gazete hariç) her gazetede gördüğümüz güzide sözler bu fingirdek şarkının da girişindeki şen şakrak sözlerin aynısı zira. Sibel Tüzün en alımlı haliyle tüyo veriyor sanki: Gönül Gözüm Kapalı.
Kullan at mevlevisi
Sibel Tüzün’ün hamamlarda eğlenerek ve kendisine söylenecekleri peşinen kabul ederek şakıdığı sözler bayram değil seyran değil birden “o mâlum odaklar” olarak bizlere yöneldi.
Baştan söyleyeyim; ne gönül gözüm kapalı ne de kuru gürültüye pabuç bırakacak cins bir insan evladıyım. O nedenle önce bu sözlerin tamamını sahibine iade ederek işe başlayayım. Sözü söyleyenin sadece gönül gözü değil uzun zamandır beş duyusunun tamamı kapalı üstelik. Bizim gördüklerimizi görmüyor, duyduklarımıza sağır, konuştuklarımızı anlamıyor küçük hanım. Ama demek ki kocasının köşkü haline getirdiği gazete artık ona yetmez olmuş ve hepimizi işaret ederek bağırıyor ağırlandığı röportajlarda, tepetepe kullanarak yüklüce para kazandığım evlevilik sabrını falan da unutup (her şey gibi mevlevilik de kendini taşıttığı bir araç elbette, işine gelmediği an başka bir ata atlayıp terkederek ölmeye bırakabilir onu da anında).
Sınırsız sorumsuz
Telif hakkına saygı, ahlâki bir duruş gibi simitçide dahi bulunması elzem insani tavırlardan dem vuran entelektüeller değil sadece “ayıp artık bu kadarı” diyenler. Konuyu Taraf manşetüstünden veriyor ama PRcı gazetecilerin şahları bile dayanamayıp yazıyor hafta boyu köşelerinde; “bir sanatçının eserini izinsiz almışsın, daha ne yapacaktın” yollu yazılar yayınlıyor Sabah, Hürriyet yazarları. Onların bile canına tak etmiş demek ki ne “koca”nın ne “reklamcı ahbaplar”ın şerrinden çekinmiyorlar.
Çeyizinden mi çıktı?
Gözü kapalı olanlarsa kim biliyor musunuz? Kart reklamcısının “Koca”nın torpiliyle kendi çeyizinden bir parça haline getirdiği, bir zamanların doğrucu Davut’u şimdinin alay konusu Radikal gazetesi yazarları. Herkese gözünün üstünde kaşın var yazmaktan gocunmayan Radikal ’in 56 yazarı hep birden üç maymun oluyor; ne alenen başkasının sanat eserinden arak kapağı görmüşler, ne yazılanları okumuşlar ne de yorum yapma yetenekleri var sanki!
Adını çor koydum
“Saygın” yazarımız (aldığı en büyük “edebi” ödüller Kombassan Holding’in zottirik Mevlana ödülü ile (şaka değil) pazarlama ödülü bu arada; sanırsınız Adalet Ağaoğlu ya da Yaşar Kemal’den bahsediliyor) geçen hafta tam 3 kere kocasının Radikal ’ine konuk olurken bu kapak mevzuu asla ve kat’a tek satır dahi giremiyor aile gazetelerine; istemiyor sultanları işte belli ki. Ne mangalda kül bırakmayan dedikodu köşecisi şeften ne de diğer “cesur yürek”lerden tık yok. Olmasın da zaten; onların saati hep yanlış, maaile hep kafaları kumda.
Uzun lafın kısası photoshop güzelim: Benim gönül gözüm kapalı değil ama kafasını kuma gömenlerin arka tarafları hep açık kalır. Bize de oralara gülmek kalıyor işte. Bu da hem sana hem yancılarına kapak olsun. Senin için zor biliyorum ama çorlamamaya çabala, bu “kapağın” bari özgün kalsın.
Barbaros Altuğ / TARAF
Sibel Tüzün’ün belki de bildiğimiz tek şarkısı elbette Sezen Aksu’dan: Kaçın Kurası. Boşuna hatırlamadım bu şarkıyı aniden; bu hafta (tek gazete hariç) her gazetede gördüğümüz güzide sözler bu fingirdek şarkının da girişindeki şen şakrak sözlerin aynısı zira. Sibel Tüzün en alımlı haliyle tüyo veriyor sanki: Gönül Gözüm Kapalı.
Kullan at mevlevisi
Sibel Tüzün’ün hamamlarda eğlenerek ve kendisine söylenecekleri peşinen kabul ederek şakıdığı sözler bayram değil seyran değil birden “o mâlum odaklar” olarak bizlere yöneldi.
Baştan söyleyeyim; ne gönül gözüm kapalı ne de kuru gürültüye pabuç bırakacak cins bir insan evladıyım. O nedenle önce bu sözlerin tamamını sahibine iade ederek işe başlayayım. Sözü söyleyenin sadece gönül gözü değil uzun zamandır beş duyusunun tamamı kapalı üstelik. Bizim gördüklerimizi görmüyor, duyduklarımıza sağır, konuştuklarımızı anlamıyor küçük hanım. Ama demek ki kocasının köşkü haline getirdiği gazete artık ona yetmez olmuş ve hepimizi işaret ederek bağırıyor ağırlandığı röportajlarda, tepetepe kullanarak yüklüce para kazandığım evlevilik sabrını falan da unutup (her şey gibi mevlevilik de kendini taşıttığı bir araç elbette, işine gelmediği an başka bir ata atlayıp terkederek ölmeye bırakabilir onu da anında).
Sınırsız sorumsuz
Telif hakkına saygı, ahlâki bir duruş gibi simitçide dahi bulunması elzem insani tavırlardan dem vuran entelektüeller değil sadece “ayıp artık bu kadarı” diyenler. Konuyu Taraf manşetüstünden veriyor ama PRcı gazetecilerin şahları bile dayanamayıp yazıyor hafta boyu köşelerinde; “bir sanatçının eserini izinsiz almışsın, daha ne yapacaktın” yollu yazılar yayınlıyor Sabah, Hürriyet yazarları. Onların bile canına tak etmiş demek ki ne “koca”nın ne “reklamcı ahbaplar”ın şerrinden çekinmiyorlar.
Çeyizinden mi çıktı?
Gözü kapalı olanlarsa kim biliyor musunuz? Kart reklamcısının “Koca”nın torpiliyle kendi çeyizinden bir parça haline getirdiği, bir zamanların doğrucu Davut’u şimdinin alay konusu Radikal gazetesi yazarları. Herkese gözünün üstünde kaşın var yazmaktan gocunmayan Radikal ’in 56 yazarı hep birden üç maymun oluyor; ne alenen başkasının sanat eserinden arak kapağı görmüşler, ne yazılanları okumuşlar ne de yorum yapma yetenekleri var sanki!
Adını çor koydum
“Saygın” yazarımız (aldığı en büyük “edebi” ödüller Kombassan Holding’in zottirik Mevlana ödülü ile (şaka değil) pazarlama ödülü bu arada; sanırsınız Adalet Ağaoğlu ya da Yaşar Kemal’den bahsediliyor) geçen hafta tam 3 kere kocasının Radikal ’ine konuk olurken bu kapak mevzuu asla ve kat’a tek satır dahi giremiyor aile gazetelerine; istemiyor sultanları işte belli ki. Ne mangalda kül bırakmayan dedikodu köşecisi şeften ne de diğer “cesur yürek”lerden tık yok. Olmasın da zaten; onların saati hep yanlış, maaile hep kafaları kumda.
Uzun lafın kısası photoshop güzelim: Benim gönül gözüm kapalı değil ama kafasını kuma gömenlerin arka tarafları hep açık kalır. Bize de oralara gülmek kalıyor işte. Bu da hem sana hem yancılarına kapak olsun. Senin için zor biliyorum ama çorlamamaya çabala, bu “kapağın” bari özgün kalsın.
Barbaros Altuğ / TARAF