YAZ KIZIM AYŞE YAZ, GAZETECİDEN DOST OLMAZ!..AYŞECİK'İ İSYAN ETTİREN GAZETECİ KİM?
Yaz kızım Ayşe yaz, bir daha yaz, bin daha yaz, kafana yaz, kâğıda yaz, nereye yazarsan yaz; 'gazeteciden dost olmaz'mış.
Gazeteciden dost olmaz!
Yaz kızım Ayşe! Bin kere hatta 10 bin kere "Gazeteciden dost olmaz."
Hatta sindire sindire bir 10 bin kere daha yaz "Ga-ze-te-ci-den dost olmaz!"
Bir insan 7 senedir aynı kazıkları yer yer de akıllanmaz mı?
Darbe ala ala bir insanın gözü ucundan azıcık olsa da açılmaz mı? Biraz şüpheyle yaklaşmayı öğrenemez mi?
Yok! Medya tarihinin gelmiş geçmiş en iyi niyetli, en saf salağı benim! İşte orası kesin!
Arkadaş biliyorum, dost biliyorum. Aynı masada yemek yedik ya, aynı dertleri çektik ya, sarıldık kucaklaştık ya 'tamamdır' zannediyorum.
Hem sorarım size sevgili okur; insan başkalarını nasıl bilirmiş? Tabii ki de kendisi gibi.
Bir gün haberin cilvesine kapılıp karşımdakini satmadım. Bir gün 'bomba, bomba, ilk kez bizde, özel haber' gibisine iştahlarla gönül kırmadım. Abartmadım, eklemedim, çıkartmadım, çarpmadım, köpürtmedim, arkadaşı yarı yolda bırakmadım, insanlığı flaş haberlere tercih ettim.
Bu benim! Öbür türlüsü geceleri uykularımı delik deşik eder. Hem bu saatten sonra huyum değişmez ama onların da değişmiyor işte.
En yakın kız arkadaşlarımdan birinin abisidir Ahmet Cumalı. Posta'nın Ahmet Cumalısı...
Ne günleri paylaştık biz ailece... Ağladık, kayıplar yaşadık, güldük, eğlendik. Bir haber çıkıyor, Ahmet beni arıyor, önce dostabi Ahmet'e cevap veriyorum sonra diyorum ki "Ahmetciğim, ben durum nedir bilmiyorum, konuşmak da istemiyorum, sen benim ağzımdan yorum yazma lütfen." "Tamam" diyor.
Sonra ne oluyor?
Sabah uyanıyorsun. Posta Gazetesi' nde kocaman görüyorsun haberini. Üstelik senin ağzından yazılmış, dediklerin sağa sola çekilmiş, karşıdakinin canını acıtan cümleler kullanılmış.
Üzülüyorsun... Hadi haberi boş geç, bugünün flaş haberi yarının bayat haberidir biliyorsun. Sen, yediğin kazığa üzülüyorsun.
Bir ilişki başladığı gibi bitebilir, mühim olan senin sahayı nasıl terk ettiğindir. Ben hiç "Kafamı bozarlarsa, her şeyi açıklarım" der miyim? Hem 'her şey' ne? Bir rezalet var da onu mu gizliyorum? Yahu ben Sulhi Amca'dan ayrılan Sibel Can mıyım?
Saçma! İnsan "sevgilim" dediği adamın arkasından böyle konuşur mu basına?
Kendimi nasıl kötü hissettiğimi anlatamam.
Yani neymiş? Neymiş? Hanimiş? Hanimiş?
Yaz kızım Ayşe yaz, bir daha yaz, bin daha yaz, kafana yaz, kâğıda yaz, nereye yazarsan yaz; 'gazeteciden dost olmaz'mış.
Hele bu âlemde kimseden bir halt olmazmış, herkes menfaat peşindeymiş, akıllar gönül gözüyle değil, şöhret gözüyle işlermiş.
Sevgiler, sevgililikler sandığın gibi sahici değilmiş, sahici olan tokadı yermiş, sahici olan çekiştirilirmiş, sahici olanın duyguları kullanılırmış. 'Sevgi' dediğin 'aşk' dediğin, 'arkadaşlık' dediğin mazide kalan güzel sözlermiş...
Ah be kardeşim başına ne gelmiş.
Ayşe Özyılmazel/SABAH