24 Mar 2023 19:28 Son Güncelleme: 24 Mar 2023 20:05

Yavuz Ağıralioğlu Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verecek mi? Canlı yayında 'Duyulsun istiyorum' dedi

Geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarla siyaset gündemine oturan İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, katıldığı bir televizyon yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, Habertürk'te Gazeteci Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı.

Ağıralioğlu'nun açıklamalarından satır başları:

Düzenlediğimiz basın toplantısının muhteviyatıyla ilgili genel başkanımızla görüşmemiz olmadı. En son 3 gün önce görüştük. Süreci değerlendirdik, masadan kaldırıldı, tekrar masaya avdet edildi.

Seçime ilişkin olarak ve bir de parlamentoda temsiliyeti kuvvetlendirme yönünde istişarede bulunduk. Tek başına kalmanın, müstakil olmanın zorlukları, avantajları hem GİK hem divanda görüşüldü. Genel başkan da masadan kalkarken de 'GİK'in onayıyla veriyoruz' demişti. Biz konuştuğumuz meseleleri sizin programlarınızda da üç dört senedir konuşuyoruz.

"MASA ÖNÜMÜZDEN KALDIRILDI, MASAYI ALIP GİTTİLER"

Biz süreç içerisinde gadre uğrayan partiyiz. Masada itiraz eden kalkan bizmişiz diye takdim edilen bir süreç yaşandı.

Masanın kuruluşundan itibaren güçlendirmek için her şeyi yaptığı yerde bir milim oynamadık. İstişare, mutabakat, ortak akıl, usule ve esasa dair ne varsa hepsinin arkasında bir milim oynamadan duruyorduk. Masayı alıp gittiler. Masada 5 kişinin onayı alınmış oldu. Masa önümüzden kaldırıldı, masayı alıp gittiler.

"BU CÜRETKARLIK ASLA KABUL EDİLEBİLİR BİR ŞEY DEĞİLDİ"

İYİ Parti çok arzu ediyor ki yüzde 65-75 olsun. Süreci bütün olarak takdim ettiğimiz esaslar çerçevesinde partinin siyasi menfaatini öncelemediğimiz için yaptıklarımızın nezaketsizlikle karşılaşması partiyi şoka soktu.

Burada tekliflerimizin merkezinde olan, daha çok mutabakatla kazanmak. Masada İYİ Parti yok sayılarak 'Siz imzalamasınız da olur' cüretkarlığına kavuşması asla kabul edilir bir şey değil.

"KILIÇDAROĞLU'NUN VERDİĞİ CEVAP NAZİKTİ"

Masada kriz yaşandı. Biz kavga edersek de mutabık kalırsak da tutacağımız hat, iktidara yönelttiğimiz ahlaki üstünlüğümüzü muhafaza etmek.

Bizden özür dilenmedi. Tekliflerimiz nezaketle karşılanmadı. Şunu demek zorundaydım; ahlaki üstünlüğünü kaybederek girdiğimiz yarışta daha hoşgörüsüz ve sizi tenkit edenlere saldırgansanız, milletinizin karşısına çıkıp benim böyle olduğunu bildiğim adayı bize dayatmada bulunamazsınız.

Sayın Kılıçdaroğlu'nun benimle ilgili verdiği cevabı çok nazik buldum. Bu ilk defa bir naziklikti. Teklifimizin merkezinde kazanmak vardı.

"PARTİME YAPILANDAN RAHATSIZIM"

Söylediklerimizin ciddiye alınmadığını gördüm. Ben partimden rahatsız değilim, partime yapılanlardan rahatsızım. İYİ Parti'nin kırmızı çizgilerinin doğru anlaşılmasını isterim. Ben testi kırılmadan uyarmış oldum.

"BENİM İTİRAZIM GENEL BAŞKANIMIN MARUZ KALDIĞI MUAMELE"

'Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Cumhurbaşkanı adaylığı' sürecine nasıl bakıyorum? Nasıl yönetiyorsunuz? Muhalefetteki demomuz budur. Ben endişemi ifade ettim. Kurucusu olduğumuz masada bize böyle davranan, yarın güçlü olduğunda bize ne yapar endişesi duyuyorum

Helalleşmek metaforuyla milleti sarıp sarmalarsanız İYİ Parti ile de helalleşeceksiniz. Benim itirazım partime yapılanlara, genel başkanımın maruz kaldığı muameleye.

KILIÇDAROĞLU'NA OY VERECEK Mİ?

Ben milletten duyduğumu masaya söylüyorum. Kırgın, kızgın, üzgün oy verileceği duyulsun istiyorum. Görülsün ki, İYİ Parti kırıldı. Bu emeklerin bu şekilde heba edilmesine karşı bir itirazdır.

"İYİ PARTİ'Yİ HEP ÜÇÜNCÜ YOL GİBİ BİLDİM"

Biz insanız, kalbimiz var, umutlarımız var. İYİ Parti şimdi sahada, gücünün kırılmasına sebep olan coşku kaybı var: o da bu süreçteki nezaketsizliktir.

Ben siyasette İYİ Parti'yi hep üçüncü yol gibi bildim. Benim mesuliyet alanımda hep bir makul üçüncü yol... 'Hepimiz beraberiz' diyebilen, seçmenin hepsini canından aziz bilen, herkesi kendinden bilebilen bir siyasi şuurun inşa edileceği kulvarda gördüm.

"BİR KİŞİNİN HER ŞEYİ İSTEMEYE HAK GÖRDÜĞÜ SİSTEM BU"

Partim adına hatırlattığım şey ilkeli mücadeledir. Mücadelemizi seçime, ittifaka hile karıştırmayalım. İlke alanından çıkmayalım. 'Önce yenelim, sonra bakalım' dediğiniz andan itibaren siyaseti itibarsız hale getiriyorsunuz. Bir kişinin her şeyi istemeye hak gördüğü bir sistem bu.

Anlaşamadığımız yerlerde problemleri çözerken iyi örnek olmalıyız. Hükümeti tenkit ettiğimiz ne varsa hepsinin çok daha fazlası CHP ile ayrıldığımız süreçte bize boca edildi. O beni şöyle ürküttü; 'eyvah ki eyvah' dedim...

"MASA SANKİ CUMHURBAŞKANINI BELİRLEME MASASIYDI SANKİ"

İlk defa bu muhtevada bir tonlama gördüm. Bunun çok inşa edici bir şey olacağını ifade etmiştim. Kaybetme endişelerimizi münasebetsiz şeylere bağlamak yerine endişelerimizi gidermek önemli. Masa sanki cumhurbaşkanı adayını belirleme masası, bu masa sanki Kemal Bey'in adaylığını belirleme diye takdim edilmiş oluyor.

"KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZ İHLAL EDİLİRSE..."

Tam olarak itirazım, 'Bize mahkumsunuz, bize mahkumiyetinizi siyasi avantaja çevireceğiz' demek. Aslında HDP'ye imkan doğmuştu. Meselelerini Türkiye merkezinde konuşabilirdi. Türkiye'de devlet-millet bareberliğini, bir arada yaşamak irademizin ortasına PKK naraları atmayacaksınız, yaptığımız operasyonlara işgal demeyeceksiniz.

Ordumuz herkesi koruyor. Masaya bir koordinat çizilecekse, kırmızı çizgilerimiz ihlal olunca hiç kimseyi tanımayız.

Memleket mücadelesine devam edeceğiz. Türk milliyetçileri dağınık olarak girdikleri, birbirlerini boğazlayarak son seçimlerini geçiriyorlar.

Şu anda siyasetin maruz kaldığı, parmak sallama, had bildirmenin olmasının sebebi Türk milliyetçilerinin dağınıklığıdır. Türk milliyetçileri önümüzdeki sürecin inşa edeni olacaktır.