Yargıtay'dan tartışma yaratacak karar! Kürt, Kürdistan ırkçılıktır!
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, tüzük, program ve isminde Kürtçe kullanan ve Kürtler’in devlet olma hakkını savunan Kürdistan Özgürlük Partisi’ne (PAK) “değişiklik” uyarısı gönderdi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Kürdistan Özgürlük Partisi’nin
(PAK) tüzüğünü inceledi ve “Kürt”, “Kürtçe” “Kürdistan” gibi
ifadelerde partinin “ırkçılık” yaptığını belirtti.
Barzani’ye yakınlığıyla bilinen Rudaw’ın haberine göre, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil, PAK’a tüzük, program ve ismini
değiştirmesi için 30 gün süre verdi. Değişiklik yapılmazsa PAK
mahkemelik olacak.
Erbil’in gönderdiği uyarı metninde ilginç ifadeler yer aldı.
Başsavcı, PAK’ın tüzük ve programında yer alan, “Kürt”, “Kürtçe”,
“Kürdistan” gibi ifadelerin “ırkçı” ifadeler olduğunu ileri sürdü.
Başsavcı Erbil, program ve tüzükte “uygun bulmadığı” her maddenin
altına, şu ifadeleri ekledi
“Bu ifadelerin Türkiye Cumhuriyeti üzerinde bir azınlık oluşmasına
ve millet bütünlüğünün bozulmasına neden olabilecek, sadece belli
bir kesime yönelik, bölgecilik ve ırkçılık içeren nitelikte
olduğu...”
PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, konu ile ilgili olarak bugün
Diyarbakır’da, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde bir basın
toplantısı düzenledi.
Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun üç gün önce Türkiye’de parti
kapatmanın zorlaşacağı yönündeki açıklamasını hatırlatan Özçelik,
“Peki, PAK’a gönderilen bu ‘ihtar’ parti kapatmaya giden yolun ilk
adımları değil midir?” diye sordu.
Hükümet ve devletin yönetim erkinin “tek millet”, “tek devlet”,
“tek vatan” söylemine atıfta bulunan Özçelik, “Devlette bu yaklaşım
hala egemen iken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da bu yaklaşıma
dayanarak ‘ihtar’da bulunabilmektedir” dedi.
PKK ile hükümet arasında yürütülen “çözüm süreci”ne dikkat çeken
Özçelik, şunları söyledi:
“Kürt ve Kürdistan sorununun özgür bir şekilde tartışılabildiği, bu
sorunun çözümünde her partinin şiddet içermemek kaydıyla özgürce
örgütlenebildiği bir ortam ve yasal, anayasal güvenceler
sağlanmadığı sürece, herhangi bir çözümden söz edilemeyeceği
açıktır.”