YAPRAK DÖKÜMÜ YİNE TERS KÖŞEYE YATIRDI!... İŞTE NEFES KESEN SON BÖLÜMDEKİ GELİŞMELER!...
İki kız kardeş arasındaki gerilim geçtiğimiz bölümlerde sona ermişti. Ancak Leyla bir gelişme ile eski bunalımlı günlerine geri döndü ve sonunda...
Ekranların sevilen dizisi Yaprak Dökümü, izleyiciyi yine 'ters köşeye yatırdı.' Geçen bölüm Ferhunde'nin mahkemede sarfettiği sözlerle bitmişti. Ferhunde, kocasını sevdiğini ve ancak maddi manevi zarara uğradığı için ancak tazminat ödenmesi durumunda boşanacağını' söylemişti. Bu bölümde Tekin Ailesi'nin bu haberle şoke olduğunu izledik. Tabi başta Şevket çok şaşırdı ve sinirlendi.
Duruşmadan çıkıp hapishaneye geri dönen Şevket, sinirinden yerinde duramazken, arkadaşlarının dolduruşuna geldi. Koğuş arkadaşları, karısının hala kendisini sevdiğini ve boşanmak istememesinin bunun kanıtı olduğunu, karısının konuşmak için görüş gününe geldiğinde Şevket'in onu dinlemediğini söyleyince, Şevket Ferhunde'ye karşı yumuşadı. Karısının kendisini aldatmamış olabileceğini düşünmeye başladı. Bu düşünce ile Leyla'yı arayıp, Ferhunde'nin onu aldatıp aldatmadığını öğrenmesini istedi. Ancak Şevket'in zamanlaması çok yanlıştı.
Leyla, o gün şirkete gelen Oğuz'la karşılaşmış ve yaşadığı eski günleri hatırlayarak epeyce hırpalanmıştı. Eve geldiğinde Necla'nın kayınvalidesi ile kahve içerek işleri düzeltme yolunda adım attığı öğrenmişti. Hal böyle olunca, herkesin geçmişin yaralarını iyileştirip hayatını düzene soktuğu kendisinin ise çok şanssız olduğu düşüncesi ile eski bunalımlı zamanlarına dönmüştü. Bunalımlı günlerinde kızkardeşi Necla ile aralarında gelişen bir olaydan ötürü yaz-kış pembe bir palto giyen Leyla, şimdi şu cümleyi kurarak yeniden psiklolojisinin bozulduğu sinyalini veriyoru: 'Şimdi içine sığınabileceğim pembe bir paltı bile yok!'
Odasına çıkan Leyla' şu an onu telefonla arayan ağabeyinin isteğine cevap verebilecek durumda değildi. Leyla, ağabeyi Şevket'in bu isteğini 'Ferhunde'yi aklamak' olarak algıladı 'Benden Ferhunde'yi aklamamı istiyorsun!' dedi. Herkesin bir şekilde affedilip, yaptıklarının unutularak hayatına devam etmesi kendisinin ise bu durumu atlatamaması karşısında Leyla, yanlış bir yola saptı.
Tekin Ailesi'nin ev telefonu çaldı, telefonu Ai Rıza Bey açtı. Telefon eden Oğuz'du. Ali Rıza Bey sinirlendi. Ancak Oğuz, Leyla'nın kendisini aradığını ve veda ettiğini kendine bir zarar verebileceğini söyledi. Ali Rıza Bey kızının odasına koştu. Leyla çok kötü durumdaydı. Babasından yardım istiyor, büyük bir acı duyuyordu. Babası Leyla'ya sıkı sıkı sarıldı. Leyla'nın bluzunün içine, kucağına doldurduğu tğm haplar etrafa saçıldı.
Ertesi gün, Ali Rıza Bey, Hayriye Hanım ve Necla Leyla'yı hastaneye götürdü. Son karede ise Leyla, ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin camından, ailesine üzgün bakışlarla el sallıyordu.