21 Ağu 2009 05:23 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:50

"YANINDAYIM DİLİPAK!... AHMET HAKAN'DAN SAVAŞ AÇTIĞI GAZETENİN YAZARINA BÜYÜK DESTEK!...

En sert şekilde eleştirsem de... "Kendini yenileyemedi" desem de... Görüşlerine bazen itiraz etsem de... Her zaman Abdurrahman Dilipak ile Vakit gazetesini ayrı tutmuşumdur...

Yanındayım Dilipak

EN sert şekilde eleştirsem de...

"Kendini yenileyemedi" desem de...



Görüşlerine bazen itiraz etsem de...


Her zaman Abdurrahman Dilipak ile Vakit gazetesini ayrı tutmuşumdur...


Çünkü...


Abdurrahman Dilipak, asgari nezakete sahiptir... Küfür etmez... Utanma duygusunu asla kaybetmemiştir... Efendidir... Tartışmaya açıktır... Eleştiriye nasıl mukabele etmesi gerektiğini bilir...


Hepsinden önemlisi...


Elinden, dilinden emin olabileceğimiz bir adamdır Abdurrahman Dilipak...


İşte bu nedenle Dilipak´ı Vakit´ten ayrı tutarım...


* * *


Hakareti ve aşağılamayı bir mücadele yöntemi olarak benimseyen...


Cehaletiyle övünen, ayrıştırıcılığı hedefleyen, nefret ettirmekten zerre kadar çekinmeyen Vakit gazetesiyle mücadelem, tabii ki sürecek...


Ama bu gazetenin aşağılık üslubuna karşı duyduğum kin ve nefret, bir haksızlığı görmezden gelmeme neden olabilir mi?


Ben ki...


"Mazluma kimliği sorulmaz" diyenlerdenim...


Mazlum konumuna düşen Dilipak´tan mı kimlik soracağım?


Tabii ki hayır!


* * *


Mesele şu:


Abdurrahman Dilipak, eski Deniz Kuvvetleri Komutanlarından Güven Erkaya´nın ölümü üzerine bir yazı yazmış ve "Erkaya´ya hakkımı helal etmiyorum" demiş...


Bunun üzerine Güven Erkaya´nın yakınları Dilipak´ı mahkemeye vermişler... Mahkeme, Dilipak´ı suçlu bulmuş, ağır para cezasına çarptırmış... Dilipak´ın evine el konmuş... Sonunda da ev haraç mezat satılmış...


"Hakkımı helal etmiyorum" cümlesinin karşılığı bu kadar ağır bir ceza olabilir mi?


Eğer olursa...


Bu ceza vicdana sığar mı?


Benim vicdanıma sığmıyor...


Benim bildiğim ölünün arkasından konuşanı sadece ayıplarsınız, adamın evine barkına el koymazsınız...


* * *


Bir de şu var:


Önüne gelene hakareti meslek edinmiş bir yayın organı olan Vakit gazetesi, her gün hakkında açılan hakaret davalarına muhatap olmaktadır.


Ancak...


Mahkeme karar verse de Vakit´ten para almak, neredeyse deveye hendek atlatmaktan daha zordur...


Çünkü hakareti, aşağılamayı, küfrü meslek edinen bu gazete, para cezalarından yırtmanın çarelerini bulma konusunda mahirdir.


Adaleti aldatmak için çevirmedikleri dümen yoktur...


Alın size Abdurrahman Dilipak ile Vakit´i ayrı değerlendirmemiz için bir neden daha:


Biri dümen çevirerek her türlü para cezasından yırtarken, diğeri 30 yıllık birikimiyle satın aldığı evi kaybediyor!



AHMET HAKAN / HÜRRİYET