YANDAŞSIN, ANLATTIKLARIMI YAZAMAZSIN DEDİ AMA YAZDIM İŞTE...

BBC’nin ‘Spooks’ adıyla on yıl üst üste yayınladığı dizi ABD’de ‘MI-5’ adıyla TV’lerde gösterilmiş” dedi dostum. Uyarım sonrasında üç gece az uyumuş, dizinin bütün bölümlerini izlemiş... “Seni anlamakta zorlanıyorum” dedi bana; diziyi izlediğime göre son zamanlarda yaşananları farklı bir perspektife oturtmam gerekirmiş...

Ona göre, ülkemiz hiçbirimizin arzu etmeyeceği bir yöne doğru sevk edilmek isteniyormuş...

Neden öyle hissettiğini şöyle izah etti: “New York Times (NYT) gazetesi ‘Özgür Suriye Ordusu’ olarak bilinen Esad-yönetimi karşıtı milislere silâhları CIA’nin sağladığını yazdı; bu işlem Türkiye topraklarında yapılıyormuş... Aynı gün en az üç ayrı gazetenin köşesi de, sözleşilse olmaz, ‘1 Mart tezkeresi (2003) geçseydi, PKK diye bir sorunumuz kalmayacaktı’ saçmalığını gözlere soktu.”

Son PKK eylemleri bile, hepimize, “Gördünüz mü, sınırımızı geçip karakol basarak sekiz canı söndüren militanlar Suriyeliymiş” dedirtmek için olabilirmiş, dostuma göre...

Bu arada, özellikle Ak Parti’yle ilgili olumlu hisler beslenmediğini bildiğimiz İsrail’den “Türkiye artık bir süpergüç” güzellemesi yükseldiğini de “Hangi dağda öküz öldü?” sorusu eşliğinde hatırlattı dostum.

“Zihinler sanki Irak’ın kuzeyine veya Suriye’ye saldırıya onay vermemiz için hazırlanıyor; alavera dalavera nöbet yine bizim Mehmet’e kalacak galiba” diyen de o.

Konu ne zaman açılsa bilmeyenler bile “Amerika’da seçim tarihi yaklaşıyor, Obama dış sorunlarla ilgilenemez, Suriye’de ölenler için kılını bile kıpırdatmıyorsa bundan” diyebiliyor. Barack Obama’nın seçimi kolayından kazanacağı sanılırken, rakibi Mitt Romney savaş-meraklısı işadamlarından topladığı muazzam kaynaklarla nefesini rakibinin ensesinde hissettirmeye başladı.

“Ha şunu bileydin” dedi dostum ve ekledi: “Tam seçime gidilirken ‘dost’ ve ‘stratejik müttefik’ bir ülke Suriye işini üstlenirse en fazla Obama sevinir.”

“Ülkemize tehdit Irak’ın kuzeyinden geliyor, Suriye’de ne işimiz var?” diye sorunca, selefi Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümündeki kuşkulara ışık tutacak bilgiler almak umuduyla gittiği Genelkurmay karargâhından Hürriyet’in manşetine tırmanan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin izlenimini hatırlattı: “Kandil’e gidebiliriz, ama bazı engellerin kalkması şartıyla” demiş askerler...

‘Engeller’den biri, sonradan ‘uluslararası camia’ olarak değiştirilen ‘ABD’nin izni’... Genelkurmay, ciddi zayiatlar verilebileceğini de değerlendiriyormuş Kandil’e operasyon talimatı alırlarsa...

Genelkurmay’ın nazik uyarısı olarak okudum bu mesajı...

“Hatırla” dedi. “1 Mart tezkeresi öncesinde de bu tür uyarılar geliyordu Genelkurmay’dan... Özellikle ABD ile pazarlıkları yürüten ekip içinde yer alan komutanlar, diplomatlar suskun kalırken, gazeteleri pazarlığın ayrıntıları konusunda bilgilendiriyorlardı. Yakalara takılacak görevli kartlarının masrafının kime çıkarılacağına kadar ‘titizleniyormuş’ Amerikalı müzakereciler...”

Evet öyleydi. “Buna karşılık, ‘Birlikte girelim’ tekliflerine de, ‘Siz bizim askerleri topraklarınızda konuşlandırın, bu kadar yardımınız yeter’ cevabını veriyorlardı... 60 bin Amerikan askeri ülkemizin dört bir yanındaki limanlardan girecek ve Doğu ile Güneydoğu Anadolu’da oluşturulacak yeni üslerden Irak’a geçiş yapacaklardı, 1 Mart tezkeresi geçseydi.”

Farklı düşünmüyorum. Kaybedilecek itibarı, ülkenin dört bir köşesinde protesto edilecek Amerikan politikalarına verdiği destek yüzünden Ak Parti hükümetinin ömrünün kısalacağını, ilân edilmek zorunda kalınacak sıkıyönetim sonrasında askerlerin sistemdeki ağırlıklarının artacağını, darbe girişimlerinin niyetten öteye geçebileceğini hesaba katmadan hem de...

Siz hesabınıza bunları da ekleyebilirsiniz...

Dostum, böyle bir ortamda tezkerenin hatırlatılmasını hatırlatanlar açısından büyük bir talihsizlik olarak görüyor...

“Talihsizlik, çünkü neredeyse bütün göstergeler, bir yandan terörle bir yandan NYT tarafından kışkırtılan Suriye rejiminin girişebileceği Türkiye-karşıtı eylemlerle ülkemizin bölge bataklığının içine çekilmesi ihtimalinin güçlendiğine işaret ediyor” dedi...

Ülkemizdeki terörü bunca yıldır bitirememişken başka ülkelere müdahale nelere yol açar diye düşününce sarsıldım.

“Yandaşsın, anlattıklarımı yazamazsın” da dedi, ama yazdım işte...

Taha Kıvanç/Star