Yandaş medyaya yandaşlık dersi veren usta yandaş kim!

Medyaradar'ın usta yazarı Varol Ersoy, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in görevden uzaklaştırılmasının ardından "belediyeye kayyum atandığına" dair bazı medya organlarında yer alan haberlere ilişkin eleştiride bulunarak “İktidarı destekler gibi gözükürken en büyük zararı veriyorlar…” diyen Şamil Tayyar'ı kaleme aldı.

CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, “PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma” iddiasıyla tutuklandı.
Özer’in tutuklanmasının ardından Esenyurt Belediyesi’ne İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy kayyum olarak atandı.
Özer hakkında tutuklama kararı verilmeden önce yerine kayyım atanacağı haberleri yandaş medyanın internet sitelerinde yer aldı. Hatta kayyımın ismi bile verildi.
Bu kuşkusuz bir skandaldır.
Peki; bu skandala en çok kim tepki gösterdi dersiniz?
CHP yönetimi mi?
Muhalif medya mı?
AKP’yi eleştiren yazarlar mı?
İstanbul Barosu ya da Türkiye Barolar Birliği mi?
Hayır!
En sert tepki Star Gazetesi eski Ankara Temsilcisi ve AKP eski Milletvekili Şamil Tayyar’dan geldi…
Tayyar, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda iktidara yakın medyaya yandaşlık dersi verircesine aynen şunları yazdı:
*
“Ne oldu şimdi? Dün gece henüz sorgulama sürerken bazı haber kanalları, Esenyurt Belediye Başkanlığı’na Beşiktaş Kaymakamı’nın atandığı yönünde yalan haberle algı oluşturdu. Dedik ki an itibarıyla böyle bir atama yok, uyardık. Yalana devam ettiler uzun süre. Süreci sabote eden o yayınların üzerinden yaklaşık 12 saat geçtikten sonra, İçişleri Bakanlığı, Esenyurt Belediye Başkanlığı’na Vali Yardımcısı Can Aksoy’un görevlendirildiğini açıkladı. Daha önce de benzer yanlışa imza atan bu haber kanallarının kendine çeki düzen vermesi gerekir. İktidarı destekliyor gözükürken en büyük zararı iktidara veriyorlar.”
*
Peki; bu paylaşımı yapan Şamil Tayyar’ın Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davaları sürerken henüz “hazırlık soruşturması” aşamasında olan bazı bilgileri yasalara aykırı olarak gazetesinde çarşaf çarşaf yayınladığını unuttuk mu?
Elbette hayır!
Oysa yasalar netti.
Hazırlık soruşturmaları yayınlanamazdı. Çünkü o dosyalardaki bazı bilgi ve iddialar henüz kanıtlanmamış bilgi ve iddialardı.
Şamil Tayyar o yıllarda ne bu açık yasa hükmünü umursadı, ne de kendisini uyaran hukukçuları…
Sonuçta soruşturmanın gizliliğini ihlal ve adil yargılamayı etkileme teşebbüs suçlamasıyla üç kez hapse mahkum edildi.
Bu üç davada toplam 50 ay mahkumiyet kararı veren hakimler, hükmün açıklanmasını geriye bıraktı ve beş yıl denetim şartı getirdi.
Tayyar da bu sayede cezaevine girmekten kurtuldu; hatta ödüllendirilip milletvekili oldu ve dokunulmazlık zırhına büründü.
*
Şimdi diyor ki, “Mahkeme daha karar bile vermemişken Esenyurt Belediye Başkanı’nın yerine kayyım atandığını haberleştiren ve yanlış isim veren bazı medya organları iktidarı destekler gibi gözükürken aslında en büyük zararı veriyor…”
Dikkat edin; karar kesinleşmeden kayyım atanmasını ve bunun haberinin servis edilmesini, yayınlanmasını değil… Haberde adı geçen kayyımın doğru kişi çıkmamasını eleştiriyor!
Yani; “yandaşlara yandaşlık dersi” veriyor…
“Yandaşlık öyle yapılmaz, benim gibi yapılır” diyor…
*
Bir köşe yazarı elbette “taraf” olabilir.
Kendisine göre iyiyi, doğruyu savunmak, görüşlerini açıklamak onu bir şekilde taraf yapar…
Ancak gerçek bir gazeteci asla ve asla “bağımlı” olamaz!
Şamil Bey, bu evrensel ilkeyi yıllardır ayaklar altına aldığı için utanıp sıkılacağına bir de “İktidara nasıl hizmet edilir?” dersi veriyor!
İşte; bu, dünyanın her tarafında büyük bir gazetecilik ayıbıdır!