Yandaş medyada çatlama işaretleri
Diş macunu tüpten çıktı bir kere… Bugün sokaklara dökülen toplumsal muhalefet, genel seçimler yaklaştıkça daha da artacak ve yandaş medya da oluşan bu yeni tabloya göre pozisyon alacak…
AKP’nin iktidar olduğu 2002’de bu partiyi açıkça destekleyen ulusal gazetelerin toplam tiraj içindeki payı yüzde 20’yi geçmiyordu.
Sonra tablo hızla değişti. 2010’lu yıllara gelindiğinde merkez medyanın önemli bir bölümü devşirildi. Bir kısmında iktidar yönlendirmeli “sahip” değişikliği yaşandı; bir kısmı gönüllü olarak dönüştü.
Ülkenin siyasi yelpazesinde nasıl “merkez partisi” kalmadıysa, medyasındaki merkez de eriyip tükendi.
Önce Star ve Akşam grupları, sonra Sabah Grubu, ardından Doğan Medya ve en son olarak da Ciner Medya AKP’li sermayenin eline geçti.
Bunun için kamu bankalarından düşük faizli uzun vadeli krediler sağlandı.
Gazete sahibi olan patronlara enerji ve maden sektörlerinde “ballı” ihaleler verildi.
Sonuçta bu yeni medya patronları medyadan zarar etseler bile, medya dışındaki işlerinde ihya edildikleri için bu işi çok sevdi.
Böylece AKP’yi destekleyen ve ulusal ölçekte yayın yapan gazetelerin tirajı, toplam tiraj içinde yüzde 80’e ulaştı.
Ancak bu dönüşüm okur tarafından benimsenmeyince, ülkemizde bir günde satılan toplam gazete sayısı 4 milyondan 250 binlere kadar düştü.
Bir zamanlar 1 milyonu geçen Hürriyet, Sabah gibi gazeteler artık 30’ar binlik gerçek satış rakamlarına bile zor erişiyor. Milliyet başta olmak üzere diğer gazeteler ise on binlerde dolaşıyor.
BÜYÜK DESTEK!
Diyeceksiniz ki “İyi de nasıl yaşıyorlar?”
Dedim ya; patronları gazetecilikten değil ama holdinglerinin diğer işlerinden hatırı sayılır miktarlarda para kazanıyor.
Ayrıca ülkedeki toplam gazete satışlarının içinde en büyük pay sahibi olan Sözcü, Korkusuz, Cumhuriyet, Evrensel gibi gazetelere bir kuruşluk bile kamu ilanı verilmezken, satış sayısı iki-üç bini geçmeyen yandaş gazeteler bile kamu bankası veya kamu kuruluşlarının, yandaş şirketlerin verdiği ilanlarla dolup taşıyor.
ÇATLAK SESLER BAŞLADI!
Buraya kadar yazılı basının günümüzdeki halinin fotoğrafını çekmeye çalıştım. Ancak bugüne kadar iktidara kayıtsız şartsız teslim olan yandaş medyada son bir ayda bazı çatlak sesler duyulmaya başlandı. Özellikle Ümit Özdağ’ın ve Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasından sonra bazı gazeteler iktidarı “minicik” de olsa eleştiren yazılar ve haberler yayınlamaya başladı.
TEK KORKULARI ERDOĞAN!
Bu da gösteriyor ki iktidara karşı toplumsal muhalefet büyüdükçe, bu durum yandaş medyada da ciddi çözülmeler başlayacak… Şimdilik tek ortak noktaları var, “Recep Tayyip Erdoğan korkusu…”
Hepsi biliyor ki onu karşısına alan,kendi ipini kendi çeker.
Çünkü Erdoğan’a karşı çıkmak hem düşük tirajlı, dolayısıyla düşük masraflı gazetelerine yağan kamu ilanlarının kesilmesi hem de bu gazetelerin sahiplerinin kamu ihalelerinden dışlanması anlamına geliyor…
TARİKAT GAZETELERİ
Ancak görünen köy de klavuz istemiyor:
İktidar güç kaybettikçe ilk savrulmayı Türkiye, Akit, Yeni Şafak, Yeni Nesil, Yeni Mesaj, Milat, Yeni Birlik, Yeni Asya gibi tarikat ve cemaat gazeteleri yaşayacak.
Diğer medya gruplarının gazeteleri ise büyük bir olasılıkla el değiştirecek ya da kapanacak.
YENİ TABLOYA UYUM!
Diş macunu tüpten çıktı bir kere… Bugün sokaklara dökülen toplumsal muhalefet, genel seçimler yaklaştıkça daha da artacak ve yandaş medya da oluşan bu yeni tabloya göre pozisyon alacak…
Özellikle tarikat ve cemaat gazeteleri arasındaki görüş ayrılıkları, yayınlarına daha fazla yansıyacak.
Yani…
Sokaklar dönüştükçe…
Siyaset de… Medya da… Ekonomi de dönüşecek!
Bugün bazı gazetelerdeki “aykırı” görüşler, bu yola girildiğinin kanıtı.
Bundan sonra neler olacağını hep birlikte izleyip göreceğiz.