Yandaş basının 'başörtülü izdivaç' isyanı: Kurgu ise skandal gerçek ise felaket
Televizyon kanallarında yayınlanan izdivaç programlarına katılan başörtülü kadınlar yandaş medyayı bile isyan ettirdi.
“Toplumun inançları ve manevi değerleri reyting canavarı için çok
ucuz bir şekilde harcanıyor” diyen Türkiye Gazetesi, televizyon
kanallarındaki evlendirme programlarına katılan başörtülü
kadınların fotoğraflarını kullanarak “Kurgu ise skandal gerçek ise
felaket” başlığıyla bu yayınları eleştirmiş.
İşte gazetede yer alan ve Fatih Selek’e ait o yazıdan bir
bölüm;
Allanıp pullanıp ekrana çıkartılan ‘başı kapalı genç kızlar’ ne
başörtülü olmanın sorumluluğunu ne de o sorumluluğun verdiği
dindarlığın ağırlığını taşıyabiliyor. Ekranda bakirelik tartışması
yapanı, Tarkan’ın albümüne yüz sürüp ağlayanı, İsmail YK’ya talip
olanı, her program başka birine âşık olanı, izleyici önünde sinir
krizi geçireni, damat adayı ile tatile çıkanı. Hepsi de
başörtülü!..
RTÜK geçtiğimiz hafta 5 kanala evlilik programlarından dolayı ceza
kesti. Argo kelimelerin kullanılması, cast oyuncularına yer
verilmesi, ahlâka aykırı ifadelerin kullanılması gerekçeler
arasında. Ben başka bir garabetten bahsedeceğim.
* Bir sene önce İzmirli, 20 yaşında güzel bir kız çıkardılar
evlilik programına. Ağzı laf yapan bu fettan kız, bir o talibine
koştu bir ötekine. Bir Esra Erol'un programında çıktı, bir Zuhal
Topal'ınkine. Şarkıcı İsmail YK bile mizansen icabı ona talip oldu.
Kız, krizler geçirdi, şarkılar söyledi. Her bölümde yeni birine
âşık oldu. Birisiyle tatile bile çıktı. En son ekranda tanıştığı
talibiyle gece el ele sokakta dolaşırken görüntülendi.
* Sonra ortalama dindar bir ailenin mazbut kızı görüntüsünde
birisini sürdüler ekrana. Aylarca tartıştırdılar. “Evlenmedim,
evlenmemiş birini arıyorum” dedi aday ama 8 yıl evli kaldığı ortaya
çıktı. Sonra “O benim erkek arkadaşım, aynı evde yaşadık” (lafa
bak!) diye kıvırdı! Programda en mahrem şeylerini açıkladı. Tarkan
için canlı yayında dövündü, albümünü öpüp ağladı. Bir süre ortadan
kayboldu. Estetik yaptırıp ekranlara döndü/rüldü. 40. talibinde
programdan aldılar. Son olarak da evlilik programı yapacağı
haberlerini yaydılar.
* Bir diğeri talibini ailesiyle tanıştırdı. Birlikte gezdiler
tozdular. Bir ay sonra da “Yerini yurdunu bilmiyor, işsiz güçsüz”
diyerek damat adayını terk etti.
* Bir başkasının durumu daha felaketti. Taliplileriyle görüşürken
kanal çalışanlarından birinden hamile kaldığı iddia edildi.
Bütün bu adayların hepsi de maalesef başörtülüylü.
Yaşananlar kurgu ise skandal. Gerçek ise tam bir felaket! Çünkü
kahramanlar ne başörtülü olmanın sorumluluğunu ne de o sorumluluğun
yüklediği dindarlığın ağırlığını taşıyor.
Oysa o başörtüsü için çok bedeller ödendi bu ülkede. Ama şimdi
reyting uğruna ucuzca harcanıyor. Ve işin ilginci bu ucuzluğa
millet prim veriyor.
28 Şubatçılar, sahte şeyhler ve mağdur Fadimeler üretmişti.
Bilselerdi millet böyle çözülecek, yaparlardı bir izdivaç programı,
koyarlardı ekrana bir iki boyalıyı. Aynen yukarıdakiler gibi…