27 Mar 2011 12:36
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:10
YAMUK YAZARLAR, BİR BALTAYA SAP OLAMAZLAR! REHA MUHTAR'DAN KAVGAYA DEVAM!
Reha Muhtar'dan "japon sevgili" yazısından sonra kendisini eleştiren yazarlara ağır sözler...
“YAMUK” YAZARLAR!..
Anlamlı bir hayat yaşamayan, yazarlığı insanlara inandığı doğruları anlatmak için değil, kendini pozisyonlamak ve maddi olmasa da manevi rant sağlamak amacıyla yapanlar, iyi yazarlığın “iyi laf çakma, kodu mu oturtma, teşbihte polemikte kıvam tutturma” sanatı olarak görürler...
Oysa yazarlık, öncelikle “insanlara bir katkı yapma” sanatıdır...
Yazar düşüncelerini, iyi bildiği yazı tekniklerini, zaman zaman metaforlar, zaman zaman da tecahül-i arif sanatını kullanarak insanlara katkı yapsın diye aktarır...
***
Ne var ki yazarlığı “sokak kavgası, kabadayı muhabetti, koyarsam oturtum zevzekliği, nasıl geçirdim ama şişinmesi, çete dayanışması ve Nişantaşı kafeleri gevezeliği olarak alanlar, yazarlığın esas misyonu olan “insanlara katkı sağlama” özelliğini es geçerler...
Onun için de bir türlü “bir baltaya sap olamazlar...”
Bu durumun esas sakıncası ise başkadır...
“Ufak mahalle kabadayıları, şizofren dünyalarında, çete muhabbetleri ve dayanışmalarıyla yaşadıklarından, yaşamdaki büyük çelişkilerinin, eksikliklerinin ve “yamukluk”larının farkında değillerdir...
***
Onlara “yamukluk”larını göstermezseniz, şizofren ve birbirlerini tetikledikleri dünyalarında elaleme ayar vermeye devam ederler...
Oysa “ayarsız” olan onlardır ve bir “ayarsız”ın, elaleme “ayar” vermeye kalkması, bizzat “ayarsızlığı” toplumsal boyutta standartlaştırır...
Doğru olanı “yamuk ayarsızlara” zaman zaman ayar vermektir...
İnsanlara katkı sağlayacakları anlamlı bir yaşamı öğrenene kadar, “yamuk ayarsızlarla” mücadele toplumsal bir mücadeledir...
Yani endişe etmeyin “Gazanız mübarektir...”
Reha Muhtar/Vatan
Anlamlı bir hayat yaşamayan, yazarlığı insanlara inandığı doğruları anlatmak için değil, kendini pozisyonlamak ve maddi olmasa da manevi rant sağlamak amacıyla yapanlar, iyi yazarlığın “iyi laf çakma, kodu mu oturtma, teşbihte polemikte kıvam tutturma” sanatı olarak görürler...
Oysa yazarlık, öncelikle “insanlara bir katkı yapma” sanatıdır...
Yazar düşüncelerini, iyi bildiği yazı tekniklerini, zaman zaman metaforlar, zaman zaman da tecahül-i arif sanatını kullanarak insanlara katkı yapsın diye aktarır...
***
Ne var ki yazarlığı “sokak kavgası, kabadayı muhabetti, koyarsam oturtum zevzekliği, nasıl geçirdim ama şişinmesi, çete dayanışması ve Nişantaşı kafeleri gevezeliği olarak alanlar, yazarlığın esas misyonu olan “insanlara katkı sağlama” özelliğini es geçerler...
Onun için de bir türlü “bir baltaya sap olamazlar...”
Bu durumun esas sakıncası ise başkadır...
“Ufak mahalle kabadayıları, şizofren dünyalarında, çete muhabbetleri ve dayanışmalarıyla yaşadıklarından, yaşamdaki büyük çelişkilerinin, eksikliklerinin ve “yamukluk”larının farkında değillerdir...
***
Onlara “yamukluk”larını göstermezseniz, şizofren ve birbirlerini tetikledikleri dünyalarında elaleme ayar vermeye devam ederler...
Oysa “ayarsız” olan onlardır ve bir “ayarsız”ın, elaleme “ayar” vermeye kalkması, bizzat “ayarsızlığı” toplumsal boyutta standartlaştırır...
Doğru olanı “yamuk ayarsızlara” zaman zaman ayar vermektir...
İnsanlara katkı sağlayacakları anlamlı bir yaşamı öğrenene kadar, “yamuk ayarsızlarla” mücadele toplumsal bir mücadeledir...
Yani endişe etmeyin “Gazanız mübarektir...”
Reha Muhtar/Vatan