"HİÇ ÜMİDİM YOKTU"
"Üstelik bu kadar tecrübesiz bir yazarın yazdıklarını insanların okuyacağından da hiç ümidim yoktu ama okudular. Onlar okudukça ben daha çok yazdım ve artık insanımıza sevgiyle dokunabilmek, bilmediklerini bildirmek, öğrenmediklerini öğretmek, anlamadıklarını anlatmak benim yaşam amacım haline geldi...
Tam 45 yıldır psikiyatristim. Önce tek tek hasta bakarak, sonra ruhsal sorunları konu eden hikâyeler, romanlar yazarak, şimdilerde ise konuşarak, anlatarak, hikâyelerimden uyarlanan televizyon dizilerinin senaryo danışmanlığını yaparak halkımıza hizmet etmeye devam ediyorum."
"SEVİNÇTEN İÇİM İÇİME SIĞMIYOR"
"Önceleri tek tek insanlar otururdu benim kırmızı odamdaki koltuğa. Her hastam gülümsemeye başladığında, denizden bir kum tanesi daha çıktı derdim. Şimdi odam çok genişledi, koltuklar çoğaldı ve her birine, çok sevdiğim, sevgisine, merhametine, yardımseverliğine hayranlık duyduğum, bizim insanlarımız oturuyor. Ve ben, onlara hizmet etmekten gerçekten gurur duyuyorum. Kitaplarım daha çok okundukça, hikâyelerimden televizyonlara uyarlanan dizilerin reytingleri arttıkça, okuyanlardan ve izleyenlerden gelen birbirinden güzel, birbirinden duygulu, çok samimi mesajları gördükçe sevinçten içim içime sığmıyor. "Aferin Gülseren" diyorum kendime, daha çok çalış, daha çok yaz... Yaz ki denizden çıkan kum taneleri zamanla öyle çoğalsın ki kocaman tepeler olsun. "
Öte yandan Yalı Çapkını dizisinin gerçekte kimin hikayesi olduğu bilinse de sır gibi saklanıyor.
Hikayenin gerçek sahipleri etik kuralları çerçevesinde paylaşılmıyor.