YALÇIN KÜÇÜK: TUNCAY ÖZKAN KASNAKTAKİ KADIN GİBİ
Yalçın Küçük,Tuncay Özkan'a seslendi: Bana kasnaktaki engizisyon kadınlarını hatırlatıyorsun..
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan mahkeme salonunda 24'ü tutuklu 117 sanığın yargılandığı ikinci Ergenekon davasının 122'nci duruşmasının görülmesine başlandı.
Duruşmaya gazeteciler Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay'ın da aralarında bulunduğu 21 tutuklu sanık katıldı. OdaTv'ye yönelik operasyonun ardından "Ergenekon" soruşturması kapsamında tutuklanan bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük de duruşmada hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve Oğuz Bulut ise duruşmaya katılmadı. Tutuksuz sanıklardan ise Birol Başan ile Vural Vural duruşmada yer aldı.
"MADEM BENİ İDAM EDECEKSİNİZ, BU YARGILAMA NİYE?"
İkinci Ergenekon Davası'nın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük, Balyoz ve Ergenekon yargılamalarını yapan özel yetkili mahkemeleri, tarihi Engizisyon mahkemelerine benzettiğini söyledi. Duruşmaların seminer şekline dönüştüğünü söyleyen Küçük, talebi sırasında kullanmak üzere sanık kürsüsünün üzerine birçok kitap, klasör, belge ve ansiklopedi koydu.
Osmanlı İmparatorluğu'nun padişahlarından Abdülaziz'in Feriye Sarayı'nda iki bileğini keserek intihar ettiğini belirten Küçük, "Ne tesadüftür ki Feriye benim okulumdu. İntiharın gerçekleştiği odada okudum. Şimdi orası lokanta. Bulgar tarihçileri tarafından büyük bir reformatör olarak gösterilen Mithat Paşa için 'Abdülaziz'in ölümünün üzerinden o kadar zaman geçmesine, hatta intihar etmesine rağmen Mithat Paşa'nın yargılanması son derece gariptir. Mithat Paşa, kendisinin idam kararının yargılanmasından önce verildiğini bildiğinden 'Madem beni idam edeceksiniz, bu yargılama niye? Doğrudan idam edin' ifadesini kullanmıştır" dedi.
"ENGİZİSYON MAHKEMELERİ DE O ÇAĞIN ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERİYDİ"
Küçük, "Sanıkların bilmediği, tanımadığı ve kabul etmediği yalancı ve gizli tanıklar ilk kez Engizisyon mahkemelerinde dinlenmiştir. Biz yalancı tanık demeyelim, gizli tanık diyelim. Engizisyon mahkemeleri de o çağın özel yetkili mahkemeleriydi" diye konuştu. Küçük, konuşmasının ilerleyen bölümlerinde Engizisyon mahkemesinde yargılanıp yakılarak idam edilen Jan Dark'ı hatırlattı. Küçük, "Jan Dark'ı yargılayan mahkemelerin korktuğu söylenir. Aslında gerçek korkanlar da o mahkeme heyetinin arkasındaki iktidardır. Korku öyle sirayet etmiş ki birinci Ergenekon, ikinci Ergenekon, birinci Balyoz, devam etmiştir" dedi.
TUNCAY KASNAKTAKİ KADIN GİBİSİN
Engizisyon Mahkemesinden bahseden Küçük, "Bir kadını yukarıda kasnağa bağlıyorlarmış. Bir süre sonra kadın acı içinde 'Tamam ne derseniz ben yaptım" diye bağırırmış ve sonunda suçlamaları kabul etmek zorunda kalırmış" diye konuştu. Konuşmasının ardından sanıklardan Tuncay Özkan'a dönerek konuşan Yalçın Küçük, "Tuncay, ne zaman bu kadın aklıma gelse seni hatırlıyorum. Sen de onun gibi bağırıyorsun ya, 'Suçum nedir? Bana suçumu söyleyin' diye bağırışın aklıma geliyor." dedi.
"ENGİN ALAN PAŞA'YI BEN MİLLETVEKİLİ ADAYI ÇIKARDIM"
Küçük konuşmasını şöyle tamamladı: "Sanıkların eylemlerine bakılmadı. O kadar memnunum ki, bana ne yapabilirsiniz ki? Soruşturma savcısı Zekeriya Öz bana , 'Sonunda bunu da başardın. Ergenekon'dan milletvekili adayı çıkardın' dedi. Öz'e 'beni geç tutukladın' dediğimde, 'Yok, tam zamanında' dedi. Evet Engin Alan Paşa'yı ben milletvekili adayı çıkardım. Eğer tutuklanmasaydım Hasan Atilla Uğur Albay ile Tuncay Özkan'ı da çok sağlam yerlerden milletvekili adayı çıkaracaktım."