YA 'BANKAN' OLUR YA 'TELEVİZYONUN'!..YİĞİT BULUT NE DEMEK İSTEDİ?
Beş yıl öncesine gidip neler olduğunu hatırlatan Yiğit Bulut, yayıncılık ve finans üzerine ilginç sözler sarfetti. İşte o sözler...
Ya 'bankan' olur, ya 'televizyonun'!
Daha açık yazayım; banka sahipleri veya finansal yapıların ortakları, fiyatlamayı etkileyecek şekilde yayın, özellikle "ekonomi yayıncılığı" yapamazlar!
İşin detaylarına gelince...
Sevgili dostlar, bu ülke çok ilginç bir yer. Hafızamız çok zayıf. Geçmişte neler olduğunu ve nelere "takıldığımızı, attığımız adımları" çok ama çok çabuk unutuyoruz...
Bugün, Türkiye'de "yayıncılığı" tartışıyoruz... Medya gruplarının "vergi borçlarını", yabancı paylarını, sahipliklerini sorguluyoruz. Bunları "doğruyu bulmak" adına, "yayıncılığın daha temiz olması" adına yapıyoruz. Yapmamız, sonuna kadar da gitmemiz gerekli.
Sizlerden bir ricam var: Biraz geriye gidelim ve son 5 yıl içinde yaşananları hatırlayalım...
Tarih 2005... Yaz aylarında gazetelerde çıkan bir haber, aynen aktarıyorum: "...DTV'nin yüzde 20 hissesinin Deutsche Bank'a satılmasına karşı çıkan RTÜK, kararını diğer TV kanallarını kapsayacak şekilde genişletme işareti verdi. RTÜK, bütün özel televizyonların sahiplerinin de incelenerek, bunlar arasında finans, ithalat, ihracat gibi ekonomik işlerle uğraşan kurumlar bulunduğu takdirde, bunların da iptal edilmesi yoluna gidilmesini karar bağladı. DTV ve Deutsche bank avukatları yaptıkları itirazda, NTV'nin sahipleri arasında Garanti Bankası'nın, TGRT'nin sahipleri arasında İhlas Finans'ın, Digitürk'ün sahipleri arasında Yapı Kredi Bankası'nın bulunduğunu bildirdi."
Ne kadar ilginç ve unuttuğumuz detaylar değil mi? Konunun "bugünkü verilerle" tartışılacak "başka detayları da var" ama şimdilik girmeyeceğim...
Gireceğim detay "kavramlar" üzerine odaklı. Şunu soracağım: RTÜK'ün "Finans şirketi TV'ye ortak olamaz" gerekçesine ne oldu? DTV dahil, hangi kanallar için uygulandı? Bu cevapları da "size" bırakıyorum!
Peki "kavram" doğru ve haklı mı?
Sevgili dostlar, bana göre doğru ve "gelişmiş sistemlerde" uygulanması gereken bir kavram. Daha açık yazayım... Bana göre; finans kuruluşları müzik, film, magazin gibi yayınlar yapan TV'lere ortak olabilirler ama "haber, siyaset ve özellikle ekonomi içeriği" olan kanallara olamazlar.
Neden derseniz; çok ama çok açık: Piyasa etkinliği açısından bakarsak, bir bankanın veya aracı kurumun piyasayı etkileyebilecek potansiyele sahip haber ve yorum yapan kanallarla ortak olması doğru değil. Türkiye'de bunun çok net bir örneği var. Garanti Bankası, Garanti Yatırım ve aynı gruba ait hem haber-ekonomi (NTV) hem de ekonomi, özellikle piyasa kanalı olan CNBC-E uygulanması... Başka örnekler de var. Dediğim gibi şimdilik "detaya" girmiyorum.
Bu yazıyı, "detayını anlayarak" okuyanlar ve bugünkü verilerle birleştirebilenler; çok net çıkarımlara ulaşabilirler.
Yiğit Bulut/Habertürk