01 Nis 2018 16:40
Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:07
"Ya Aydın Doğan hükümete hükmetmenin bir yolunu bulsaydı?"
Doğan Medya Grubu, 1.1 milyar dolara Erdoğan Demirören'e satılmıştı
Birgün yazarı Ümit Alan, bünyesinde Hürriyet ve Posta gazeteleri
ile CNN Türk, Kanal D gibi televizyon kanallarını da bulunduran
Doğan Medya Grubu'nun Erdoğan Demirören'e satılmasıyla ilgili
olarak "Ya Aydın Doğan eskiden olduğu gibi bugün de hükümetle
uzlaşmanın ya da ona hükmetmenin bir yolunu bulsaydı? Bunu
denemediğini söylememek mümkün mü? Gazetecilik için savaştığını
filan düşününlerinse işin aslını görmek için 90’lardaki ortama
biraz derinleşmeleri yeterli" dedi.
Ümit Alan'ın "Zenginin medyası züğürdün algısını yorar" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
‘Eskiden gazetecilik vardı’ romantizmi
Türkiye’de koalisyon hükümetlerinin hüküm sürdüğü 90’lar boyunca, medyanın hükümetler karşısındaki konumu bugünkünden farklıydı. Ekonomi de bıçak sırtında olduğundan medyanın hükümetler karşısında baskı kurma şansı vardı. Bunun karşılığında da gelsin ihaleler, kurulsun bankalar, kapılsın teşvikler, peşkeş araziler gibi bir ilişki biçimi gelişti. Aslında gazetecilik asıl itibarını o günlerde kaybetti ama bunun asıl sonuçlarını hissetmesi için daha görecekleri vardı. Gazeteciliğin sermayeyle bütünleşme açısından ‘altın çağı’ sayılacak 90’larda gazetecilik yapanlar, şimdi bir kısım muhalif medyada “Eskiden gazetecilik vardı arkadaş” diye romantik romantik takılıyor. Ancak pek azı bu sağlıksız ilişki biçimi doğarken orada olduklarını hatırlamak istiyor. “Ben önce işadamıyım” diyenler zaten mutlu hatırlıyor o ayrı. Aslında bu dönemin sağlaması tek bir soruda saklı: Ya Aydın Doğan eskiden olduğu gibi bugün de hükümetle uzlaşmanın ya da ona hükmetmenin bir yolunu bulsaydı? Bunu denemediğini söylememek mümkün mü? Gazetecilik için savaştığını filan düşününlerinse işin aslını görmek için 90’lardaki ortama biraz derinleşmeleri yeterli. “Ne olursa olsun asla bugünkü kadar kötü değildi” diyebilirsiniz. Haklı da olabilirsiniz. Ancak medyanın iktidar imkânlarına öyle göbekten bağlanmasının, hangi görüşten olursa olsun güçlü bir hükümet geldiğinde doğuracağı sonuç bundan farklı olur muydu sizce?
Ümit Alan'ın "Zenginin medyası züğürdün algısını yorar" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
‘Eskiden gazetecilik vardı’ romantizmi
Türkiye’de koalisyon hükümetlerinin hüküm sürdüğü 90’lar boyunca, medyanın hükümetler karşısındaki konumu bugünkünden farklıydı. Ekonomi de bıçak sırtında olduğundan medyanın hükümetler karşısında baskı kurma şansı vardı. Bunun karşılığında da gelsin ihaleler, kurulsun bankalar, kapılsın teşvikler, peşkeş araziler gibi bir ilişki biçimi gelişti. Aslında gazetecilik asıl itibarını o günlerde kaybetti ama bunun asıl sonuçlarını hissetmesi için daha görecekleri vardı. Gazeteciliğin sermayeyle bütünleşme açısından ‘altın çağı’ sayılacak 90’larda gazetecilik yapanlar, şimdi bir kısım muhalif medyada “Eskiden gazetecilik vardı arkadaş” diye romantik romantik takılıyor. Ancak pek azı bu sağlıksız ilişki biçimi doğarken orada olduklarını hatırlamak istiyor. “Ben önce işadamıyım” diyenler zaten mutlu hatırlıyor o ayrı. Aslında bu dönemin sağlaması tek bir soruda saklı: Ya Aydın Doğan eskiden olduğu gibi bugün de hükümetle uzlaşmanın ya da ona hükmetmenin bir yolunu bulsaydı? Bunu denemediğini söylememek mümkün mü? Gazetecilik için savaştığını filan düşününlerinse işin aslını görmek için 90’lardaki ortama biraz derinleşmeleri yeterli. “Ne olursa olsun asla bugünkü kadar kötü değildi” diyebilirsiniz. Haklı da olabilirsiniz. Ancak medyanın iktidar imkânlarına öyle göbekten bağlanmasının, hangi görüşten olursa olsun güçlü bir hükümet geldiğinde doğuracağı sonuç bundan farklı olur muydu sizce?