''WHAT WOULD MY MAMA DO? UH-UH-OH-OH!'' MEDYANIN UKALASI ALANSON VE ÖZDEMİR TARTIŞMASINI YAZDI!..
Medyaradar'ın yazılarıyla olay yaratan yazarı Medyanın Ukalası son iki gündür medya dünyasının gündeminde olan Mazhar Alanson ve Cüneyt Özdemir polemiğine farklı bir yorum getirdi.
Nasılsınız medya aleminin en cillop kelleleri?
Keyifler “cici” mi?
Sarkastik yazılarımla bulanan gövdelerinin ve beyinleriniz, geçtiğimiz hafta sarkazmın babasını görüp, feleğin sillesini yemişe dönmediniz mi?
Güzel o halde!
Ben size, insanlara yalakalanmayın demiyor muyum?
Siz de beni taciz edip ben yalaka değilim demiyor musunuz?
Diyelim yalakalanmıyorsunuz, yalaka da değilsiniz…
O zaman bu son olanlardan hiç rahatsız olmamış olmanız gerekir, değil mi?
Mazhar Alanson muhabbetinden bahsediyorum tabii ki.
Mazhar Abi diye sevgi tomurcukları yolladığınız Alanson, Siirt olayında sarkazmın dozunu kaçırınca, olan oldu…
Herkeste bir geri adım, bir küfürbazlık halleri.
Lafım Cüneyt Özdemir’e değil bu noktada…
Cüneyt, bildiğini savundu.
Görüşü doğruydu, yanlıştı, onu sonra konuşacağız.
Ama benim esas derdim, topunuzun bir sürü psikolojisiyle hareket etmesi.
Cüneyt, Mazhar Alanson’un Siirt olayı ile ilgili yaptığı esprilere bu denli sert çıkıp konuyu programına taşımaya kalkmasaydı, acaba kaçınıza batacaktı o cümleler?
Ya da pek çoğunuz sırf doğru tarafta durmuş olmak için bir anda “Zaten şöyle böyle herifti, yoksa kafası mı güzeldi?” filan yazacak mıydınız sanal ortamlara?
Hiç sanmıyorum.
Bu konu kapanıp gidecek ve siz de çocukların çocuklara tecavüz ettiği sapıklar toplumunda, pek onurlu bireyler olarak yaşamaya devam edecektiniz.
Ama buldunuz ya Mazharı, unutun sapık çocukları ve adamları…
Saldırın, vurun, doğrunun yanında durun.
Kişinin kim olduğu sıkıntım değil…
Cüneyt’in yaptığı yanlış da değil; ama sizin tarzınız, kökünden yanlış.
Çünkü kendi fikriniz yok.
Ne yazık ki, koyun gibi güdülmeden düşünemiyorsunuz!
Mazhar seviliyor, sevin; övülüyor, övün…
Nefret ediliyor, tiksinin; kınanıyor, taşlayın!
Birini bir anda göklere çıkarıp, sonra çamura batırabiliyor, içinizde ne varsa hepsini oracıkta üzerinize kusabiliyorsunuz insanların.
Hani Mazhar Ağabeyciğinizdi?
Hani en sevdiğinizdi?
Ne oldu?
Bir anda bitti mi?
Buraya kadar mıydı?
İşte bu yüzeysellik götürüyor bizi çöküşe…
Bu tapınma ve yerme zihniyeti hazırlıyor sonumuzu.
İnsandan putlar yapmaya bayılıyoruz çünkü…
Onun da hataları olabileceğini ya da her görüşünün hoşumuza gitmeyebileceğini düşünemiyoruz.
Hemen nefrete banıyoruz insandan krakerleri…
Bir ısırışta koparabiliyoruz kafalarını…
Afiyetle çiğniyor, yutuyoruz…
Hem de çoğu zaman, ne olduğunu bilmeden, sorgulamadan, kulaktan dolma bilgilerle.
Bu bizim cahilliğimiz işte.
Sapına kadar cahil ve kötü ruhlu insanlarız sanırım özünde…
Siirt’te yaşananlar da bunun aynası değil mi zaten?
Düşündükçe midemi bulandıran o vahşet ve çocuk caniler…
Kalbi alınmış, kötü ruhlu çocuklar yetiştiriyoruz…
Bugün bebeklere tecavüz ediyorlar, yarın yetişkinlere…
Ve şu son olay konusundaki şahsi görüşümü soracak olursanız…
Ben de Cüneyt’e sonuna kadar hak veriyorum; bu konunun üzerine şaka olmaz!
Ama Mazhar Alanson’un ne düşündüğü, şahsen çok da umurumda olmadığı için –kendisine asla Mazhar Abi demedğim ve bir ikon olarak benimsemediğim için-, ne dediği, konuyu nasıl ele aldığı ilgilendirmiyor beni; kimsenin peygamber olmadığının bilincindeyim…
Çok dürüst davranmak gerekirse, şaşırmadım da olan bitene…
Neden diye de sormayın.
Boşverin…
İnanın ilgilenmiyorum.
Üzerine ettiği lafları da çok ciddiye alamadım…
Cüneyt’in burun delikleriyle dalga geçmesi filan da, garip şeyler bence… (Ayrıca da Cüneyt’e Cücü diyebilecek tek insan benim; onu da belirteyim!)
Ne bileyim… Gerek yok yani.
Tüm bunların üzerine aynı sosyelitten gelmediğim insanların ne yazdığıyla da zerre kadar ilgilenmiyorum.
Umurum değil!
Benim umurumda olan, çocukların bile katil ya da sapık olabildiği bir ülkede, yetişkinlerin sapkınlığına nasıl dur diyebileceğimiz…
O yaştaki bir çocuk, bir “bebeğe” tecavüz etmeyi ve onu boğarak öldürmeyi nasıl düşünebiliyor?
Sonra, koca koca adamlar çıkıp bu konuyu daha fazla eşelemeyelim nasıl diyebiliyor?
Medya, bu olayın karşısında kızıl bayrak açması ve toplumsal örgütlenmeyi teşvik etmesi gerekirken, nasıl magazin batağına düşüp olayı kişiler bazında düelloya çevirebiliyor?
Ne onurlu bir duruşumuz var bizim böyle!
Üstünü örterek temizlediğimizi sanıyoruz çamurun; çamur, içimizde büyüyor!
Paçalarımızdan akıyor…
Çamurda boğulurken, okyanus kıyısında siestaya yatıyoruz düşümüzde…
Oysa pislik bizi yutuyor!
Azar azar ve geri dönüşü olmayacak bir biçimde!
Peki bu durumda Pixe Lott hanım kızımız ne diyor?
“What would my mama do? Uh-uh-oh-oh! What would my daddy say? Uh-uh-oh-oh! If he saw me HURT this way?!”
Öyle işte!
Unutun gitsin zaten…
Kendi çocuğunuzun başına gelmedikçe; aklınız da başınıza gelmez…
Zaten tüm bunlar sizin başınıza gelmez!
Ama ben bunları ilk kez duymuyorum…
Ben çocukken, tanıdığımız bir ailenin 3–4 yaşındaki oğlu da mahallenin 10-12 yaşındaki çocuklarının tecavüzüne uğramıştı aynen böyle…
Annem olay karşısında o kadar şoka girmiş ve dehşete kapılmıştı ki, o zamanlar en fazla 6 yaşında olan bana, olayı tamamen anlatmış ve biri sana şöyle şöyle yaklaşmaya kalkarsa kaç demişti!
Tanrıya şükür ki yetişkinliğimde yaşadığım birkaç taşkın adamın ayarsız hareketleri haricinde, başıma böyle bir şey gelmedi.
Zaten her türlü netameli duruma karşı kendimi korumam gerektiği düşüncesiyle yetiştirildiğim için, bir ayağım eşikteydi hep…
Ama herkes benim kadar şanslı değil…
Ya da bizim kadar…
Tıpkı Siirt’teki çocuklar gibi…
Tıpkı dayısının ya da kuzeninin ya da babasının tacizine uğrayan gençler gibi…
Onlardan birini mutlaka tanıyorsunuzdur; hatta belki de siz de onlardan birisinizdir…
Şanslısınız ki delirmemişsiniz!
Ama bu yüzden delirenler var…
İntihar edenler var…
Çocukken ünlü bir oyuncunun tecavüzüne uğrayıp kendini zar zor toparlayan sanatçılarımız var; Zerrin Özer’den söz etmiyorum!
O yüzden şaşırmayın; ama kendinizi kollayın!
Bu ülkede, canınızı tanrıya emanet etmekten başka şansınız yok!
Keyifli bir hafta geçirin diyeceğim ama son günlerde bu ülke hiç de keyifli bir yer değil zaten!
Allah’ın layığını(mı)zı verdiği günler geçirmeniz dileğiyle!
MEDYANIN UKALASI
"Bir konuda ukala olmak, her konuda ahkam kesmekten iyidir... "
[email protected]
http://twitter.com/medyaninukalasi