16 Ağu 2011 05:00 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:41

VUSLAT DOĞAN BU YAZIYI KESİP SAKLAR! HÜRRİYET HANGİ KONUDA CESUR BİR ADIM ATMALI?

Oray Eğin'e göre Hürriyet sektörün öncüsü olarak tıpkı Times ve Murdoch gibi cesur bir adım atmalı ve bakın ne yapmalı?

- Medya bütün dünyada aynı hataya düştü: İnternet ilk yaygınlaşmaya başladığında mecranın büyüsüne kapılarak insanların önüne her şey bedava sunuldu. Bu yeni sistemden nasıl para kazanılacağını sonradan hesap edebileceğimizi düşündük. Ama beceremedik. İnternet sitelerine ziyaretçi çeken tek şey 'içerik' artık ama bunu da bonkörce dağıttığımızdan insanlar erişime para ödememeye alıştı.
- Rupert Murdoch birkaç sene önce bu tehlikeyi gördü ve kendi sahibi olduğu içeriğe kilit vurdu. 'Parayı veren düdüğü çalar' dedi ve Times'la Wall Street Journal'ı 'beleş okura' kapattı. İnsanların alışkanlıkları, formüller falan gibi uyarıları hiç takmadı. İnat etti ve başarıya ulaştı: Şimdi mecburen Wall Street Journal'a ulaşmak için abone olmanız gerekiyor.
- New York Times birkaç sene önce köşe yazılarına sadece parayla erişim sağladı, bu formül başarıya ulaşmadı ama tecrübeden çok şey öğrendiler. Bu sene ise dijital abonelik dönemini başlattı. İlk sene için 300 bin abone öngörmüşlerdi, ilk altı ayda İnternet sitesi, iPad ve diğer platformlarda gazeteyi okuyan insanların sayısı 400 bine ulaştı. Kağıda abone olan 700 küsur bin kişi de İnternet sitesine kayıt oldu. Times'ın kuşkuyla bakılan bu adımı başarıya ulaşınca dijital yayıncılıkta yeni bir dönem tartışmaları başladı hemen.
- New York Times'ın abonelik sisteminin arkasından dolanmak çok kolay. Ayda 20 yazı bedava, ama daha fazlasını okumak istiyorsanız yazının içeriğini google'da arayabilirsiniz. Siteye sizi bir arama motoru yönlendirdiyse bedava okuyorsunuz, ya da sosyal medyada paylaşıldıysa da aynı şekilde ücret ödemenize gerek yok. Link'lerdeki küçük bir oynamayla yine bedava erişim var. E pek de zor olmayan bu yöntemler varken neden insanlar para ödesin?
- Öyle anlaşılıyor ki günümüzde İnternet yayıncılığı 'sadık okura' dayanacak. İçeriği bedavacılar değil, gerçekten o yayını desteklemek isteyen insanlar destekleyecek. İyi habere, iyi yazıya para vermeye razı, bunu bir anlamda bağış gibi görecek nitelikli bir okurdan söz ediyoruz. Tabii ki bedava da okumak mümkün, ama bütçesini rahatsız etmeyecek bir miktarla o medyanın yaşamasına katkıda bulunmak isteyen insan sayısı da az değil.
- Türkiye'de Hürriyet gazetesi yaşadığı onca badireye rağmen hala sektörün öncüsü. Yılmaz Özdil, Ahmet Hakan ve Ertuğrul Özkök gibi en çok okunan üç yazarı bünyesinde barındırıyor. Özdil'in köşe yazısı kitabı rekor satışa ulaştı. Bu bir gösterge. Demek ki sırf bu insanları okumak için bile para vermeye razı bir kitle var. Ahmet Hakan'ın 150 bin takipçisi, yani dijital zemini var; dünyanın ünlü gazetecilerinden bile fazla. Bu bir gelir kapısı değil mi?
- Sektörün öncüsü olarak Hürriyet tıpkı Times ve Murdoch gibi cesur bir adım atmalı. Bir an önce kapısını beleş okura kapatmalı ve abone sistemine geçmeli. Ayda bütün Hürriyet ve arşivi için diyelim ki 10 TL ödeyecek insan yok mudur? Şimdi yoksa da birkaç sene içinde mecburen olacak. Duvarı Murdoch gibi yükseltmeye de gerek yok, NYT gibi alçak, üzerinden atlamaya müsait de tutulabilir. Hürriyet bu adımı atarsa, diğer kurumlar da peşinden gelir, hepimizin dijital hakları böylece korunur.
- Dahası, Hürriyet'in İnternet baskısı halihazırda 'unique' içerik üreten nadir gazete sitesi: Kendi yayın yönetmeni, kendi Ankara temsilcisi, kendi yazarları var. Zaman zaman 'Yarını bekleyemedim' diye yazan Özkök gibi halihazırdaki kadro da mobilize edilebilir.
- İçeriği fiyatlandırmalıyız. Hem gazetelerin eriyen gelirlerinin hem de gazeteciliğin bağımsızlığının çözümü bu. Daha özgür, daha derin, daha nitelikli haber için içeriğin maddi olarak desteklenmesi zorunlu. Haberciliğin bedeli ağır; hem masraflı bir şey haber, hem de sonrasında çok bedeli var. Dijital içerikten uzun vadede sağlanacak gelir bağımsızlığın teminatı olacaktır.

Oray Eğin/Akşam