Medya
09 Nis 2012 12:34 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:31

"VURDU MU FENA VURUYOR REHA'CIĞIM!" MERAL OKAY'IN TELEFONDAKİ SON SÖZLERİ!

Vatan yazarı Reha Muhtar, 1 Nisan'da Meral Okay'la yaptığı o konuşmayı köşesine taşımıştı. İşte hayatını kaybetmeden önce Meral Okay'ın söyledikleri...

Hasta yatağında Meral ve Fethullah Hoca!..

Bir ay kadar önce, günlük yazıya başlamadan deniz kenarında minyatür voltalar atmaktaydım...

Cep telefonum çaldı, bir de baktım Meral (Okay)...

- "Seni görüyorum" dedi, "deniz kenarında yürüyorsun... Yanına taşındım... Sezen bu apartman dairesini kiralamam için seferber oldu... Kafanı kaldır, sol tarafına bak, beni göreceksin..."

İki apartman bitişiğimde, üst katın penceresinden el sallıyordu bana...

Akademi Türkiye yarışmasında tanışıp samimi olmuştuk Meral'le...

Elbet samimiyetin esas temeli, bir yarışma programının renkli görselliğinden maada, Ankara'nın 78 kuşağını bağrına basan, kesif sigara dumanlı, oksijensiz kirliliklerden muzdarip, yeşilsiz soğukların etkisinde, 'kalorifer isleriyle kaplı', mavi panzerle çevrili, yeşil parkalı, Çağdaş Sahne'li, Ankara Sanat'lı, Zafer Pasaj'lı, Tandoğan Meydan'lı sıcak sohbetleriyle, samimi havasının ikimizin hayatlarında yarattığı paralel izdüşümleriydi...

***

Birbirimizin gözlerine bakarak anlaşırdık Meral'le...

Bir kuşağın, ölümden, baskıdan, zulümden, hoyratlıktan; her birinden bir şeyler kaybederek, yürüdüğü o ince meçhul güzergahta birbirimizi görmeden, tanışmaktaydık Meral'le...

Kocasını kanserden kaybetmişti...

Aynı yaştaydık...

Senaryolar yazıyor, senaryolar biriktiriyordu...

Sonra Muhteşem Yüzyıl'la inanılmaz bir başarıyı yakaladı...

Kim bilir hayatında kaçıncı kez o muhteşem başarıyı yakalıyordu...

Bütün okların da hedefi oldu elbet...

Kim bilir o da kaçıncı kez...

Hayat hep azimli başarılarla ve ölümcül okların tahteravallisi arasında geçip durdu bizler için...

***

- "Sezen'i de alalım, beraber yemek yiyelim" diyordu...

Sezen, Meral, ben, hep üçümüz buluşmaya niyetlenir, hep niyetlerimizin çok azını gerçekleştirebilirdik...

Buluşacak olmanın verdiği ümidin heyecanı, sanırsam bizi diri tutmaya yeterdi...

Yolculuğa gidilecek yerden çok, yolculuğun kendisinin insana haz vermesi gibi bir şey...

Yine tam buluşacaktık ki, Meral kanser oldu...

Bana laf arasında söyledi, sanki, nezle olmuşmuş gibi...

Ben de nezle olmuş gibi takmamış gibi davrandım ve yazmadım...

Ameliyat oldu...

Kemoterapiye başladı...

Vücudundaki agresif tümörle savaşmaya kendini adadı...

***

Geçen gün Sezen "ateşi çıktı dün hastaneye gitti" dedi...

Aradım ki, bu sefer de bir virüs bulaşmış, bir haftadır ateş sarmış arkadaşımı...

Sezen karşıdaki evde Meral'e bir oda yapmış...

Orada kalsın diye...

Şimdi hastanede...

Ateşini düşürmeye çalışıyor doktorlar...

Düşerse yeniden kemoterapi...

Biz yine buluşmaya karar verdik bermutat...

Sinema için hikayeler yazacağım, Meral senaryosunu, Sezen şarkılarını yazar belki...

Yaşadığımız hayatların ve acıların anısına...

Fethullah Hoca'yla, geçmiş günlerde stüdyoda yayınlar yapmış, yemekler yemiş, sohbetler etmiştim...

İnsan üzerinde bıraktığı olumlu bir enerjisi vardır Fethullah Hoca'nın...

Geçenlerde "çok ağır eleştirilerini okumuştum" Fethullah Hoca'nın Muhteşem Yüzyıl dizisiyle ilgili...

Eleştirilerine birşey söylemem...

Fakat bir gönül mesajı olarak kendisine iletebilirim ki, "Meral Okay sevgi dolu, çok dost bir yürektir..."

Dün telefonda konuşurken; "Neler gördük kızım biz?.." dedim, "Ne ölümler, ne dirilişler!.. Bir şey olmaz bize merak etme..."

- "Vurdu mu fena vuruyor Reha'cığım..." dedi...

Geçecek elbet...

Daha yemekler yiyeceğiz elbet...

Şarkılar besteleyeceğiz...

Hikayeler yazıp, filmler çevireceğiz...

Güzel günler göreceğiz çocuklar...

Güneşli ve güzel günler...

Hoş geldin Nisan...

Reha Muhtar / Vatan