Vedat Milor'dan dikkat çeken "Zeytin yağı" yazısı!
Vedat Milor ‘Zeytinyağı olarak satılan ürünlerin pek çoğunun ‘yüzde 100 zeytinyağı’ olmadığını düşünüyorum’ yazdı
Yemek ve şarap eleştirmeni Vedat Milor, zeytinyağı diye satılan
bazı ürünlerin kimyasal maddeler içerdiğini, yüzde 100 zeytinyağı
olmadığını yazdı.
NTV'de "Vedat Milor'la Tadı Damağımda" programını da hazırlayan
Milor, zeytinyağını kaliteli şekilde üretilmesi imkânının olmasına
rağmen yapılamadığını belirtti. Büyük firmalar yüzünden piyasada
kaos yaşandığına değinen Milliyet yazarı Milor, insanların
zeytinyağlarına güvenmediğini de ekledi.
Milor’ün Milliyet'te “Üzücü bir konu: Zeytinyağı” başlığıyla
yayımlanan (5 Şubat 2015) yazısı şöyle:
Zeytinyağı konusunda varlık içinde yokluk yaşıyoruz. Çok iyi
zeytinyağı üretme potansiyelimiz var ama yapamıyoruz!
Zeytinyağı olarak satılan ürünlerin pek çoğunun ‘yüzde 100
zeytinyağı’ olmadığını düşünüyorum. Sanırım zeytinyağlı yemeklerin
tüketici tarafından sevilmeyip, ağır bulunmasının asıl nedeni
içlerinde farklı yağlar olması.
Asit oranını düşürmek için kimyasallar kullanılıyor. Plastik
bidonlarda işleme girmeyi bekleyen zeytinler, okside oluyor. Yüksek
derecede işlem gören zeytinyağlarının aroması kaçıyor.
Piyasada kaos yaşanıyor
İşin en acıklı kısmıysa küçük ve kaliteli üreticilerin yağlarını
büyükşehir piyasasına ulaştıramamaları. Beşiktaş’ta ziyaret etmek
istediğim küçük bir zeytinyağı kavı olan ve sadece coğrafi işaretli
küçük aile işletmelerinin yağlarını tadım yaptırarak satan Seray
Ençetin Hanım’ın bir gözlemine yüzde 100 katılıyorum: Büyük
firmaların genel politikaları yüzünden piyasada kaos yaşanıyor ve
insanlar haklı olarak, zeytinyağlarına güvenmiyor.
Bu duruma nasıl geldiğimiz, hangi zeytin türlerini neden
kaybettiğimiz ve devlet politikaları konusunda, eminim birçok
doktora tezi yazılır, yazılmalıdır.
İyisini bulunca yiyorum
Seray Hanım bana yazdığı mektupta “Neden yerli zeytinyağı
tüketmiyorsunuz?” diye haklı bir soru soruyor. İşin doğrusu,
çok iyisi elime geçince tüketiyorum ama bunlar piyasada bulunmayan
yağlar olduğundan yazmak geçmiyor içimden. Örneğin, iki ay önce
arkadaşım Erol Karakaş, evime harika bir yağ yolladı. Kendisi ve
eşi Ebru Hanım, beğendiğim ve daha önce bahsettiğim Aterna
zeytinyağının sahipleri.
Gönderdikleri yağ, bahçelerinin farklı bölgelerinden farklı lezzet
ve asitte yağların karışımı. Filtre edilmemiş, aroması mis gibi.
Damakta tereyağ hissi bırakıyor.
Bana, Toskana ya da Sicilya’dan çok, İtalya’nın Liguria
bölgesindeki yumuşak yağları hatırlattı. Bu tip yağlar çiğ
balıklarla harika uyum sağlıyor. Ama bugüne kadar yazmadım çünkü
piyasada bulunmuyor. Başka birinin bu tip yazısını okusam ben bunu
piyasada bulamadıktan sonra bana ne diye düşünürüm.
Şarap gibi değil ki bu
Seray Hanım’dan bu tip yağların bulunduğu bir butiğin varlığını
öğrenince yazmaya karar verdim.
Bu arada arkadaşım Cengiz Özdemir Bey’den de zeytinyağı konusunda
ilginç bir mektup aldım. Cengiz Bey de benim gibi doğal ve lez
zetli beslenmeye çalışıyor ama bu iş kolay değil tabii.
Eataly’ye gidip 2014 hasadı zeytinyağı aramış ama bulamamış.
(Kasımda Kaliforniya’daydım ve Berkeley’de bulduğum yeni hasat
zeytinyağlarının tadı damağımda)
Sınırlı üretimi olan Selatin’i bulmuşlar. Bu zeytinyağı 2014 Sol
D’Oro Concorsa Internazionale Verona yarışmasında ‘Gran Menzione’
ödülü aldı.
Cengiz Bey “Güzel zeytinyağı” diyor ama tek şişe varmış Eataly’de
ve internet sitesi de yeni hasatın tükendiğini yazıyor. Şarap gibi
değil ki bu zeytinyağını en geç bir sene içinde tüketmek lazım.
Maalesef kalite düşecek
Cengiz Bey 2014 hasadıyla ilgili şunları yazdı bana: “Zeytinyağında
2014 senesinde üretim düşüşü var. Bu yüzden üreticiler 2014
hasadını satışa koymuyorlar! İspanya ve İtalya’da da kötü hava
koşullarından dolayı üretim düşmüş. Fiyatların yükselmesini
bekliyorlar.
İspanya’da bir milyon 200 bin tondan 650 bin tona düşmüş. İtalya’da
500 bin tondan 250 bine inmiş. Türkiye’deyse 190 bin tondan 170 bin
tona düşmesi bekleniyor...
Çıkan sonuç, bu sene zeytinyağı diye belirli oranlarda
karıştırılmış kanola ve benzeri yağları yiyeceğiz. Hem de daha
pahalı. Biliyorsunuz kanola yağının tadı ve kokusu yok!”