11 Kas 2010 08:42
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:47
VE KATİL TRT EKRANINDA 'SUÇSUZ' İLAN EDİLDİ!
"Yakın bir gelecekte Hrant Dink'in katillerini de devlet televizyonunda izlersek şaşırmayın sakın."
Ve katil, TRT ekranında ‘suçsuz’ ilan edildi
SONUNDA bu da oldu ve Abdi İpekçi’nin katili devlet televizyonunun haber kanalına çıkıp konuştu.
Yakın bir gelecekte Hrant Dink’in katillerini de devlet televizyonunda izlersek şaşırmayın sakın. Çünkü programın sunucusuna göre “Bunu yapmayan, gazeteciliği bırakıp limon satmalı”ymış!
Zaten programı izleyen ve geçmişteki olayları bilmeyen bir insan Ağca’nın Abdi İpekçi’yi öldürdüğü için mahkûm edildiğini de öğrenemeyecekti, çünkü bu konuda herhangi bir soru da sorulmadı, bununla ilgili bir bilgi de verilmedi.
Programın sunucusuna göre zaten Ağca artık “suçsuz” bir insanmış. “Bugün konuşacağımız Ağca, İtalyan ceza yasasına göre de Türk ceza yasasına göre de sabit olan suçlarından dolayı hükümlerini yatmış, bugün yasalar karşısında suçsuz bir insan” diyor.
Nezaketi de elden bırakmıyor, sorularını sorarken “Şu soruyu sormama izin verin” diyor.
Programın sunucusunun röportajda söylediği bir söz var ki unutulmasın diye burada aktarıyorum: “O mesafeden öldürmek istediğiniz birini ıskalamanız pek mümkün değil”.
Bunu Ağca’nın, Papa’yı “ıskalaması” ile ilgili olarak söylüyor. Nereden biliyor dersiniz?
İşte TRT’nin bugünkü zihniyetinin vardığı nokta burası.
Gazetecilerin bu röportaj ile ilgili olarak sordukları “Ağca’nın devlet televizyonuna çıkmasına ne diyorsunuz” sorusuna Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği yanıt da şu:
“Bunu özel kanal, devlet kanalı diye niye ayırıyorsunuz?”
Başbakan, “Artık devletçilik geride kaldı, özgürlükler öne çıktı” demeyi de ihmal etmiyor ve Ağca’nın devlet televizyonuna çıkmasını bir “özgürlük meselesi” olarak ele alıyor.
Madem artık “devletçilik yok”, o zaman TRT’yi neden vergilerimizle finanse etmeye devam ediyoruz?
Başbakan’a vatandaşların ödediği vergiler ile finanse edilen ve hükümetin borazanı olarak görevini sürdüren bir kuruma “devlet televizyonu” demek zorunda olduğumuzu nasıl anlatsak acaba?
Mehmet Y. YILMAZ / HÜRRİYET
SONUNDA bu da oldu ve Abdi İpekçi’nin katili devlet televizyonunun haber kanalına çıkıp konuştu.
Yakın bir gelecekte Hrant Dink’in katillerini de devlet televizyonunda izlersek şaşırmayın sakın. Çünkü programın sunucusuna göre “Bunu yapmayan, gazeteciliği bırakıp limon satmalı”ymış!
Zaten programı izleyen ve geçmişteki olayları bilmeyen bir insan Ağca’nın Abdi İpekçi’yi öldürdüğü için mahkûm edildiğini de öğrenemeyecekti, çünkü bu konuda herhangi bir soru da sorulmadı, bununla ilgili bir bilgi de verilmedi.
Programın sunucusuna göre zaten Ağca artık “suçsuz” bir insanmış. “Bugün konuşacağımız Ağca, İtalyan ceza yasasına göre de Türk ceza yasasına göre de sabit olan suçlarından dolayı hükümlerini yatmış, bugün yasalar karşısında suçsuz bir insan” diyor.
Nezaketi de elden bırakmıyor, sorularını sorarken “Şu soruyu sormama izin verin” diyor.
Programın sunucusunun röportajda söylediği bir söz var ki unutulmasın diye burada aktarıyorum: “O mesafeden öldürmek istediğiniz birini ıskalamanız pek mümkün değil”.
Bunu Ağca’nın, Papa’yı “ıskalaması” ile ilgili olarak söylüyor. Nereden biliyor dersiniz?
İşte TRT’nin bugünkü zihniyetinin vardığı nokta burası.
Gazetecilerin bu röportaj ile ilgili olarak sordukları “Ağca’nın devlet televizyonuna çıkmasına ne diyorsunuz” sorusuna Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği yanıt da şu:
“Bunu özel kanal, devlet kanalı diye niye ayırıyorsunuz?”
Başbakan, “Artık devletçilik geride kaldı, özgürlükler öne çıktı” demeyi de ihmal etmiyor ve Ağca’nın devlet televizyonuna çıkmasını bir “özgürlük meselesi” olarak ele alıyor.
Madem artık “devletçilik yok”, o zaman TRT’yi neden vergilerimizle finanse etmeye devam ediyoruz?
Başbakan’a vatandaşların ödediği vergiler ile finanse edilen ve hükümetin borazanı olarak görevini sürdüren bir kuruma “devlet televizyonu” demek zorunda olduğumuzu nasıl anlatsak acaba?
Mehmet Y. YILMAZ / HÜRRİYET