18 Şub 2009 15:16 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:33

"VAY BELEŞÇİLER VAY!" CEM YILMAZ HANGİ KÖŞE YAZARINI YERİN DİBİNE SOKTU?..

"Şu öndekiler var ya en ön sırada oturanlar" diye... Eliyle de beni işaret ediyordu. "Bunlar beleşçi... Bedava bilet buldular mı damlarlar." diye devam etti.

"Vay beleşçiler vay!"

Kanalımızın genel müdürüydü Ali Baransel... Davetiye gelmiş "Hadi birlikte gidelim" diyordu.

Rumelihisarı'na gittik güzel bir yaz akşamı.

Kalabalıktı, iğne atsan yere düşmezdi. Davetiyeli olduğumuz için bizi en öne, protokole oturttular... Sonunda oyun başladı. Siyahlar giyinmiş bir adam çıktı sahneye. Gözleriyle herkesi süzdü. Ve başladı konuşmaya;

"Şu öndekiler var ya en ön sırada oturanlar" diye... Eliyle de beni işaret ediyordu. "Bunlar beleşçi... Bedava bilet buldular mı damlarlar." diye devam etti. Rumelihisarı'nda gürültülü bir kahkaha koptu. Bizi şikayet ediyordu adam arkamızda oturan tüm seyircilere... Başımı öne eğdim, utandım, yerin dibine girdim... Adı Cem Yılmaz'dı adamın. Onu ilk yakından gördüğüm anda golünü atmıştı. Meğer tüm oyunlarında davetiye gönderir, sonra da en önde oturan o misafirlerine takılırmış böyle.

En son pazar akşamı Acun Ilıcalı'nın Var mısın Yok musun yarışmasında izledik onu. Müthişti. Gün birincisi olan program 50 sharelere ulaştı. Bu, o anda her açık 100 kanaldan 50'sinin Acun-Cem Yılmaz ikilisini izlediği anlamına geliyor. Geriye kalan 50 kişi de 30 kanala dağılmış demektir. Televizyonculuk anlamında büyük bir başarı bu.

Tuhaf bir espri çekimi var Cem Yılmaz'da. Henüz çözemedim. Ancak komedyenim diyenlerin tamamını ikiye katlayıp cebine koyacak güçte bir çekim alanına sahip.

Tv yöneticileri için çok cazip bir program yapımcısı ve sunucusu. Birçok komedyen televizyonlardan gelen tekliflere balıklama atlarken, o çok akıllı davranıyor. Trilyonluk teklifleri kabul etmiyor. Yüzünü eskitmiyor, cazibesini ve tılsımını bu şekilde hep koruyor. Öyle bir hale geldi ki adam sadece gülüyor diye bile kahkahaya boğuluyor milyonlar...

Komedyen için en önemli özelliklerden biri de hazır cevap olmaktır. Canlı yayında yarışmacı İngilizce fıkra biliyor musun diye sorduğunda "Yokum" diyeceğini zannettim. Ancak "Varım" diyerek Nasreddin Hoca'dan İngilizce bir fıkra patlatması, onun pratik zekasını ortaya koydu. Bu hazırcevaplık ne Şahan'da var ne de diğerlerinde. Bir süre önce "Cem Yılmaz eski formunda değil" diye eleştirmiştim. Ancak bu sözümü Pazar akşamından sonra geri aldım.

Bu adamın freni patlamış, gidiyor...


Bekir Hazar / Yeni Şafak