"VATANSEVERLİK NASIL KURTULUR?"!..HANGİ AKŞAM YAZARI GÜLER KÖMÜRCÜ'YE YÜKLENDİ?..
Ergenekon Davası Akşam Gazetesi'ni toz duman etti. Dün Oray Eğin'in desteğini alan Güler Kömürcü ve davaya, bugün Akşam Yazarı Nagehan Alçı'dan sert eleştiriler geldi.
Ergenekon Davası Akşam Gazetesi'ni toz duman etti. Dün Oray Eğin'in desteğini alan Güler Kömürcü ve davaya, bugün Akşam Yazarı Nagehan Alçı'dan sert eleştiriler geldi. İşte Alçı'nın bugünkü yazısı:
Vatanseverlik nasıl kurtulur?
"Komplo", "Düşman", "Silah" kelimelerini baştacı etmeden de sevilebilir bu vatan. Kimseye zarar vermeden, sana benzemeyeni yok etmeden de vatansever olunabilir. Ama önce "onlar"ın bu kavram üzerindeki tekellerini yıkmak gerek. Onlar, yani eli, kalemi, düşüncesi silah tutanların...
Bu "vatanseverler"den 35'i gözaltına alındı, biliyorsunuz. İçlerinden bir tanesi ve temsil ettiği kurumun üzerinde durmakta fayda var: Sevgi Erenerol ve Türk Ortodoks Patrikhanesi.
Bu patrikhaneyi Fener'deki ile karıştırmayalım. Dünyadaki hiçbir Hıristiyan'ın tanımadığı bir kurum bahsettiğim patrikhane. Ne ilginç ki neredeyse tüm Hıristiyanları "düşman" görüyor. "Biz Türk'üz ve bu etiketin dışındaki tüm etiketlerle savaşırız" diyor ve adeta bir "komplo üretme merkezi" olarak çalışıyor.
İşte bu Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol önceki gün Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alındı. Patrikhanenin kurucusu Papa Eftim'in torunu olan Erenerol patrikhane familyasının mirasçısı. Ama hangi patrikhanenin?
Türk Patrikhanesi 1922'de mübadele edilen Türk Hıristiyanlarını temsilen, burada kalanlarla kurulmuş bir kurum. Kurtuluş Savaşı korkularından hareketle vücut bulmuş. O dönemin şartlarında Yunanlıları düşman bellemiş. Ve kuruluşunun üzerinden 86 yıl geçmiş.
Ama bu 86 yıl söz konusu patrikhaneyi hiç etkilememiş. Zaman bu kurum için 1922'de donup kalmış. Sevr paranoyaları, Yunan korkusu, "Türk olmayan düşmanlığı" aynen muhafaza edilmiş.
Sevgi Erenerol tüm bu korkuları temsil ediyor. Üstelik bu korkuları Türkiye'deki vatansever tüm Hıristiyanlar adına dillendirdiğini söylüyor. Bununla da yetinmiyor, nasıl bir yayın olduğu malum Türk Solu Dergisi'nde yazıyor, Kemal Kerinçsiz'le arkadaşlık ediyor.
Bu ülkede vatanını sevmek muhakkak kan ve şiddetle ispat edilir hale geldi. Ne yazık! Oysa doğduğumuz toprakların aşinalığıdır bize vatanımızı sevdiren. Aidiyetimiz coğrafyayadır. O coğrafyanın üzerinde hangi din, hangi millet olduğu önemsizdir gerçek vatanseverlikte. Bunu, dini bir kesimi temsil ettiğini söyleyen Erenerol göremiyor mu? Düşmana ihtiyaç duymadan kendini tanımlayamıyor mu?
Kendine "vatansever" diyen birçok "şiddet-tapar"a ev sahipliği yapıyor bu ülke. Bazılarını birkaç gündür gazetelerde görüyoruz.
Bu "vatanseverler"in hedefindekiler polisin operasyonları sayesinde şimdilik kurtuldu ama "vatanseverlik" onların tekelinden nasıl kurtulur?