VATAN'IN SATIŞINA SERDAR TURGUT'TAN İLGİNÇ YORUM!.."TÜRKİYE 'MEDYA FAŞİZMİ' DÜZENİNE DOĞRU SÜRÜKLENİYOR"!..
Üzülerek izlemekteyiz olan biteni. Çünkü haber alma hürriyetinin Türkiye´de gittikçe kısıtlandığını görüyoruz ve çok kısa süre sonra `İyi ki AKŞAM var´ düşüncesinin yaygınlaşacağını biliyoruz.
Alnımızın akıyla
Hayli sert geçen bir seçim kampanyasının sonuna doğru geliniyor. Gelecek hafta bugün kurulacak hükümeti ve olası bakanları tartışıyor olacağız.
Hangi partiye oyunuzu verdiğiniz dışında eminim ki; hemen herkesin özlediği, hayalini kurduğu bir TBMM görünümü mutlaka vardır.
Seçim sürecinde sempati duyduğunuz parti hakkındaki tanımlar, rakip partiler tarafından belirlenir.
Özellikle bu seçimde siyaset hayli sertleşti. Her parti diğeri hakkında hayli ağır laflar etti.
Ama sadece bunlara bakarak partileri düşünürseniz ortaya hayli vahim bir görüntü çıkar.
Biz, bu kavgalı, atışmalı miting ortamından kendimizi soyutlayıp, partilere objektif bakmak zorundayız.
Bu, bizim çok önem verdiğimiz tarafsızlığımızın bir gereğidir.
Övünerek söyleyebilirim ki; bu seçim kampanyası sürecinden AKŞAM gazetesi alnının akıyla çıkmış durumdadır.
Hem her partiye eşit uzaklıkta durduk, aynı zamanda her partiye eşit yer ayırdık hem de seçimin en hayati ve en kritik dönüm noktalarını bu gazetede okudunuz (İsmail Küçükkaya´nın Başbakan´ın cumhurbaşkanlığı konusunda `Uzlaşırım´ demeci, seçimin ve Türkiye´nin en önemli gündem maddesine açıklık getirdi). AKŞAM´ın özgür düşünceli, güvenilir ve ilkeli bir gazete olduğu bu seçim sürecinde tescillendi.
Bunu ben söylüyorum diye kabul etmek zorunda değilsiniz tabii ki... Lütfen kendinize biraz zaman ayırıp basit bir test uygulayın.
Aklınıza gelen gazeteyi sayıp, bu süreçte ne kadar güvenilir olduğuna bir not koyun, bize de verin notunuzu ve sonunda listeye tekrar bakın.
Biz iddialıyız bu güvenirlik testinden birinci çıkacağımıza.
Bunu biliyorum. Çünkü insanlardan gelen mektupları okuyorum.
İnsanlar AKŞAM´a övgünün yanı sıra diğer gazeteler hakkındaki düşüncelerini açık yüreklilikle yazıyor.
Bir güvenirlik, sıcak his duyma indeksi oluşturulsa bu anda `AKŞAM´ dışındaki gazetelerin çok vahim durumda olduklarını görebilirdik.
Doğan grubu gazetelerinin durumu ise çok daha ilginç.
O grup içindeki, bazı gazetelerin nasıl olup da bu kadar hızlı bir şekilde prestij kaybettiklerini anlamamız bile zor.
Özellikle tahrip için uğraşmışlar gibi görünüm veriyorlar.
O grup içindeki gazeteler güvenilirlik açısından o kadar acıklı düzeydeler ki; doğru haber yayınlasalar bile, insanlar `acaba bu haberin arkasında ne iş var, acaba ne çıkarları var bu haberden´ diye soruyorlar.
Kendisine bir süredir `bağımsız´ diyerek komiklikler yapmakta olan Vatan gazetesi dün gayriresmi sürdürmekte olduğu ilişkiyi resmişleştirdi ve Aydın Doğan´a satıldı. Uzunca süredir tüm cazibesini `tam bağımsızlık´ palavrası üzerine kurmuş olan Vatan gazetesi acaba bundan sonra ne tür bir yalan söyleyecek kendisi hakkında?..
Yeni bir yalan bulmakta zorlanmayacaklarını biliyoruz. Çünkü bu konuda uzmanlıkları var.
Aydın Doğan´ın durmak bilmeyen daha fazla güç arayışı sürüyor. Bakalım bu işin sonu nereye varacak?..
Bireyin hırsları üzerine fazla düşünmek bizim işimiz değil ama bir ülkede tek bir insanın kaç adet gazete ve televizyon kanalına sahip olabileceği konusunda bir düzenleme yok mudur acaba?
Eğer varsa bunlar neden Doğan grubuna işlemez ki?..
Bunu merak etmek bizim işimiz. Çünkü Hürriyet, Milliyet, Posta, Referans ve Radikal´den sonra Vatan´ın da Aydın Doğan´ın olması Türkiyeyi bir `Medya faşizmi´ düze