Vatanım Sensin'deki Albay Cevdet'in gerçek kimliği ortaya çıktı!
Vatanım Sensin dizisindeki Albay Cevdet'in gerçekte Gavur Mü'min lakaplı Albay Mümin Aksoy olduğu ortaya çıktı.
Kanal D’de yayımlanan Vatanım Sensin dizisindeki Albay Cevdet’in
kim olduğu uzun süredir tartışılan bir konu. Aydınlık gazetesinden
Hayati Özcan ve Nurcan Akkul, Albay Cevdet’in kim olduğunu ve
İzmir’deki mezarını buldu.
Özcan ve Akkul’un haberi şöyle:
“Osmanlı saray entrikalarından vurdulu kırdılı mafya öykülerine
kadar ekranları dolduran diziler arasında geçen ekim ayında
başlayan “Vatanım Sensin” dikkatleri üzerine topladı. Diziyle
birlikte tartışmalar da başladı. Kurtuluş Savaşı tarihimizde adı
sanı hiç duyulmadık Albay Cevdet gerçekte kimdi? İzmir’deki
fırtınalı hayatı hakkında ne biliyorduk? Mezarı var mıydı?
Yakınları kimlerdi? Hatta gerçek miydi hayal ürünü müydü? Konu,
sadece Albay Cevdet de değil, 15 Mayıs 1919’la başlayan Anadolu
işgaliydi.
Büyükşehir Belediyesi arşivi APİKAM’dan, İzmir Mezarlıklar
Müdürlüğünden başladık araştırmaya. Yazılı kaynakları taradık ve
Albay Cevdet’in mezarını bulduk. Albay Cevdet’in o dönemki lakabı
Gavur Mü’min, asıl adı Mü’min Aksoy’du. Albaydı. Mezarı, Balçova
eski mezarlıktaydı. Ölüm ilanı, tam da Kurtuluş Savaşı’nın belki de
bir numaralı milli casusuna yaraşır gizemle “Bir Dost” imzasıyla
verilmişti...
GAVUR MÜ’MİN OLMANIN ACISI
Yüzbaşı Gavur Mü’min, tarihimizin derinlerinde namını, şanını,
nefsini vatanın kurtuluşu için bir kenara atmış kahramanlarımızdan
biri. İzmir’de 1892 yılında dünyaya gelen İbrahim oğlu Mü’min, 1911
yılında Beylerbeyi Yedek Subaya Okulu’ndan Teğmen rütbesiyle mezun
oldu. Balkan savaşları ve Birinci Dünya Savaşında çarpıştı.
İzmir’in işgalinden hemen önce Jandarma Genel Komutanlığı’nın
talimatıyla İzmir Jandarma Alay Komutanlığı’nda görevlendirildi.
İşgal günlerinde İzmir’de bulunan Yüzbaşı Gavur Mü’min, işgal
altındaki şehirde güçlü bir yeraltı teşkilatlanmasına sahip olan,
asker ve sivillerden oluşan Türk istihbaratının önemli bir üyesi
olarak görev aldı. İşgal sırasında Yunan askerlerine esir düştü
ancak bir yolunu bulup kaçmayı başardı. İşgal Kuvvetlerinin
güvenini kazanan dönemin İzmir Belediye Başkanı dayısı Hacı Hasan
Paşa sayesinde İzmir’de kaldı. Fesi çıkardı ve fötr şapka taktı.
Çok iyi Rumca konuştuğu için işgalcilerin ve Rumların mekanlarına
girip çıkarak güvenlerini kazandı.
Bir süre sonra İşgal Kuvvetleri Komutanı Zafirio’nun da gözüne
girmeyi başaran Yüzbaşı Gavur Mü’min, Yunan işgalini kolaylaştırmak
için işgal kuvvetlerine sözde yardım etmeye başladı. İşgalcilerle
ilişkisi yüzünden İzmirli Türkler Mü’min Bey’e “Gavur Mü’min”,
“Hain Mü’min” lakabını taktı. Sürekli hakaretlere uğrayan Gavur
Mü’min kendisi tarafından kaleme alındığı ileri sürülen bir notta
bu durumu şöyle açıkladı: ‘’... Kurtuluşu için ölesiye, öldüresiye
dövüştüğüm İzmir’de yüzüme bile tükürenler oldu. İtiraf edeyim ki o
tükürükler, çarpıştığım cephelerde yediğim kurşunlardan daha fazla
acı ve ıstırap verdi bana... Ama ne yapayım ki, o sırada içerisinde
bulunduğum durum ve şartlar gerçekteki durumu açıklamama engeldi.
Ölmekten değil de, bir şeyden çok korkuyorum: Gerçeği anlatamadan
ölmek ve tarihe bir vatan haini olarak geçmek. (İşgal İzmir’inin
ilk haini_Kurtuluş Savaşının son kahramanı Gavur Mü’min - Yrd. Doç.
Ahmet Mehmetefendioğlu)
ANKARA’YA BİLGİ AKIŞI
İşgalcilerin güvenini kazanan Yüzbaşı Gavur Mü’min, Yunan
Karargahı’ndan elde ettiği bilgileri, Anadolu’ya iletiyordu. Bu
bilgiler Yunan ilerleyişini ciddi ölçüde etkiliyor ve Ankara’ya
hazırlık için zaman kazandırıyordu. Ancak Mü’min Bey Türk
kuvvetleri arasında düşman için çalışan işbirlikçi bir ajanın
ihbarı üzerine Yunan İstihbaratı tarafından açığa çıkarıldı.
Müebbet hapis cezasına çarptırılarak Atina’ya gönderildi.
Kurtuluştan sonra, Türk-Yunan esir değişimi sırasında bizzat
Mustafa Kemal’in emriyle, General Trikopis’e karşılık takas
edildi.
Mü’min Bey yurda döndükten sonra da türlü zorluklarla karşılaştı.
Çok sevdiği askerlik mesleğine dönmek için yaptığı başvurular uzun
süre reddedildikten sonra kabul edildi. Albaylığa kadar yükseldi,
Van Mıntıka Komutanlığı yaptı. Albay rütbesiyle görevli olarak
Hakkari’ye giderken zatürreye yakalandı, 24 Ocak 1948’de hayatını
kaybetti. Kurtuluşu için ölesiye ve öldüresiye dövüştüğü İzmir’de
kavga dolu hayatı son bulan Gavur Mü’min’in Balçova’daki mezarında
‘Kurtuluş Savaşı’nın Bir Numaralı Casusu’ yazısı olduğu kayıtlara
geçti ancak mezar taşında böyle bir yazıya rastlamadık.
‘SADECE VAZİFEMİ YAPTIM’
Albay Mü’min’in ölüm ilanı 25 Ocak 1948 tarihinde İzmir’de
yayınlanan “Demokrat” isimli yerel gazetede yer aldı. İlanı “Eski
Bir dost” imzasıyla arkadaşı yazmıştı. İlanı yazan arkadaşı ona ait
şu cümlelere yer verir: Tarih büyük ve kalabalık yer, şayet her
vazifesini yapan oraya girmeye kalkışırsa, burada olduğu gibi orada
da birbirimize gireriz!... Ben sadece vazifemi yaptım”