Vatan yazarından köşe yazarlığına "zorunlu ara"
AK Parti'den milletvekili adayı olan Vatan yazarı Hüseyin Yayman gazetedeki köşe yazılarına "siyaset arası" verdiğini duyurdu.
Vatan Gazetesi köşe yazarı ve akademisyen Hüseyin Yayman Hatay'dan
aday adayı başvurusu yapmıştı. AK Parti tarafından İstanbul 1.
bölge 14. sıradan aday gösterildi.
Yayman bugünkü köşe yazısında akademisyenliğin klasik gömleğinin
kendisine dar gelmeye başladığını hissetmesi nedeniyle gazeteciliğe
geçtiğini ve şimdi de siyasete soyunduğunu belirtti. Yayman
okuyucusuna olan saygısından ve siyaset etiğinden dolayı köşe
yazılarına ara verdiğini açıkladı.
İşte Yayman'ın "Zorunlu ara..." başlıklı bugünkü
köşe yazısı:
Dün, dünde kaldı cancağızım. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
Mevlana...
Türkiye, tarihinin en kritik seçimine gidiyor. 7 Haziran’da Türk
demokrasi tarihinin en önemli seçimi yapılacak. Yüz elli yıllık
modernleşme sürecinde yeni bir sayfa açılacak. Bu değişime kısaca
‘Yeni Türkiye’ adını veriyoruz. İmparatorluk döneminde başlayan
yenilik hareketlerinin ana sorunu ‘eski/yeni’ mücadelesi oldu.
Osmanlı entellektüelleri eskiyi kaldırıp yerine ne koyacağına bir
türlü karar veremedi.
Yeni Türkiye düşüncesinin mottosunu ‘cumhuriyetin
demokratikleştirilmesi ve rejimin normalleştirilmesi’ oluşturuyor.
Rejimin, tarih ve milletle barışması anlamına da geliyor. İşte bu
seçim üç ana gündem üzerinden yürüyecek. Birincisi yeni anayasa.
İkincisi başkanlık sistemi. Üçüncüsü çözüm süreci. Aslında üçünü de
‘Yeni Düzen Arayışı’ başlığı altında toplayabiliriz.
Sizlerle uzun zamandır bu köşede buluşuyoruz. Analizlerime bazen
katılmadınız. Bazen hemfikir oldunuz. Ancak değer atfederek takip
ettiğinizi gelen maillerden biliyorum. Sağolunuz varolunuz.
Ömrünüze bereket olsun. Aslında ben bir akademisyenim. Siyaset
bilimi hocasıyım. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okudum.
Yeni şeyler söylemek için...
Doksanlı yıllarda Türkiye’nin doğum sancılarına şahitlik ettim.
İsmet Özel’in ‘insanlar hangi dünyaya kulak kesilimişse diğerine
sağır’ dizelerinin tersine büyük bir tecessüsle başka dünyalara
kulak kesildim. Ali Şeriati, Kemal Tahir, İsmet Özel, Sabri
Ülgener, İdris Küçükömer, Seyyid Kutup, Hikmet Kıvılcımlı, Seyit
Ahmet Arvasi, Said Nursi, Cemal Süreya’yı aynı anda okudum. Türkiye
Günlüğü’nü de, Birikim Dergisi’ni de tek sayı kaçırmadan takip
ettim.
Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünde asistan oldum. Mektebi
Mülkiye’de doktora yaptım. Sonra öğretim üyesi oldum. Siyaset
Bilimi doktorasından sonra gazetelerin yorum sayfalarında analizler
yazmaya başladım. Akademik birikimimi günlük gazeteye taşımak
amacıyla bir süre Hürriyet Gazetesi’nde yazdıktan sonra Vatan
Gazetesi’ne geçtim. Bir süredir de Vatan’da yazıyorum.
‘Suyu Arayış’ım, köy ilkokulunda başladı. Dut ağaçlarının altında
gözlerimi kanatırcasına okudum. Akademisyen olmak istiyordum.
Oldum. Bir süre sonra akademisyenliğin klasik gömleği dar gelmeye
başladı. Gazeteciliğe geçtim. Şimdi de gazetecilikten siyasete
soyunuyorum. Biliyorsunuz, İstanbul adayıyım.
Kişisel değerlendirmelerim, gazetecilik etiği ve sizlere olan
saygımdan yazılarıma siyaset arası veriyorum. Uzattım biliyorum.
Sözün kısası makbuldür. Peki öyleyse sağlıcakla kalınız. Allaha
emanet olunuz.