16 Ara 2012 14:58 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:30

VATAN YAZARINDAN İSTİFA EDEN TARAFÇILARA: SİZİN İÇİN ÜZÜLMÜYORUM; ÇÜNKÜ...

Vatan yazarı Mustafa Mutlu, Taraf'ın 6 yılda neler yaptığını masaya yatırdı ve başta Ahmet Altan olmak üzere Tarafçılar'ı sert şekilde eleştirdi.

Misyon bitti!

Ahmet Altan, kurucusu ve altı yıldır Genel Yayın Yönetmeni olduğu “yeşil başlıklı” gazeteden “mali sıkıntılar” yüzünden istifa etmiş...

Elbette; ekibi de onu izlemiş!

Bugüne kadar işsiz kalan her meslektaşım için üzüldüm.

Ama bu sefer; hayır!

Çünkü teknik kadroda, haber servislerinde ve yazı işlerinde çalışan gerçek emekçiler hariç, Taraf’ı kuran ve yöneten “misyonerleri” hiçbir zaman “meslektaşım” olarak görmedim, göremedim!

Onlar için üzülmüyorum; çünkü bu arkadaşların yeni yerlerde yeni misyonlar üstlenmeyi başaracaklarını ve gemilerini yüzdüreceklerini adım gibi biliyorum!


***


Önce çok basit bir soru soralım: Ahmet Altan’ın ve yardımcısı Yasemin Çongar’ın yönettiği Taraf, altı yılda ne yaptı?

1) Misyoner gazetecilik kavramını kurumsallaştırdı.

2) Temel misyonunu Atatürk devrim ve ilkeleriyle savaşmak olarak belirledi ve bunu başarıyla hayata geçirdi.

3) Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkan tüm kişi ve kurumların üzerine pervasızca gitti. Örneğin bir muhabirine bavul içinde gelen belgeleri, sorgulamaksızın yayınlamaktan çekinmedi ve Balyoz Soruşturması’nın açılmasını sağladı. Bu konudaki ısrarlı yayınıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesini çökertti. Yüzlerce subayın sahte dijital belgeler yüzünden mahkûm edilmesini sağladı.

4) Mahkemede yargılanıp hakkındaki hüküm kesinleşinceye kadar masum sayılması gereken insanlar hakkında peşin hükümle yargısız infaz yaptı. Ergenekon ve Balyoz sanıkları hakkında linç kampanyaları başlatmaktan geri durmadı.

5) TSK’ya yönelik yayınlarını her ne kadar “anti-militarist bir duruş” olarak açıklamaya çalışsa da aynı tavrı TSK’nın iktidarla iyi ilişkiler kuran yeni yönetimine karşı sürdürmedi.

6) Bir gazetenin en önemli gücünün, finansmanının şeffaf olmasından kaynaklandığını unutup; nasıl finanse edildiğini bugüne kadar açıklayamadı. Cemaat matbaasında basıldı, yandaş medyanın dağıtım şirketi tarafından dağıtıldı.

7) Sözüm ona din ve inanç özgürlüğü, anayasa değişikliği, demokratikleşme, yargı paketleri konusunda gözünü kırpmadan desteklediği iktidarla zaman zaman “kavga ediyormuş” gibi yaptı ama nedense bu kavgaların hep “iktidar ile cemaatin arasının açıldığı günlere denk gelmesi”, akıllara bu gazetenin de aslında bir cemaat gazetesi olduğu kuşkusunu düşürdü!

8) Atatürkçü kesimlere, yurtseverlere esirgemediği eleştirilerini bir kez olsun, dini siyasete ve ticarete alet edenlerle, sömürgeci yabancı güçlere yöneltemedi.

9) WikiLeaks belgelerinin Türkiye’deki yayın hakkını aldı ama belgelerin Türkiye ile ilgili bölümlerinin sadece bir bölümünü yayınladı. En kritik iddiaların yer aldığı bölümlerin üzerine yattı.

10) Sözüm ona özgürlük maskesini yüzünden hiç çıkarmadı ama en küçük aykırı sese bile tahammül edemedi. Bu nedenle birçok çalışanıyla ve yazarıyla yollarını ayırmaktan çekinmedi.


***


Bugün gelinen noktada, Altan ailesinin en kavgacı üyesi Ahmet Altan’ın “Taraf”la üstlendiği “TSK’yı ve Atatürkçü kurumları yıpratma misyonu” bitti.

Misyon bitince ve hele hele Ahmet Altan son dönemlerde iktidara karşı sert yazılara başlayınca; bu gazeteyi finanse eden birileri (!) desteklerini çekme kararı aldı.

Sonuçta, misyon bitti, para gitti, Ahmet Altan’a ve arkadaşlarına yol göründü.


***


Genç gazeteciler ile gazeteci adaylarının Taraf örneğinden alacakları ders basit:

Kendilerinin peçete gibi kullanılmasına izin verenler, gün gelince buruşturulup çöpe atılacaklarını da bilmelidir!