ÜZGÜNÜM AMA "USTANIN HİKÂYESİ" HENÜZ ÇEKİLMEDİ!
Beyaz TV'de yayınlanan "Usta'nın hikayesi"ne Cemaat cephesinden de eleştiriler geldi.
Bugün gazetesi yazarı Tarık Toros, Beyaz TV’de yayınlanan ve
günlerce belgesel diye anons edilen 'Ustanın Hikayesi' programını
köşesine taşıdı. Programa dönük çarpıcı eleştiriler getiren Toros,
ortada bir belgesel değil reality şov olduğunu yazdı.
Belgesel kavramının neyi ifade ettiğini anlatarak söze giren
Tarık Toros Beyaz TV'deki programın belgesel olmadığını vurguladı
ve "Üzgünüm ama "Ustanın Hikâyesi" henüz çekilmedi." dedi.
İşte Tarık Toros'un “Belgesel iddialı bir iştir” başlıklı
yazısındaki ilgili bölüm:
“Bir program yapıyor, Türkiye'nin 1 numaralı ismini çıkarıyor,
adına da "belgesel" diyorsanız... Bazı konulara dikkat
edeceksiniz.
Günlerdir "belgesel" diye anons edildi. Öyle bir algı oluştu ki;
uzun süredir üzerinde çalışılan bir yaşam öyküsü ekranlara
getirilecek, hikâyenin kahramanı da canlı yayında stüdyoda herkesle
beraber bunu seyredecek.
İyi bir belgesel seyircisiyim. Discovery'de kriminal dosyaları,
National'da "Uçak Kazası Raporu" gibi işleri, History'de
biyografileri sıkı takip ederim.
Tanık yoktu!
Fakat bu konuda, çevremdeki belgeselci isimlerle de konuştum,
onların da görüşlerini aldım.
Program için seyircili bir salonun seçilmesi enteresandı. Hangi
maslahat güdüldü, bilmiyorum.
Sonra... Hazırlanmış bir dosya yoktu. Bilgi, belge, fotoğraf,
görüntü vesaire...
Hiçbir tanıkla konuşulmamıştı. Aile çevresi, arkadaşları,
öğretmenleri...
Doğru...
Ekrana bazı VTR'ler geldi ama tanıklar yanlıştı.
Yapılan iş, eskilerden hatırladığımız "İşte Hayatınız" ya da
"Yasemin'in Penceresi" gibi bir iş de değildi.
Zira bu tür programlarda arşiv ve saha çalışması, bir çaba göze
çarpar.
Aceleye gelmiş...
Ayrıca... Bir programa "belgesel" denilebilmesi için, hatası ve
sevabıyla hikâyenin olanca objektifliği ile ortaya konması gerekir.
Özeleştiri olur, pişmanlıklar konuşulur. Sadece başarılar ve güzel
sözler değil, hayal kırıklıkları, yanlış kararlardan çıkarılan
dersler dile getirilir. Yapılanı eleştirmiyorum.
Adının yanlış konduğunu söylüyorum.
Hayatı merak edilen bir insan, canlı veya bant yayında kendini
anlatabilir, öyküsü sorularla açılabilir. Olabilir bu.
Fakat yukarıda sıraladığım unsurlar olmadığı sürece ürün,
"belgesel" olmaz.
Bu bir tür "reality"dir. "Özel söyleşi" tabiri kullanılabilir.
Ama orada bile... Babasından bahsederken fotoğrafı ekrana gelmeli,
doğduğu mahalle konuşulurken yapımcı bir pencere açıp sizi oraya
götürmeli...
O açıdan, ekrana gelen üzerinde çalışılmış bir "belgesel" değildi
maalesef. Üzgünüm ama "Ustanın Hikâyesi" henüz çekilmedi.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ