UTKU ÇAKIRÖZER'İ ELEŞTİRENLERE BİR BAKIN, KAÇI HABERCİ?
Esad'la bu kritik dönemde röportaj yapabilen, Cumhuriyet'in Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer de hedefte
Gazeteciden asker yaratmak
'Milli menfaat'leri her türlü haktan, hukuktan üstün tutma
hastalığı öyle işlemiş ki kanımıza! Başbakan Erdoğan'ın, Suriye'nin
düşürdüğü Türk jetiyle ilgili açıklama yaparken, olayı habercilik
saikiyle sorgulayan gazetecileri hedef alarak, 'Sanki bu milletin
evladı değiller!' demesi kimseyi şaşırtmadı.
Suriye Devlet Başkanı Esad'la bu kritik dönemde röportaj yapabilen,
Cumhuriyet Gazetesi'nin Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer de
hedefte. Kendisi, medya yöneticilerinde ekseriyetle görmeye alışık
olduğumuz 'egosantrizm' hastalığından 'kıvranmayan' nadir
meslektaşlarımızdandır. Eline sağlık diyeceklerine O'nu
eleştiriyorlar.
Çakırözer'in, Esad'ın propagandasına alet olduğunu iddia edenlere
bir bakın, kaçı haberci? Hele biri var ki, kendisi 'gazeteci'
sıfatıyla Öcalan'ı 'yakalamaya' İtalya'ya gitmişti (!)
Siyasetçilerin eleştirilerine gelince...
Bir zamanlar komutanlar, kendileriyle birlikte askeri kamuflajları
çekip operasyonlara katılan gazetecileri pek severlerdi. Bugünün
siyasetçilerinin o günün komutanlarından hiç farkı yok! Kendilerine
tavsiyem, olası bir savaşta, en ön saflarda çatışmaları için,
Esad'la röportaj yapmamayı maharet sayan meslektaşlarımızdan
faydalanmalarıdır. İyi gazeteci değiller ama iyi asker olabilirler
(!)
ASKER OLMAYI REDDEDENE 'SİVİL
ÖLÜM'
Siyasetçiler için kendilerini Esad'la mukayese
edip Türkiye'nin örnek ülke olduğunu söylemek kolay. Peki ya
Türkiye'deki ihlaller?
Eskiden AB uyarır, Türkiye'nin yüzü kızarırdı. Türkiye artık AB'den
gelen ihtarlara kulak asmıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
(AİHM) kararları/Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi(AİHS) ihlalleri
siyasi iktidarın umurunda değil. Varsa yoksa Suriye'deki
ihlaller!
AİHM'in Türkiye'yi mahkum ettiği kararlar, Anayasa'nın
'Uluslararası anlaşmalar kanun hükmündedir' ifadesine yer veren
90'ıncı maddesine rağmen uygulanmıyor. Kendi Anayasasını bile
tanımayan 'yüce Türk yargısı', 'milli menfaatler'i insan haklarının
üstünde tutmayı maharet sayıyor. Bir de 'bağımsız yargı' söylemi
var ki, nereden tutsanız elinizde kalıyor. Alın size bağımsız
yargının son kararı!
Osman Murat Ülke'yi tanıyorsunuz. İzmir Savaş Karşıtları Derneği
Başkanı idi. 1995'te, pasifist düşüncesi nedeniyle askerlik hizmeti
yapmayacağını söyleyerek 'vicdani reddini' açıkladı. Türkiye'nin,
tutuklanan ilk vicdani retçisi oldu. Zorla askere alındı. Üniforma
giymeyi reddetti; 8 defa 'emre itaatsizliğe ısrar'dan mahkum
edildi. Alayına katılmadı; 2 defa 'firar'dan mahkum oldu. 701 gün
cezaevinde kaldı. Kötü muamele gördü. Askeri mahkemedeki
yargılaması hukuk garabetine dönüştü. AB'nin yakın takibi sayesinde
serbest kaldı ama AİHM'in tabiriyle 13 yıldır 'sivil ölüm' yaşıyor.
Asker firarisi olduğu gerekçesiyle hakkında 'yakalama kararı' olan
Ülke, tüm yurttaşlık haklarından mahrum. Ne SGK'sı var ne pasaport
alabiliyor.
Şimdi haziran ayındaki şu gelişmeye bakın ve yargının bağımsız olup
olmadığını söyleyin.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, haziran ayında toplandı. Komite,
Türkiye'yi, Ülke kararını uygulamaması nedeniyle son kez uyarmıştı.
Aralarında bu konunun da bulunduğu, Türkiye'nin AİHM kararları
ihlalleri masaya yatırılacaktı. İşte tam o gün, Ülke hakkındaki
'yakalama kararı' 13 yıl aradan sonra şıp diye kaldırıldı! Kendisi
Türkiye'nin 'ilk ve tek', hakkında yakalama kararı bulunmayan
'askeri firarisi' sıfatıyla tüm yurttaşlık haklarından mahrum
şekilde yaşamaya devam ediyor. İşte -mış gibi yapmakta mahir ülke
Türkiye'nin hukuk ve demokrasi anlayışı...
AİHM KARARLARININ TAKİBİ
İnsan Hakları Ortak
Platformu (İHOP)'nun yeni çalışması umut verici. AİHM Kararları'nın
İzlenmesi Projesi... Amaç: AİHS'in ve AİHM kararlarının Türkiye'de
uygulanmasını sağlamak.
AİHS'in 46'ncı maddesi der ki, 'AİHM'in kesinleşmiş kararı, kararın
uygulanmasını denetleyecek olan Bakanlar Komitesi'ne gönderilir.'
Komite, yılda 4 kez kararların uygulanmasını görüşmek üzere
toplanır. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) de
kararların uygulanmasını takip eder.
İHOP, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne düzenli olarak izleme
raporları sunacak. Böylece Türkiye'nin 'Avrupa'da güvercin,
memlekette şahin' yüzü ortaya çıkacak.
Özlem AKARSU ÇELİK/AKŞAM