“Serçenin Gözyaşı” filminin çekimleri için gittiği Çanakkale'de sette konuşan Ündüz, "Şiddetin her türlüsüne karşıyım" diyor. Sanatçı Bilge Şen Ündüz’le, “Serçenin Gözyaşı”nı, önüne geçilemeyen kadınlara şiddeti, sanatçılara düşen rolü ve tiyatroyu anlattı.
"TEPKİ VERMEK GEREK"
- "Serçenin Gözyaşı" kadına şiddeti içeren dramatik bir hikaye… Senaryo size geldiğinde, okuduğunuzda neler hissettiniz?
-Menajerim bana "Bir sinema filmi var. Size yolluyorum, okuyup fikrinizi söyler misiniz? " dedi. Okuyunca, hemen eşime (Gazanfer Ündüz) döndüm ve dedim ki: "Ben bu filmde görev almak isterim." Tam da senaryo geldiğinde İran'da 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin öldürülmesinin ardından kadınlar ilk defa başlarını açıp isyana başlamışlardı. Şiddetin her türlüsüne karşıyım ve tepki vermek gerektiğini düşünüyorum.
Rolü kabul etme nedenim de kadına şiddeti vurguluyor olmasıydı. 70'lerde geçen bir senaryo. Hala hiçbir şey değişmemesi ne üzücü. Role gelirsek, "Fatma Ana" şifacı bir kadın. 13-14 haneli bir köyde yaşıyor. Doğuma da gidiyor. Kendi halinde, eşi ölmüş, parmağındaki bakıra çalan yüzüğünü hiç çıkarmamış. Kulağına küpe takacak parası dahi yok. Ama iyi yürekli, yardımsever...