Usta oyuncu dert yandı: Umre'ye gitsem her programa çağırırlar
Tarık Tarcan, Posta gazetesinden Alev Gürsoy Cimin'e konuştu.
Eski manken ve oyuncu Tarık Tarcan, iyi bir projede yer alabileğini
belirterek, "Dizici değilim. Jönlük yaşımızı geçtik. Karakter
olayına girmemiz lazım. Bunu piyasa bilmediği için “Bu yıllarca
başrol oynadı. Şimdi çağırırız ama kabul etmez” diye düşünüp eskisi
kadar aramıyorlar. Bu kadar iş yapmış bir adam olarak davet edilmem
gerekiyor ama kimse çağırmıyor. Umre’ye gitsem her programa
çağırırlar" dedi.
Posta'dan Alev Gürsoy Cimin'e konuşan Tarcan, "Şimdi ben dizilerde
oynasam alacağım para ancak 15 bin lira olur. Mankenlik yaptığım
zamanlar İstanbul’un en zengin abileri elimizi cebimize
sokturmazdı" ifadesini kullandı.
Tarcan'ın söyleşisi şöyle:
Değişen ne? Neleri kaybettik?
Çok iyi gözlem yaparım. Her şey din, iman, para oldu. Sadece
Türkiye değil, dünya da bunu yaşıyor. Trump diye bir ruh hastası
çıktı. Trump, hiçbir ahlaki değeri tanımıyor. Her şeyi para üzerine
kuruyor. İstediği her şeyi faşistçe yapıyor. Bakın ben Bozburun’da
yaşıyorum. Herkes birbirine miras yüzünden küsmüş. Kendi
akrabalarımda bile bu var. Aynı annenin sütünü emiyorsun ama işin
içine para girince küsülüyor. Sosyolojide, “Bir toplumu bozmak
istersen dilini, dinini, kültürünü boz” derler. Ülkemizde de her
şeyi bozdular. Bizim de her şeyimizi bozdular. Ne kültür ne de
ahlak kaldı. Ben iyimser değilim.
Böyle diyorsunuz ama sanatçılar da siyaset hakkında
konuşmaya çok istekli gibiler…
Çok yanlış. Sanatçı halkındır, bir görüşü olabilir ama bunu insanın
gözüne sokup kendisini seven insanları küstüremez. Sanatçı her
tarafa eşit bakıp eğriyi doğruyu söyleyendir. Ben de taraf olsaydım
bütün dizilerde oynardım. Ama hiçbir tarafa ait olmadım. Ne A
partisine ne de B partisine. İşte bu yüzden de dışlandım, bugün
buradayım. Sanatçı sağcı, solcu, ocu, bucu olmaz. Sanatçının
Türkiye gibi ülkelerde hangi takımı tuttuğunu bile söylememesi
gerekir. Ben siyaset sevmem. Cumhuriyet’e, demokrasiye, çağdaşlığa,
hukukun üstünlüğüne inanırım. Atatürkçüyüm.
İnançlı mısınız?
Benim annem hacıdır, ben iki kez hatim indirdim. Bütün dinleri çok
iyi bilirim ama artık deist oldum. (Deistler yaratıcıya inanır
ancak tüm dinleri reddeder)
Bir dönem en popüler isimlerden biriydiniz. İyi para
kazanabildiniz mi?
Kazanamadım. 2000 program Çarkıfelek sundum. Bugünkü parayla bölüm
başına 500 lira alıyordum. Şimdikiler çok kazanıyor. Türkan
Şoray’ın, Hülya Avşar’ın ilk dizisini birlikte çektik. Seda Sayan,
Muazzez Ersoy, Gülşen Bubikoğlu, Ediz Hun gibi isimlerle birçok
dizi çektik. Şimdi ben dizilerde oynasam alacağım para ancak 15 bin
lira olur. Mankenlik yaptığım zamanlar İstanbul’un en zengin
abileri elimizi cebimize sokturmazdı. Çünkü beğendiği mankenlerle
onları tanıştırmamız için peşimizden gelirlerdi.
“Jigololuk yapsaydım milyoner olurdum ama bizim
karakterimize yakışmazdı” diyen mankenler de vardı…
Doğru. İsim veremem ama Türkiye’nin en zengin kadın ve erkekleri
kapımıza şoför gönderirdi. Yapan arkadaşlarımız da oldu ama hepsi
yok oldu. Bir gün bir yerde söylerler, ayağın kayar. Mankenlik
yaptığım zamanlarda işe dolmuşla gider gelirdim. Bir senelik manken
arkadaşlarım cipe binerlerdi. İnsanlar her şeye sahip olmak ve
güzel yaşamak istiyor. Kendinden ödün veriyorlar. Biz bunu
yapmadık. Yoksa çoğundan çok yakışıklı, çoğundan çok başarılıydık.
Ama karakter sahibiysen adam gibi davranıyorsun. Öyle olunca da bir
yere gelemiyorsun.
Şimdi nasıl geçiniyorsunuz?
Çok paralar kazanmadım. Şerefimle yaşayacak parayı kazanmayı ölçü
edindim. Onu da becerdim. Ayda yaklaşık 1.500 lira harcıyorum.
Cebimde 50 lirayla geziyorum. Evim, arabam, küçük bir teknem var.
Her şeyim var ama küçük.
Siz çok yakışıklı bir adamdınız. Hiç bedel ödediniz
mi?
Ödemez olur muyum! Büyük bedeller ödedim ben bu sektörde.
Kokuşmuşluk diz boyuydu. Yakışıklı, sağlıklı, boylu boslu, spor
altyapılı insanlarız. İçinde aşk, sevgi, saygı olmayan çok insanla
karşılaşıyorsun. Yaşıtın ya da senden büyük hanımlarla ilişki
yaşıyorsun. Ruhun çürüyor. Bunlar birçok değeri yüreğinden
götürüyor. 60 yaşına geldim. Birkaç kez evliliğin ucundan döndüm.
Evlenemez oldum. Çünkü inancımı kaybettim.
Çok aşık oldunuz mu?
Aşık olduğum çok özel kadınlar da oldu. Aldattım, yakalandım.
‘Şimdiki Aklım Olsaydı’ diye bir televizyon programı yapmak
istemiştim ama yaptırmadılar. Bugünkü aklım olsa bu kadar çok
ilişki yerine sağlıklı ve uzun ilişkiler yaşamayı tercih ederdim.
Hiç olmazsa ruhum çürümezdi.
Evlenmiş olmak ister miydiniz?
Dünyaya bir daha gelsem yine evlenmem yine çocuk yapmam. Çocuk
olunca dünyaya bir sorumluluk getiriyorsun ve o mutsuz olunca bunun
vicdanı seni yok ediyor. Ben istemedim.
En popüler olduğunuz dönemde şöhretin büyüsüne
kapıldınız mı?
Hiç kapılmadım. Şöhret olmayı da hiç sevmedim. Zaten şöhreti de
taşıyamadım. Ben doğal bir halk adamıyım. Erken yaşta şöhret
gömleğini çıkardım. İstanbul’dan Antalya’ya 32 yaşında
yerleştim.
Neden o kadar erken inzivaya çekildiniz? Keşke
mücadele etseydiniz...
Kimse inanamadı. Bu hayat felsefesiyle ilgili bir şey. Şöhret denen
iğrenç şeyle birlikte çevrendeki her şey suni oluyor. Kötü
giyinemezsin, kötü söz söyleyemezsin, pazarlık yapamazsın... Hayat
bir daha gelmeyecek. Ben Osmanlı ailesi çocuğuyum. Doğru
büyütüldüm. Hayatımda içki, sigara içmedim. Spor adamıyım.
Fizyoterapistim.
Mesleğinize küstünüz mü?
Küsmedim. Düzgün, ayakları yere basan bir proje olursa neden
olmasın? Ama zaten yapımcılar da eskisi kadar aramıyorlar. En son
Demet Akbağ ile Çağan Irmak’ın bir filminde oynadım. Çağan “Abi beş
dakikalık bir rol yazdım. Oynar mısın?” dedi. “Neden oynamayayım
oğlum?” dedim. Para bile konuşmadım.
Nasıl bir proje gelse oynamak
istersiniz?
Dizici değilim. Jönlük yaşımızı geçtik. Karakter olayına girmemiz
lazım. Bunu piyasa bilmediği için “Bu yıllarca başrol oynadı. Şimdi
çağırırız ama kabul etmez” diye düşünüp eskisi kadar aramıyorlar.
Bu kadar iş yapmış bir adam olarak davet edilmem gerekiyor ama
kimse çağırmıyor. Umre’ye gitsem her programa çağırırlar