Usta gazeteci Nuyan Yiğit’in kaleminden “Gazetecilikte Bir Ömür”
Gazeteciliğe bir ömür vermiş, emektar usta Nuyan Yiğit yeni kitabında basın tarihimizin uzuncu bir dönemini anlatıyor.
Gazeteci yaşadığı çağın tanığıdır. O’nun bu tanıklığı, haberleri,
yazıları, deklanşöründen kareler, anıları, notları bir dönemi, bir
olayı, bir insanı daha yakından tanımamızı sağlar. İşte
gazeteciliğe bir ömür vermiş, emektar bir ustanın kaleminden yeni
bir kitap: “Gazetecilikte Bir Ömür”.
“Atatürk’le 30 Yıl” isimli unutulmaz kitabın yazarı Nuyan Yiğit,
önsözünü basınımızın duayen isimlerinden Hıfzı Topuz’un yazdığı
kitabında, 1 Eylül 1948’de başladığı ve 90’lı yıllara kadar devam
eden meslek hayatını, Babıali’yi, basın tarihimizin uzunca bir
dönemini, Türkiye’nin de dünyanın önemli süreçlerinde yaşananlarla
birlikte anlatıyor.
“Ben bir gazeteciyim. Yaşamım süresinde başka hiçbir iş
yapmadım ancak gazetecilik ile ilgili, ilişkili her çeşit işin
içinde bulundum” sözleriyle başlıyor kitabına Yiğit ve devam
ediyor: “Gazetecilik, bir anlamda ‘söz’ün yani ‘kelam’ın ‘kalem’e,
yani yazıya dökülmesiydi… ‘Erbabı kalem’den sayılarak ömür tüketmiş
oldum.”
1927’de merhaba dediği yaşamında Cumhuriyet gazetesinin kurucusu
Yunus Nadi Bey, Ruşen Eşref Ünaydın, Falih Rıfkı Atay, Ahmet
Ağaoğlu, Refik Şefket İnce, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Muhittin
Baha Pars gibi bugün tarih kitaplarına isimleri kazınmış bu
insanların her birini, daha küçük bir çocukken canlı canlı dinlemiş
Nuyan Yiğit.
Atatürk’ü 1935 yılında Büyükada’da görmüş; “Elini öpüp onunla
konuşmuş ve hatta onun savaş oyununa katılmıştım. Gazoz
kapaklarıyla yapılan savaşta Atatürk’ün bir askeriydim. Yarım saat
süren o ilk askerliğim, onun ölümüne dek belleğimde kaldı…”
Neler yok ki Nuyan Yiğit’in kitabında; “Babıâli’ye Özlem”,
“Cumhuriyet Yılları”, “Bir Kravatın Azizliği”, “Zoraki Yalanla”,
“Beyaz Kalan Sütunlar”, “Seçimler”, “Kennedy”, “Yassıad”a,
“Menderes”, “Ulus Gazetesi”, “Hürriyet Gazetesi”, “Haber Ajansı”,
“Yurtdışı Gezileri”, “Kıbrıs”, “Türk Basın Enstitüsü”, “Habeş
Kahvesi”, “Londra’ya Gidiş”, “Kraliçenin Ziyareti”, “Günaydın
Gazetesi”, “Çile Çektiren Görevler”, “İki Ölüm”, “Kissinger Cento
Toplantısı”, “Türkiye’de Acı Günler”, “12 Eylül 1980”, “Savaşlar”,
“Papa Suikasti”, “Diana’nın Düğünü”, “Bond’lar”, “Basındaki
Büyüme”… ve daha nicesi…
Ve kitabın sonunda her dönemin belleği fotoğraflar yer alıyor.
HIFZI TOPUZ: “GENÇ KUŞAKLARIN BU ANILARDAN ÖĞRENECEĞİ ÇOK
ŞEY VAR”
Kitabın önsözünü basınımızın duayen isimlerinden Hıfzı Topuz yazdı.
“Sevgili Nuyan Yiğit’in anıları beni 65 yıl geriye götürdü ” diyen
Topuz, şöyle devam ediyor: “Tatlı bir burukluk ve hüzünlü bir
özlemle okudum o anıları. Gazeteciliğe başladığım yıllardaki
dostlarımı buldum orada. Ne yazık ki onların hiçbiri aramızda
değil. Basın tarihinin karanlık yaprakları arasında yok olup
gittiler. Birçoğunun adı bile kalmadı. Genç kuşaklar onların
hiçbirini tanımıyor. Oysa onlar bir tarih yazdılar. Gazeteciliğin
50’li, 60’lı, 70’li yıllardaki tarihini.
Nuyan Yiğit’in yazılarını o tatlı günlerden bir anı olarak okudum.
Genç kuşakların bu anılardan öğreneceği çok şeyler var. İletişim
fakültelerinde okuyan gençlere Nuyan’ın kitabını içtenlikle
öneririm. Anılar onlara masal gibi gelecek...”
Nuyan Yiğit, Gazetecilikte Bir Ömür, Tarihçi Kitabevi, 344 s.