14 Ara 2010 08:49 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:52

USTA GAZETECİ ALTAN ÖYMEN 60 YILLIK MESLEK YAŞAMINA NELER SIĞDIRDI?

"Hiçbir şapkayı birbirine karıştırmamak ve geniş bir dost çevresi yaratmak sanırım hiçbir gazeteciye kısmet olmamıştır."

Öymen gazeteciliği

ULUS, Yeni Ulus, Halkçı, Öncü, Tercüman, Akşam, Tercüman, Yeni Gün, Akis, Kim, Yön, ANKA Ajansı, Günaydın, Cumhuriyet, Milliyet ve Radikal...

60 yıllık meslek yaşamında bu kadar gazete ve dergide muhabirlik, yazarlık, istihbarat şefliği, başyazarlık, genel yayın müdürlüğü yapmak; ANKA gibi etkin bir ajansı yaratmak; TRT’ye program yapmak, Alman WDR radyosu ve DPA haber ajansının Türkiye muhabirliğini yürütmek...

Bitmedi, 1961’de Kurucu Meclis üyeliği, Bonn Büyükelçiliği Basın Ataşeliği, milletvekilliği, Ecevit hükümetinde bakanlık, Avrupa Konseyi delegasyonluğu ve de CHP Genel Başkanlığı...
Basın ve siyaset dünyasında bu kadar işi ve görevi başarıyla yürütmek; hiçbir şapkayı birbirine karıştırmamak ve geniş bir dost çevresi yaratmak sanırım hiçbir gazeteciye kısmet olmamıştır. Hep haber konuşur ‘Altan Abi’, hep iyidir. “Vaziyet nasıldır?” diye sorarsanız “Vaziyete hâkimiz” yanıtı alırsınız. ‘Fikri takip’ sözcüğünü en çok ondan duymuşuzdur.

Oktay Ekşi’nin dediği gibi “Unvana değil, işini iyi yapabilmeye odaklanmıştır”... Hiç görevi küçümsememiştir. Haberde rekabetçi ve atlatmacıdır. 1980’lerin başında Milli Piyango’da yılbaşı çekilişinde büyük ikramiyeyi kazanan bir Ermeni vatandaşımızın Tarlabaşı’daki evini aramaya giderken, Öymen’in ille de ben de geleceğim dediğini unutmayız.

Renkli yaşamı içinde güvenilir, içten, titiz ve zariftir.
Aslı Öymen, babası Altan Öymen’in gazetecilikte 60. yılı için ‘Altan Abi’ (Doğan Kitap) adlı bir albüm hazırlamış. Gazeteci dostlara da önceki akşam Hilton’da bir davet verdi. “Hasan Cemal, ben 40. yılımı kutladım bak babanın meslek yaşamı 60’a geldi” deyince hazırladığı kitabı annesi Aysel Öymen’e ithaf etmiş Aslı Hanım...
Aysel Hanım, Hakkı Devrim’in bir gün kendisine “Gazeteci eşi olmak başlı başına bir meslektir” dediğini aktarıyor. Bütün kadınlar için geçerli bir söz...

MENDERES=PERON
Seçim sırasında Ecevit’in yaşamını günlük söyleşilerle yazmak pek kolay bir iş değildir. Ecevit’in ve Öymen’in karşılıklı titizlikleri dikkate alınırsa, ne kadar zor bir şeydir gazetenin mutfağındakiler için.
Uğur Mumcu ile ortaya çıkardıkları ‘Hayali Mobilya İhracatı’ olayı, araştırmacı gazeteciliğin ilk örneklerindendir. Sanırız, en üzüldüğü durum da, aslı astarı olmayan bir uçak kaçırma iddiasıyla cezaevinde yatmasıdır Öymen’in... Gökşin Sipahioğlu Paris’ten gelmişti. Cüneyt Arcayürek, anılarında diyor ki: “1950’lerin sonunda CHP’nin mallarına ve Ulus’a el konulmasından sonra gazetenin iç duvarlarına yağlıboyayla DP iktidarına ve Menderes’e karşı yazılar yazdık. Onu Arjantin’de La Prensa Gazetesi’ni kapattıran Devlet Başkanı Juan Peron’a benzettik ve ‘Menderes=Peron’ diye yazdık” diyor.
En güzel söz Nail Güreli’nin: “İlk 60 yılı ikinci 60 yılının güvenilir garantisidir”.

Yalçın BAYER / HÜRRİYET