Hande Fırat, ‘Soruşturmanın geldiği nokta: Narin evde bir şey mi gördü’ başlıklı yazısında şunları kaydetti:
“Gerçekten kim, nasıl kıydı Narin’im sana? Ne biliyordun ya da ne gördün ki tüm köy suskun ama Türkiye ayakta... Biliyorum bir süre sonra Türkiye yine unutacak. Bir sonraki 4 yaşındaki Leyla’ya, 3 yaşındaki Müslüme’ye ya da 8 yaşındaki Narin’e kadar.”
21 Ağustos’tu... Neşeli, akıllı, konuşkan bilinen Narin, Kuran Kursu’na gitti. Başörtüsü en son evinin merdivenlerinde görüldü. Yani Narin eve dönmüştü. Sonra da kayboldu. Peki o gün köyde ne oldu? Ankara’da çok sayıda üst düzey yetkiliyle yaptığım görüşmelerden edindiğim bilgiler şöyle:
Bir düğün olacaktı. Tutuklu amca köyün gençlerini diğer köylere davetiye dağıtmaya gönderdi. Zaten küçük olan köyde kadın ve çocukları saymazsak pek kimse kalmamıştı.