28 Haz 2010 17:08 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:25

''URFA'YLA DİYARBAKIR ARASINDAKİ FARK HERŞEYİ ANLATIYOR''

Teröre çözüm için doğuya yatırım gerektiğini vurgulayan TÜSİAD üyeleri neler söyledi?

TÜSİAD üyelerinin aktif tesislerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerindeki yarattığı doğrudan istihdam 3 bin 200 seviyesinde. Bu da sadece Tunceli’nin Çemişgezek İlçesi merkezinin nüfusu kadar

Teröre çözüm için doğuya yatırım gerektiğini vurgulayan TÜSİAD’ın üyelerinin temsil ettiği şirket ve holdinglerin Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki aktif tesislerinde çalışan sayısı yaklaşık 3 bin 200. Karşılaştırma yapmak gerekirse, bu istihdam sadece Tunceli’nin Çemişgezek İlçesimerkez
nüfusu kadar. TOBB sanayi veritabanı rakamlarına göre, TÜSİAD üyelerinin bu iki bölgede 49 tesisi aktif. Bunların 9’u atölye denebilecek küçüklükte olması dolayısıyla hesaptan çıkartıldığında, kalan 40 tesisin toplam3 bin 200 kişiye doğrudan istihdamsağladığı hesaplanıyor. Bölgedeki çimento fabrikalarında ortalama 200 kişi, enerji tesislerinde ise 10 kişi çalıştığı düşünülürse, sadece bu iki sektörde üyelerin bin 370 kişiye doğrudan istihdam sağladığı ortaya çıkıyor.

ANTEP ÇIKARSA İSTİHDAM CÜZZİ
Doğrudan sağlanan istihdamın bölgesel dağılımına bakıldığında da, Gaziantep’in istihdamda aslan payını oluşturduğu göze çarpıyor. 13 aktif tesisin bulunduğu ilde sağlanan doğrudan istihdamyaklaşık 2 bin 230. Yani toplamistihdamın yüzde 70’i bu ilde. Bu ilde işverenler mercek altınaalındığında da, istihdamı Antepli işadamlarının sağladığı dikkat çekiyor. Örneğin,Merinos Grubu’nun Antep’teki 3 tesisinde bin 500 kişi çalışıyor. Benzer bir diğer işveren de Şölen Çikolataları.

‘URFA’YLA DİYARBAKIR ARASINDAKİ FARK HERŞEYİ ANLATIYOR’
Bölgede 6 çimento fabrikası ve bir enerji santralı faaliyette olan Limak, TÜSİAD üyeleri arasında öne çıkan iki yatırımcıdan biri konumunda bulunuyor. Limak Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, “Bölgenin çocuğuyum ve her zaman yatırım yapmak istedim. Ben askerden çok sorunun yatırım ve istihdamla aşılacağına da inanıyorum. Urfa ile Diyarbakır arasında 100 - 150 kilometre fark var. İki şehre bakın, aradaki farkı anlıyorsunuz. Birinde yatırımlar var. Diğerinin yatırıma ihtiyacı var. Birinde
terör var, diğerinde yok” diye konuştu.

YİNE DE KÂR OLMADAN OLMAZ
Doğu ve Güneydoğu’nun ekonomik geleceği olduğuna inandığını söyleyenÖzdemir, “Mevcut koşullar nedeniyle şu an için kârdan biraz fedakârlık yapmak gerekiyor. Yine de kâr olmadan isteseniz de bu yatırımları yapamazsınız. Ben Suriye ve Libya’da çimento yatırımlarının aynısını yapabilirdim. Benimki hidrolik santral. Sayı 6’ya çıkacak, inşaatlar devam ediyor. Türkiye’nin her yanı hidrolik yatırımına uygun ama bölgeye yapmayı tercih ettim. Çimento fabrikamız Bitlis’in ilk sanayi tesisioldu” şeklinde konuştu.

‘100 KİŞİ LAZIMSA 150 ALIYORUM’
Bölgedeki tesislerinde ve inşaatlarında istihdam sayısını bilerek fazla tuttuğunu ifade eden Özdemir, “100 kişi lazımsa 150 kişi işe alıyorum.Hidroelektrik santralı, baraj inşaatları çok önemli. Emek yoğun oluyor. İnşaatlarda dolaylı istihdamı kattığınızda 7 bin kişi çalışıyor” dedi. Bölgeye iş ve aş götürmenin çözümde her şeyin üstünde geldiğini ifade eden Özdemir, “İzmit ve Ankara’da yapılabilecek bazı işler, orada da yapılabiliyor” diye konuştu.

GIDA VE TEKSTİL İSTİHDAM SAĞLIYOR
Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerindeki aktif tesislerin sayısal olarak yüzde 50’si enerji ve çimento sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Bu alanlardaöne çıkan grupların da Oyak ve Limak grupları olduğu dikkat çekiyor.Kalan tesisler ise çoğunlukla gıda ya da tekstil ile ilgili sektörlerden. İstihdamın dağılımı sektörlere göre incelendiğinde tekstil ve gıda gibi emek yoğun sektörlerin yatırım yapmayı tercih ettiği illerde yaratılan doğrudan istihdamın da yüksek çıktığı göze çarpıyor.