ÜNLÜLERİN HESAPLARINDA 17 MİLYON DOLARLIK VURGUN!
Fatih-Fulya Terim, Petek Dinçöz, Hıncal Uluç gibi ünlü isimlerin hesaplarında usulsüzlük yapan bazı bankacıların, bu isimler aleyhine toplam 17.5 milyon dolar zarara neden oldukları ileri sürülüyor.
BİR bankanın Levent Özel Bankacılık Şubesi müdürü, bölge müdürü, yardımcısı ve portföy yöneticisi 29 kişi, Fatih-Fulya Terim, Petek Dinçöz, Hıncal Uluç gibi ünlü isimler ve pek çok işadamının hesaplarında usulsüzlük yaparak 17.5 milyon dolar zarara neden olmakla suçlandı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haklarında rapor düzenleyip imza yetkilerini kaldırdıktan sonra zimmet ve dolandırıcılıktan savcılığa verdiği bankacılar, “vadeli mevduatların vadesinden önce kapatılması, vadesi dolanların yenilenmeyerek vadesizde bırakılması, müşterilerin imzasını taklit ederek spot döviz alım-satımı, vadeli döviz alım-satımı, opsiyon işlemleri ve yasal dayanağı olmayan ücret/komisyon tahsili” gibi usulsüz işlemleri organize şekilde mütemadiyen yapmakla suçlanıyorlar. Bankacıların usulsüz işlemleri “hedef tutturmak ve prim almak” için gerçekleştirdikleri belirtiliyor.
Banka da şikâyetçi
Petek Dinçöz, Can Tanrıyar ve Terim çiftinin aralarında bulunduğu ünlü pek çok müşteri savcılık tarafından çağrılarak ifadeleri alındı, usulsüzlüğün birkaç aydır değil yıllardır yapıldığı ve meblağın büyük olduğu bilgisi üzerine de banka, kendi personelinden şikayetçi oldu. Şüpheli personel hakkındaki ilk suç duyurusunu kendi bankaları yaptı. Suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 29 personel hakkında soruşturma başlatırken bu kez BDDK’nın 5 yeminli murakıbı ilgili bankayla ilgili “usulsüz işlemler hakkında rapor” düzenledi. Raporda şu tespitlere yer verildi:
Hedef tutturmak için
Mustafa Saffet Ciğerli, Hıncal Uluç, Mehmet Tahir Demirpençe, Petek Dinçöz, Mehire Emine Çizmeci, Centil Levi, Angelo Della Valle, Fulya Adalet Terim-Fatih Terim, Can Tanrıyar, Neşe Tunca, Ümit Nalbantoğlu, Serdar Tunçer, Özge Çekli Öztürk, Oğuz Çekli, Bilge Nurhan Çekli, Ali Bahadır Minibaş, Abdurrahman Erdal Gençdemir, Adbel Sevil, Nadir Nasibov, İlhami Gamgam ve Fbio Pierotti Cei adlı banka müşterilerinin hesaplarından 1 Ocak 2008-22 Ekim 2010 döneminde “vadeli mevduatların vadesinden önce kapatılması, vadesi dolan mevduatların yenilenmeyerek vadesizde bırakılması, spot döviz alım-satım, vadeli döviz alım-satım, opsiyon işlemleri ve yasal dayanağı olmayan ücret/komisyon tahsili” gibi usulsüz işlemlerin organize şekilde mütemadiyen yapıldığı tespit edildi.
Taklit imzayla talimat
Bu işlemlerin büyük kısmında müşteri talimatının bulunmadığı, bazı müşteri talimatlarının portföy yönetmenleri tarafından imza taklit edilmek suretiyle hazırlandığı (Terim çifti adına yapılan opsiyon işlemleri) ve işlemlerin müşteri bilgisi dahilinde yapıldığına ilişkin belge niteliğinde olan BELBEK raporlarından bazılarının içeriği konusunda müşteriye bir açıklama yapılmadan belge eksiğiniz var denilerek imzalatıldığı tespit edildi.
Müşterinin hesabı böyle eridi
PORTFÖY yönetmeni ETK tarafından Mustafa Saffet Ciğerli’nin
hesabı üzerinden yapılan usulsüz işlemler sonucunda hesap
bakiyesinin eridiği, müşterinin hesap cüzdanını istemesi üzerine
ETK tarafından 2 milyon ve 9 milyon Euro’luk geçici hesap
kullanılarak hesapta bakiye yaratıldığı, bu tutarın 4 milyon
Euro’luk kısmı ile 7 milyon 744 bin lira alınarak müşterinin lira
hesabına alacak kaydedildiği ve müşteriye fiktif (agörünen) olarak
oluşturulmuş bakiye üzerinden hesap cüzdanı yazdırılarak verildiği,
böylece müşterinin bilgisi dışında yapılan işlemlerden haberdar
olmasının engellendiği, geçici hesap işlemleri için Bölge Müdürü MÖ
ve yardımcısı EÖ’den onay alındığı tespit edildi. Aynı şubede bazı
müşterilerin hesaplarından yapılan usulsüz işlemlerde sıklıkla
geçici hesap kullanıldı, bazı müşterilerin hesaplarından yasal ve
akdi dayanağı olmayan, bankaca belirlenen tutarın oldukça
üzerinde
ücret/komisyon tahsil edildi.
E-posta ihbarı dikkate alınmadı
LEVENT şubesinde gerçekleştirilen usulsüz işlemlerin, bankanın operasyon ekibinden FE, BT, LÇU ve EY tarafından muhasebe kayıtlarının oluşturulduğu, FE ve BT’nin Levent şubesindeki usulsüz işlemlerden haberdar olduğu, bu konuda üst makamların bilgilendirilmediği ve usulsüz işlemlerin muhasebeleştirilmesini gerçekleştirdiği, LÇU tarafından 2 Haziran 2010’da, üst pozisyonunda görev yapan GE’ye Levent şubesinde şüpheli işlemlerin yapıldığına yönelik e-posta gönderdiği, GE’nin bu ihbarla ilgilenmediği tespit edildi. Konunun SPK’ya bildirilmesi önerilen raporda, “Ekibimizce inceleme konusu olayın Bankacılık Kanunu’nda belirtilen ‘İşlemlerin kayıt dışı bırakılması ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirme’ suçu kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir. Personel (29 kişi) hakkında savcılığa suç duyurusu yapılsın” denildi. Adı geçen personelin usulsüz işlemleri sonunda bankanın toplam 16.828.812 dolar zararına neden oldukları, ek şikayet üzerine müşterilere yapılan ödemelerle birlikte bu rakamın 17.556.382 dolara yükseldiği vurgulandı.
Terim Dinçöz ve Tanrıyar şikâyetçi
OLAY savcılığa yansımadan önce banka avukatları müştekileri tek
tek gezip, şikayetçi olmamalarını, zararlarının banka tarafından
karşılanacağını bildirdi. Ardından savcılık müştekileri adliyeye
ifade için çağırdığında, adliyede onları
yine bankanın avukatları karşıladı ve şikayetçi olmamaları
konusunda ricacı oldu. Can Tanrıyar, Petek Dinçöz, Fatih ve Fulya
Terim çifti gibi isimler bu karşılamanın ardından savcının verdiği
bilgi karşısında şaşkına döndüler. Savcı, yıllardır bu usulsüzlüğün
yapıldığını ve rakamın çok büyük olduğunu bildirdi. Bunun üzerine
müştekiler bankadan şikayetçi oldular.
BDDK suç duyurusu yaptı
BDDK, bu rapor üzerine 20 Mart 2012’de İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı Kaçakçılık ve Narkotik Suçlar Bürosu’na suç
duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda işlemlerin banka zararına
sebebiyet verdiği için zimmet suçu kapsamında
değerlendi-rilebileceği belirtildi. “Güveni kötüye kullanma”,
vadeli mevduatların vadesinden önce bozularak müşterilerin faiz
gelirinden mahrumiyetine sebep olma ile herhangi bir akdi ve yasal
dayanağı olmadan, hesaplardan ücret-komisyon tahsil etme
eylemlerinin “Nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu öne
sürüldü. İlgili maddeler 3.5 yıldan, 14 yıla kadar hapis ve 10 bin
gün adli para cezası öngörüyor