09 Haz 2014 10:22
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:16
Ünlü oyuncudan çarpıcı itiraf; Muhteşem Yüzyıl için sakal uzattım ama...
Ceyhun Yılmaz, konuk olduğu programda çarpıcı itiraflarda bulundu.
Cine5 ekranlarında yayınlanan 'İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme'ye oyuncu, sunucu, radyo programcısı Ceyhun Yılmaz konuk oldu. Ceyhun Yılmaz, hayatıyla ilgili yüzleşmelerini ve bilinmeyenlerini 'İpek Tuzcuoğlu ile Yüzleşme'de paylaştı.
Televizyon sektörüne Nurseli İdiz’in sunduğu bir programda asistan olarak başlayan Ceyhun Yılmaz Gani Müjde ile çalıştıkları ilk TV programının başarısız olmasının ardından kendi ile ilgili özeleştiri de yaptığını anlattı. "Benim hayatım bir yere bir havuç koyup o havuca ulaşmakla geçti. O çocuğun çok daha büyük dertleri vardı. O çocuğun bu işi yapıp yapamayacağı tartışılıyordu. Şu anda beğenip beğenmeyenler vardır. İnsanları eleştirmek çok fanice. Hayatımın en büyük riskini alarak televizyon programı yaptık. Gani Müjde ile o programımız battı. Vazgeçmekle ilgili şunu söyleyeyim. Hayat her sabah vazgeçtin mi vazgeçtin mi diye soruyor. Bende vazgeçmedim diyebildiğim için bir şeyleri başarmaya çalışıyorum. Gani Müjde’nin bana güvenmesi hayatım boyunca unutamayacağım önemli bir şeydi. Gani Müjde ve ben iş yapıp batmış, hala arkadaş olabilen enteresan insanlarız. Normalde dostluklarda bozulur . İlk defa birisi bir şey yapamayacağımı profesyonel olarak söyledi. Programı kaldırmakla kanal söylemiş oldu. Kötü bir programdı. O programdan sonra nasıl vazgeçmedim biliyor musunuz "bu kötü programdır" cümlesini söylemek benim iki yılımı aldı. Önce herkesi suçluyorsun şundan oldu kanal izin vermedi filan. Böyle yaşıyorsun sonra kendisinden bahseden insan var ya bayılıyorum. İşte ben onu oldum. 15 ay askerliğimi 1.5 yılımı aldı. Askere gittim. Geri dönmek çok zor oldu" sözleriyle anlattı.
“Spor muhabirliğimin ikinci günü ayağım ezildi”
İpek Tuzcuoğlu ile Yüzleşme’de spor muhabirliğinden müdür yardımcılığına kadar giden gazetecilik deneyimini de anlatan Ceyhun Yılmaz “Televizyonlarda görüyordum, tanıdığım bir insan değildi. Kestim önünü Ömer Üründül’ün spor muhabiri olmak istiyorum dedim. Tamam hemen göndereceğim dedi. Bende hemen kabul ettiniz başınızdan savdınız dedim. Git dedi Akşam gazetesi müdürlerine dedi. Çok çabuk kabul ettiniz nerden biliyorsunuz yapabileceğimi dedim. “Önümü kestin ya" dedi. 17-18 yaşındaydım. Haluk arkadaşımla küçük yaşlardan itibaren gidiyordum Florya’ya. Onlar beni kucakladılar müdür yardımcısı bile oldum ama spor muhabirliği müdür yardımcılığı benim kariyerim değildi, benim ne olacağım belliydi.” diyen Yılmaz’ın kariyerinde ona destek olan başka isimlerde var “Saffet abi Galatasaray golcülerinden biri şu anda olduğu gibi hayranlık besliyoruz. Muhabirler futbolcularının arabalarının önüne atlardı, futbolcular çıkar bir iki röportaj verirdi. Bir gün bende eğildim herkes gibi. Sol ön tekerleğin önünden bakıyorum. 95 yılı herkes çıkarken ben çıkamadım. Saffet abinin gemi gibi kocaman arabası ayağımın üstünden geçti, bende "ah" diye bağırdım. O da fark edince durmuştu. Aldı kollarına hemen Florya’ya götürdü. Benim yüzünden yolundan ettim diye düşündüm. O bana "Benimle irtibat kur" dedi. Küçüğüm biraz, hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşadım. Ertesi gün antrenmana gittim. Hocadan izin aldı, basın mensuplarının olduğu yere geldi, gel dedi bana ellerini kavuşturdu enseme aldı. “Oğlum çok mutsuzum karıncayı incitmedim. Senin ayağına nasıl zarar verdim. Neredesin sen, seni bulamadım kimse tanımıyor.” “Çıkışta bekle konuşacağız” dedi. Yeni gelmişim ikinci günüm. Çay kahve ısmarladı. Bütün gazeteciler “bu adam ne konuşuyor Saffet’le demişti. Çok büyük iyilikleri oldu bana” sözleriyle anlattı.
“Fatih Terim hayatımı değiştirdi”
Radyo programcılığına başlamasında Fatih Terim’in desteğini unutamayan Ceyhun Yılmaz “Hoca bizim memleketin futbolunu nasıl değiştirdiyse, benim de hayatımı öyle değiştirdi. Hayat boyu minnet borçlu olduğumuz bir insan. Muhabirlik girdabından esas hedefime nasıl giderim derken Emre Hattat’ı aradı, torpille başladık. Fatih Terim’e ayıp olmasın diye birkaç ay sonra kovarız demişler. Radyo programcılığıma onun sayesinde başladık, sonra gerisi geldi. Kitle iletişim benim hayatımda vazgeçilmez bir şey. Bir şekilde birilerine bir şey anlatmak istiyorum. Muhabirliğe geçince birilerine bir şey anlatma derdim arka cebime geçti. Artık bir görevin var. Orada ben amacımdan uzaklaştığımı hissetim. 21 yaşımda Fatih Terim sağ olsun bana yardımcı oldu. Artık kendi hikayemi anlatmaya başladım. Ben bir yerden sonra radyodan çok şey aldım ve vermeye başladığımı hissettim. Radyo programı yapmazsam da yaşayamayacağım gibi de davrandım. “ diyerek paylaştı.
“Okan Bayülgen okulda velim oldu”
İpek Tuzcuoğlu’nun Okan Bayülgen ile dostluğunu sorması üzerine ünlü şovmenin hayatındaki yerini anlatan Ceyhun Yılmaz “Utanıyorum aslında kredi kartı yeni çıkmıştı. 97 yılı bende kredi kartının ne olduğunu bilmeden davrandım. Kredi kartı sahibi olmamak lazım anne ve babamı üzecek bir hesapla karşı karşıya kaldım, onlara söyleyemezdim. Onunla da abi kardeş gibiyizdir, sağ olsun bana dedi ki “bu derdi ben çözeceğim ama kullanmayacaksın kredi kartı kır o kartı.” O zamanın parasıyla binler ödedi söz verdim uzun süre kullanmadım. Para benim hayatımda sorun olmadı hiç, çünkü çok olmadı. Beni tanıyanlar çok iyi bilirler üzerime hiçbir mal varlığım yok, motosikletim var, kirada oturuyorum. Kredi kartı kullanıyorum ama ofis için. Bana yaramıyor o tip değilim.” diyen Yılmaz’ın okuldaki velisi de Bayülgen olmuş. “Üniversite hayatım çok belalıydı ailem iktisat okumam konusunda ısrarcı olunca, bende sahne sanatları okumak istiyordum. Kendi istediğim üniversiteyi okumak için 7 sene beklemek zorunda kaldım. 99 yılında, özel üniversiteler çıktı. Okan Bayülgen’in arkadaşının mütevelli heyet başkanı olduğu bir üniversite vardı, beraber gideriz dedi. Kaydetti velim oldu. Sağ olsun çok iyiliğini gördüm. Hiç kopya çekmedim hayatımda, bir tane bile hikayem olmadı. Bazı şeylerden korktum, kaldım o dersten yine çekemedim. Haylaz olduğum için hep arandım” dedi.
“Kadınlar hamamı daha estetik”
İpek Tuzcuoğlu “Hamam maceraların meşhur. Anlatır mısın?” deyince Ceyhun Yılmaz “Aynen gerçekleri anlatacağım. Kadınlar hamamı sohbetine girmeden Sunay Akın derki “bir çocuğun en büyük ve en uzun macerasıdır annesiyle kapıdan çıktığı o an. Gittiği yerin hiçbir önemi yok. Tuhafiyeciye de gidebilirsin” ama bütün maceralarım annemle. Kadınlar hamamı da en eğlencelileri benim için. O kadar tatlılar ki kadınlar. Çocuklar büyüme çağında ne görürse onun gibi davrandıkları için ben de kadınlar gibi davranmaya başladım evde. Çay servisi yaparken göğsümü tutuyorum filan. Evde banyo yaptım çıktım koltuk altına kadar havluyu koydum. Babam baktı. “O ne öyle oğlum sen beline bağlayacaksın havluyu” “Hanım bu çocuk bundan sonra benimle hamama gelecek.” dedi. Bir defa erkekler hamamına gittim. Kadınlar hamamı estetikti” diyerek çocukluk anılarını paylaştı.
“Anneler gününde annemi kaybettim, kaza geçirdim”
İpek Tuzcuoğlu ile Yüzleşme’de annesini kaybettiği Anneler gününde yaşadıklarını anlatan Ceyhun Yılmaz “Annemin vefatının olduğu gün. Anneler gününde annenin vefat etmesi her dilde üzücü. Bir insanın annesinden ayrılması her gün aynı acıyı verir, çok büyük bir boşluk. Anneciğimi uğurladığımız gün birkaç saat önce sette düşüyorum. Sağ el, sağ ayak kırılınca koltuk değneği de kullanamıyorsun. 28 gün iki arkadaşımın yardımı olmadan hiçbir yere gidemedim. Kol kırıklığı ayak, ağrı sızı hatırlamıyorum. Kalp kırılınca beyin söylemiyor, öyle bir üzüntü yok. Annemden sonra şunu söyleyeyim, annesi giden çocuk hep çocuk kalır. Annem canım benim. Annemi çok anar söyleriz. Evimde de fotoğrafları var. Unutulunca öleceğini biliyorum. Şimdi ölemez. Onunla Emel Sayın’ları, Barış Manço’ları, Sibel Can’ı hep sahnede izledik. Babamla beraber ayda bir dışarı çıkarlardı, taverna kültürü vardı o zamanlar. O da kayboldu. Annemin bana kazandırdığı çok daha önemli bir şey var vicdan. Bir gün bir şarkıcı aptalca bir şey yaptı bende eleştirdim radyodan. Annem aradı. "Sakın bir daha eleştirme. Onun annesi yok" dedi. Bakar mısın kritere. O yüzden bende, benim vicdanımda yaşıyor” diyerek annesine olan duygularını paylaştı.
“Muhteşem Yüzyıl için sakallarımı uzattım Timur Savcı çağırmadı”
İpek Tuzcuoğlu “Bir dönem sakallarını uzatmıştın, hangi film için uzattın?” diye sorunca cevap veren Ceyhun Yılmaz “Sakallarımı Muhteşem Yüzyıl için 11 santim uzattım, kıvrılıyordu. Muhteşem Yüzyıl’ın bir bölümünde oynamak için yaptık ve Timur Savcı beni aramadı. Çok severim Timur’u canım ciğerimdir. Bir türlü kısmet olmadı. Bir girip öleyim dedim ama olmadı. “ diyerek anlattı.
Televizyon sektörüne Nurseli İdiz’in sunduğu bir programda asistan olarak başlayan Ceyhun Yılmaz Gani Müjde ile çalıştıkları ilk TV programının başarısız olmasının ardından kendi ile ilgili özeleştiri de yaptığını anlattı. "Benim hayatım bir yere bir havuç koyup o havuca ulaşmakla geçti. O çocuğun çok daha büyük dertleri vardı. O çocuğun bu işi yapıp yapamayacağı tartışılıyordu. Şu anda beğenip beğenmeyenler vardır. İnsanları eleştirmek çok fanice. Hayatımın en büyük riskini alarak televizyon programı yaptık. Gani Müjde ile o programımız battı. Vazgeçmekle ilgili şunu söyleyeyim. Hayat her sabah vazgeçtin mi vazgeçtin mi diye soruyor. Bende vazgeçmedim diyebildiğim için bir şeyleri başarmaya çalışıyorum. Gani Müjde’nin bana güvenmesi hayatım boyunca unutamayacağım önemli bir şeydi. Gani Müjde ve ben iş yapıp batmış, hala arkadaş olabilen enteresan insanlarız. Normalde dostluklarda bozulur . İlk defa birisi bir şey yapamayacağımı profesyonel olarak söyledi. Programı kaldırmakla kanal söylemiş oldu. Kötü bir programdı. O programdan sonra nasıl vazgeçmedim biliyor musunuz "bu kötü programdır" cümlesini söylemek benim iki yılımı aldı. Önce herkesi suçluyorsun şundan oldu kanal izin vermedi filan. Böyle yaşıyorsun sonra kendisinden bahseden insan var ya bayılıyorum. İşte ben onu oldum. 15 ay askerliğimi 1.5 yılımı aldı. Askere gittim. Geri dönmek çok zor oldu" sözleriyle anlattı.
“Spor muhabirliğimin ikinci günü ayağım ezildi”
İpek Tuzcuoğlu ile Yüzleşme’de spor muhabirliğinden müdür yardımcılığına kadar giden gazetecilik deneyimini de anlatan Ceyhun Yılmaz “Televizyonlarda görüyordum, tanıdığım bir insan değildi. Kestim önünü Ömer Üründül’ün spor muhabiri olmak istiyorum dedim. Tamam hemen göndereceğim dedi. Bende hemen kabul ettiniz başınızdan savdınız dedim. Git dedi Akşam gazetesi müdürlerine dedi. Çok çabuk kabul ettiniz nerden biliyorsunuz yapabileceğimi dedim. “Önümü kestin ya" dedi. 17-18 yaşındaydım. Haluk arkadaşımla küçük yaşlardan itibaren gidiyordum Florya’ya. Onlar beni kucakladılar müdür yardımcısı bile oldum ama spor muhabirliği müdür yardımcılığı benim kariyerim değildi, benim ne olacağım belliydi.” diyen Yılmaz’ın kariyerinde ona destek olan başka isimlerde var “Saffet abi Galatasaray golcülerinden biri şu anda olduğu gibi hayranlık besliyoruz. Muhabirler futbolcularının arabalarının önüne atlardı, futbolcular çıkar bir iki röportaj verirdi. Bir gün bende eğildim herkes gibi. Sol ön tekerleğin önünden bakıyorum. 95 yılı herkes çıkarken ben çıkamadım. Saffet abinin gemi gibi kocaman arabası ayağımın üstünden geçti, bende "ah" diye bağırdım. O da fark edince durmuştu. Aldı kollarına hemen Florya’ya götürdü. Benim yüzünden yolundan ettim diye düşündüm. O bana "Benimle irtibat kur" dedi. Küçüğüm biraz, hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşadım. Ertesi gün antrenmana gittim. Hocadan izin aldı, basın mensuplarının olduğu yere geldi, gel dedi bana ellerini kavuşturdu enseme aldı. “Oğlum çok mutsuzum karıncayı incitmedim. Senin ayağına nasıl zarar verdim. Neredesin sen, seni bulamadım kimse tanımıyor.” “Çıkışta bekle konuşacağız” dedi. Yeni gelmişim ikinci günüm. Çay kahve ısmarladı. Bütün gazeteciler “bu adam ne konuşuyor Saffet’le demişti. Çok büyük iyilikleri oldu bana” sözleriyle anlattı.
“Fatih Terim hayatımı değiştirdi”
Radyo programcılığına başlamasında Fatih Terim’in desteğini unutamayan Ceyhun Yılmaz “Hoca bizim memleketin futbolunu nasıl değiştirdiyse, benim de hayatımı öyle değiştirdi. Hayat boyu minnet borçlu olduğumuz bir insan. Muhabirlik girdabından esas hedefime nasıl giderim derken Emre Hattat’ı aradı, torpille başladık. Fatih Terim’e ayıp olmasın diye birkaç ay sonra kovarız demişler. Radyo programcılığıma onun sayesinde başladık, sonra gerisi geldi. Kitle iletişim benim hayatımda vazgeçilmez bir şey. Bir şekilde birilerine bir şey anlatmak istiyorum. Muhabirliğe geçince birilerine bir şey anlatma derdim arka cebime geçti. Artık bir görevin var. Orada ben amacımdan uzaklaştığımı hissetim. 21 yaşımda Fatih Terim sağ olsun bana yardımcı oldu. Artık kendi hikayemi anlatmaya başladım. Ben bir yerden sonra radyodan çok şey aldım ve vermeye başladığımı hissettim. Radyo programı yapmazsam da yaşayamayacağım gibi de davrandım. “ diyerek paylaştı.
“Okan Bayülgen okulda velim oldu”
İpek Tuzcuoğlu’nun Okan Bayülgen ile dostluğunu sorması üzerine ünlü şovmenin hayatındaki yerini anlatan Ceyhun Yılmaz “Utanıyorum aslında kredi kartı yeni çıkmıştı. 97 yılı bende kredi kartının ne olduğunu bilmeden davrandım. Kredi kartı sahibi olmamak lazım anne ve babamı üzecek bir hesapla karşı karşıya kaldım, onlara söyleyemezdim. Onunla da abi kardeş gibiyizdir, sağ olsun bana dedi ki “bu derdi ben çözeceğim ama kullanmayacaksın kredi kartı kır o kartı.” O zamanın parasıyla binler ödedi söz verdim uzun süre kullanmadım. Para benim hayatımda sorun olmadı hiç, çünkü çok olmadı. Beni tanıyanlar çok iyi bilirler üzerime hiçbir mal varlığım yok, motosikletim var, kirada oturuyorum. Kredi kartı kullanıyorum ama ofis için. Bana yaramıyor o tip değilim.” diyen Yılmaz’ın okuldaki velisi de Bayülgen olmuş. “Üniversite hayatım çok belalıydı ailem iktisat okumam konusunda ısrarcı olunca, bende sahne sanatları okumak istiyordum. Kendi istediğim üniversiteyi okumak için 7 sene beklemek zorunda kaldım. 99 yılında, özel üniversiteler çıktı. Okan Bayülgen’in arkadaşının mütevelli heyet başkanı olduğu bir üniversite vardı, beraber gideriz dedi. Kaydetti velim oldu. Sağ olsun çok iyiliğini gördüm. Hiç kopya çekmedim hayatımda, bir tane bile hikayem olmadı. Bazı şeylerden korktum, kaldım o dersten yine çekemedim. Haylaz olduğum için hep arandım” dedi.
“Kadınlar hamamı daha estetik”
İpek Tuzcuoğlu “Hamam maceraların meşhur. Anlatır mısın?” deyince Ceyhun Yılmaz “Aynen gerçekleri anlatacağım. Kadınlar hamamı sohbetine girmeden Sunay Akın derki “bir çocuğun en büyük ve en uzun macerasıdır annesiyle kapıdan çıktığı o an. Gittiği yerin hiçbir önemi yok. Tuhafiyeciye de gidebilirsin” ama bütün maceralarım annemle. Kadınlar hamamı da en eğlencelileri benim için. O kadar tatlılar ki kadınlar. Çocuklar büyüme çağında ne görürse onun gibi davrandıkları için ben de kadınlar gibi davranmaya başladım evde. Çay servisi yaparken göğsümü tutuyorum filan. Evde banyo yaptım çıktım koltuk altına kadar havluyu koydum. Babam baktı. “O ne öyle oğlum sen beline bağlayacaksın havluyu” “Hanım bu çocuk bundan sonra benimle hamama gelecek.” dedi. Bir defa erkekler hamamına gittim. Kadınlar hamamı estetikti” diyerek çocukluk anılarını paylaştı.
“Anneler gününde annemi kaybettim, kaza geçirdim”
İpek Tuzcuoğlu ile Yüzleşme’de annesini kaybettiği Anneler gününde yaşadıklarını anlatan Ceyhun Yılmaz “Annemin vefatının olduğu gün. Anneler gününde annenin vefat etmesi her dilde üzücü. Bir insanın annesinden ayrılması her gün aynı acıyı verir, çok büyük bir boşluk. Anneciğimi uğurladığımız gün birkaç saat önce sette düşüyorum. Sağ el, sağ ayak kırılınca koltuk değneği de kullanamıyorsun. 28 gün iki arkadaşımın yardımı olmadan hiçbir yere gidemedim. Kol kırıklığı ayak, ağrı sızı hatırlamıyorum. Kalp kırılınca beyin söylemiyor, öyle bir üzüntü yok. Annemden sonra şunu söyleyeyim, annesi giden çocuk hep çocuk kalır. Annem canım benim. Annemi çok anar söyleriz. Evimde de fotoğrafları var. Unutulunca öleceğini biliyorum. Şimdi ölemez. Onunla Emel Sayın’ları, Barış Manço’ları, Sibel Can’ı hep sahnede izledik. Babamla beraber ayda bir dışarı çıkarlardı, taverna kültürü vardı o zamanlar. O da kayboldu. Annemin bana kazandırdığı çok daha önemli bir şey var vicdan. Bir gün bir şarkıcı aptalca bir şey yaptı bende eleştirdim radyodan. Annem aradı. "Sakın bir daha eleştirme. Onun annesi yok" dedi. Bakar mısın kritere. O yüzden bende, benim vicdanımda yaşıyor” diyerek annesine olan duygularını paylaştı.
“Muhteşem Yüzyıl için sakallarımı uzattım Timur Savcı çağırmadı”
İpek Tuzcuoğlu “Bir dönem sakallarını uzatmıştın, hangi film için uzattın?” diye sorunca cevap veren Ceyhun Yılmaz “Sakallarımı Muhteşem Yüzyıl için 11 santim uzattım, kıvrılıyordu. Muhteşem Yüzyıl’ın bir bölümünde oynamak için yaptık ve Timur Savcı beni aramadı. Çok severim Timur’u canım ciğerimdir. Bir türlü kısmet olmadı. Bir girip öleyim dedim ama olmadı. “ diyerek anlattı.