Ünlü oyuncu Tarantino'nun Türkiye'de çekeceği filmde oynayacak!

Zaman Gazetesi'nden Ayhan Hülagü'ye konuşan Altın Palmiye'li 'Kış Uykusu' filminin oyuncusu Ayberk Pekcan, "Tarantino ile çalışacağım, bir aksilik olmazsa... Cannes'dan sonra havalimanında Michael Madson geldi, tebrik etti. Tarantino'nun filminde başrol oynayacakmış, 'Sen de oynar mısın?' dedi. Menajerimle mesajlaşıyorlar şimdi" dedi.

‘Kış Uykusu setine adım attığınız ilk günden başlayalım. Ne bekliyordunuz, ne buldunuz?

Çekimlerden önce Mersin’deydim. Oradan otobüsle Kapadokya’ya geçtim. Karşıladılar, etrafı gezip dolaştık, iki gün dinlendik. Diğer aktörlerle tanıştıktan sonra başladık. Bilge, film çekerken ekonomik olarak rahatlığı olan bir yönetmen, beraber çalıştığı insanları da rahat ettiriyor. Bu sık rastlanır bir durum değil. Türkiye ’de özellikle dizi setlerinde çok örseleniyorsun. Çalışma koşulları malum. Bir de bunun yanında çeşitli nedenlerden dolayı, çok iyi hazırlık süreci geçiremeden başlayan ve bilinen nedenlerden biten diziler... En az 100 set var ama o kadar profesyonel yönetmen, görüntü yönetmeni ve oyuncu var mı? Galiba sorunun cevabı da burada. O yüzden kırklı yaşları yarılamış bir oyuncu olarak ait olduğun yerin orası olduğunu düşünüyorsun. Sözün özü; çok iyi karşıladılar, profesyonelce uğurladılar.

Nuri Bilge Ceylan sizi filmlerde mi görmüş, dizilerde mi?

Yönetmenler oyuncuları tanır, bilir. Saç, Aşk ve Devrim filmlerinden oyunculuğumu bildiğini söylemişti Bilge. Başta senaryoyu, rolü bilmiyordum ama Nuri Bilge çağırıyorsa insan gider bir görüşür. Gittim, görüştüm. Ne yalan söyleyeyim, biraz da önyargılıydım. Sinemasını biliyor ve seviyordum ama şahsen tanımıyordum. Samimiyetini gördüm, Bilge’yi sevdim, başrol olmamasına rağmen ikna oldum, tamam, dedim. O gün iki rol teklif etti. Ya imamı ya da Hidayet’i oyna, dedi. Hidayet’i seçtim, başladım.

Neden imamı istemediniz?

Hidayet daha renkli bir karakter olduğu için galiba. Fakat imam da aklımda kalmadı diyemem. Gelirse güzel bir imam rolü oynamak isterim.


Nuri Bilge Ceylan, Altın Palmiye'yi Quentin Tarantino ve Uma Thruman'ın elinden almıştı.

3 saat 16 dakikalık süreye uzun diyenler var. Siz ne diyorsunuz?

Bana uzun gelmedi, bence akıp gidiyor. İzlediğimizde gördük ki; provadan sahneler, kadınla geyik yaparken hallerimiz kullanılmış, bir ara düştüm ona yer verilmiş. İki sayfalık tiradım vardı, onu bekledim, yok. Yönetmen böyle olması gerekiyordu, dedi. Bitti. Dizide bir sahnem iki defa çekilirse kötü mü oynamışım diye moralim bozulur. İkinci çekim, ya ışıktan ya dekordan yapılır. Yönetmen ‘tekrar’ der, bir daha çekeriz. Filmde 20 defa çektiğimiz sahneler oldu, ruhun başka yere gidiyor, sadece bedenin kalıyor. Bu gerçekten çok güç. Sinirlerine hâkim olman ve otokontrolünü sağlaman gerekiyor. Sonuçta Bilge dünyaca ünlü büyük bir yönetmenimiz ama ona o malzemeyi veren sensin. Elinde çokça malzeme var, içinden seçim yapıyor. Filmin başarısında kurgu ve senaryonun payını da unutmamak gerekir.

‘Oyunculuğu çok büyütmeyelim, gerekirse portakal satabilmeliyiz.’ diyenlerdensiniz. Türkiye’de oyunculuğu yücelten idealizmin sebebi nedir?

Bence kişisel bir problem. Biraz aile terbiyesiyle ilgili. Siz çevreyi nasıl görürseniz, onlar da sizi öyle görür. Avukat, doktor da olsa insan ilişkileri aynıdır. Ya alanında başarılı çok meşhur bir doktorsundur ya da kimsenin tanımadığı bir doktor. Bu senin kişisel başarındır. Meslekler çok önemli değil. Dünyanın en önemli şeyi aktörlük de değildir. Gazetecilik, doktorluk, avukatlık, polislik çok zor işler. Hakikaten zor, bütün meslekler kendi içinde çok zor. Her meslek, sahibi için önemlidir. Ama yüce ve kutsal olduğunu düşünmüyorum.

Cannes’da ödül verilirken bütün televizyonlar Başbakan’ın Almanya mitingini yayınlıyordu. Yerli basın da törende yoktu...Yalnız bırakılmak üzücü hakikatten. Bir de göstere göstere gelen bir ödüldü. Konuşuluyor, beğeniliyor, ödül alacağı söyleniyor. Altın Palmiye alamasak bile birileri ödül alabilirdi; Haluk abi En İyi Erkek Oyuncu ödülünü, ya da En İyi Senaryo’yu… Fransızların sevdiği, desteklediği bir yönetmen Nuri Bilge. Medyanın kültür-sanat birimlerindeki ekiplerini görevlendirebilecekleri bütçeleri ne kadar bilmiyorum. Magazine ayırdıklarından kat kat düşük olmalı.

Ufukta hangi projeler görünüyor?
Tarantino ile çalışacağım, bir aksilik olmazsa… Cannes’dan sonra havalimanında Michael Madson (Tarantino’nun yönettiği Rezervuar Köpekleri’ndeki Mr. Blonde rölüyle tanınan oyuncu) geldi, tebrik etti. Tarantino’nun filminde başrol oynayacakmış, ‘Sen de oynar mısın?’ dedi. Menajerimle mesajlaşıyorlar şimdi. Bakalım…

Olma ihtimalini nasıl görüyorsunuz?
Evet oynayacağım. Türkiye’de çekilecek bir film. Bende Türk bir karakteri oynayacağım. Hikâyenin içeriğine dair hiçbir bilgim yok.

Cannes’da Tarantino ile tanıştınız mı?
Onunla tanışmadım ve konuşmadım. O filmi izlemiş ve beğenmiş. Havaalanında oyuncusuyla tanıştık, konuştuk, hatta fotoğraf çektirdik. Menajeri kartını verdi, bana beraber çalışmak istediğini söyledi. Hatta İngilizcem çok iyi olmadığı için oradaki arkadaşlardan birini çağırdım, tekrar konuştuk. Tek sahnelik bir rol bile olsa gider, oynarım. Bir aksilik olur oynayamazsam hoş olmaz diye çok dillendirmiyordum. Ta ki sen sorana kadar.