Hastalığa yakalandığınızda kaç yaşındaydınız? - Bundan üç sene önceydi. O zamanlar sizi tanıyorduk ama ne yaşadığınızı bilmiyorduk. Daha yeni öğrendik. - Neden biliyor musun? Ben bu hastalığı ‘hoop’ diye geçiştirdim, her şeyi sonradan idrak ettim.
Belirtileri nelerdi? - Bende hiçbir belirti olmadı. Annem tiroid hastası; aşırı zayıflıyordu, bir ara eklemleri tutmuyordu, eline bardak alamıyordu. “Bu hastalık daha çok kız çocuklarına geçer, kontrole gidelim” diye çok söyledi ama ilgilenmedim. Nodüllerim çıkmıştı. Çok önemsemedim. Bilinçsizlik işte... Ertesi sene rutin kontrol zamanı geldi. Doktora baktım, suratı değişti. Ekrana ben baktım, nodüllerin şekli değişmiş, bozulmuş. Kanser belirtisiymiş.
Ne hissettiniz? - Hiçbir şey. Kimsenin ağzından da kanser lafı çıkmıyor o esnada. “Ya, bir şey soracağım, bir duralım. Kanser mi” dedim, “Evet” dediler. Niyeyse hâlâ ‘cool’um. Herhalde kendime konduramıyorum. Ameliyat için tarih belirlendi, babam ağlıyordu.
O zaman kaçıncı evredeydiniz? - Daha çok başındaydı. Ve ben yalnız kalmak istiyordum. Ameliyata da kulaklığımı takıp, müziğimi dinleyerek tek başıma gittim.