04 Ara 2018 09:44 Son Güncelleme: 04 Ara 2018 09:49

Ünlü onkologtan şok eden açıklama: Teşhislerin çoğu kanser değil!

Ünlü Onkolog Doktor Yavuz Dizdar, kanserle ilgili şok eden açıklamalarda bulundu.

Onkolog Doktor Yavuz Dizdar, kanser hastalığına dair çeşitli açıklamalarda bulundu. İnsanların kimyasal madde kullanımının arttığına dikkat çeken Dizdar, bu durumun görülen hastalıklarında farklılaşmasına neden olduğunu belirtti

Sözcü'den Nazan Doğaner Halıcı'ya konuşan Dizdar, kanser teşhisleriyle ilgili çok çarpıcı açıklamada bulundu. Sistemin hasteneler hasta pompalanması üzerine kurulu olduğuna dikkat çeken Yavuz Dizdar, "Bugün kanser denen vakaların büyük bir bölümü taramayla saptanıp hastalık konumuna sokuluyor, oysa ortada hastalık falan yok… Sistem hastaneleri doldurmak için hasta pompalıyor" dedi.

Patologların birtakım olguları mikroskopta kansere benzettiği için kanser teşhisinin koyduğunu dile getiren Dizdar "Halbuki hastaya bakıyorsunuz; iştahı yerinde, kilo kaybı yok, hiçbir şeyi yok ama vücudunda bir şey çıkmış ya da bir şey genellikle çıkmamış ama biz tarayıp saptamışız. Artan tiroit kanserleri bunun bir örneği, prostat belli yaştan sonra standart hale geliyor" diye konuştu.

İnsanların beslenme alışkanlığı ile birlikte vücut yapılarının da değiştiğine işaret eden Onkolog Dizdar, tıbbın bununla ilgilenmediğini ve tanı konan her kişiyi hasta ilan ettiğini ifade etti.

HASTA ARTIK GELİR KAYNAĞI

"Mikroskopla tanı koymanızı geçerliliği kayboluyor" diyen Dizdar, "Amerika nispeten rahat, onlar zaten özel sigortası olmayanları dikkate almıyor. Oysa bizim için aslında hasta olmayan bu grup da genel sağlık sigortası kapsamında olduğundan, sağlık endüstrisi için bir gelir kaynağı. Devlet ödüyor, ödedikçe sistem bu şekilde suni biçimde şişiyor" diye konuştu.

GÜNÜMÜZ İYİCE VAHŞİLEŞMİŞ

Dizdar, konuşmasına şöyle devam etti: "Ben genel olarak bu mesajın hatırlanmasını istiyorum, işte o zaman konu vicdana geliyor. Vicdan aslında herkeste bulunan, ama sesi pek duyulmayan, ışıltısı görülmeyen bir kavram… Günümüzde artık iyice vahşileşmiş olan üretim, pazarlama modellerinden tutun, haksız kazanca dair ne varsa vicdanın unutulmasından kaynaklandığını görüyorsunuz.

DOKTORLAR VİCDANLARINI KAYBETMİŞ

Bu hastalığa en çabuk tutulan ya da işleri gereği en çok dikkati çekenler de ister istemez doktorlar oluyor, "beyaz ilk önce kirleniyor". Bu durumda hastalık, buna tutulan ya da potansiyel hasta olan herkes ticari faaliyetin bir parçası haline geliyor. İnanın bunun ürün miktarının suni yollarla artırılmasından bir farkı yok. Doktor hastayı kazanç, hasta da doktoru onu örselemeye hazır bir sistemin parçası olarak algılamaya başlıyor. O nedenle eleştirinin temelini kendi alanımın yozlaşmasına, yani tıp ticareti üzerine kuruyorum. Özetle doktorların hepsi olmasa da önemli bir bölümü vicdanlarını kaybetmiş. Onlara bunu hatırlatmak gerekiyordu."