Ünlü magazin yazarından çarpıcı iddia: Dizi sektöründe 3 çete var
Gazeteci Sema Denker, dizi sektöründe TV yöneticisi, yapımcı, yönetmen, kast direktörü ve oyuncuların bulunduğu 3 çete olduğunu söyledi.
Denker, “Ayrı gruplar olmasına rağmen bu üç çete, kendi aralarında
çok iyidirler. Biri işe başlarsa diğer gruptaki arkadaşının işe
alınmasını ister. Kastçılar kendi gruplarının dışındaki oyuncuları,
senaristleri, yönetmenleri asla yapımcıya sunmazlar. Yapımcı-TV
yöneticisi ve menajerler-kast direktörleri arasında inanılmaz grift
bir ilişki vardır.” dedi.
Meydan gazetesi magazin yazarı Sema Denker bugünkü yazısında Türk
dizi sektörünü ele aldı. Sektörde binlerce çalışan olmasına rağmen
sürekli ön planda olan kişi sayısının 100’ü geçmediğini vurgulayan
Denker şu görüşleri dile getirdi. “Sayıları yüz binler ile telaffuz
edilen sektörde neden bir avuç kişi hiç durmadan çalışıyor, neden
ekranda sürekli aynı isimleri görüyoruz? Vazgeçilmez oldukları için
mi, çok iyi senarist-yönetmen-yapımcı oldukları için mi, iyi oyuncu
oldukları için mi, reytingleri iyi olduğu için mi? Tabii ki
hayır...”
Sema Denker’in dizi sektöründeki grift ilişkileri ele aldığı ‘Dizi
sektöründe çete var’ başlıklı yazısı şöyle:
On binlerce set işçisinin çalıştığı, binlerce oyuncunun olduğu ve
milyon dolarların döndüğü dizi sektöründe, işsiz kalmayanların
sayısı, inanın 100-200 kişiyi geçmiyordur... Bunu yapımcı, oyuncu,
yönetmen ve senarist anlamında söylüyorum...
Ha bir de 2 ya da 3 tane menajer ve kastçı var, o kadar. Peki,
sayıları yüz binler ile telaffuz edilen sektörde neden bir avuç
kişi hiç durmadan çalışıyor, neden ekranda sürekli aynı isimleri
görüyoruz? Vazgeçilmez oldukları için mi, çok iyi
senarist-yönetmen-yapımcı oldukları için mi, iyi oyuncu oldukları
için mi, reytingleri iyi olduğu için mi? Tabii ki hayır...
Reytingi iyi olduğu düşünülen kaç oyuncunun işi kalktı, sizler daha
iyi biliyorsunuz... Sürekli ekranda olanlardan çok çok daha iyi
oyuncular, yönetmenler, senaristler, yapımcılar ve set çalışanları
var... Ama onlara asla ne bir şans veriliyor ne de fırsat...
AÇIKLARSAM AYIP OLUR
Çünkü çetelere ait değiller. Bakın sektörde TV yöneticisi, yapımcı,
yönetmen, kast direktörü ve oyuncuların bulunduğu 3 tane çete
var!.. Hadi çete demeyelim de, gruplar var.
Bunların kim olduğunun hiç önemi yok. Herkes neyin ne olduğunu çok
iyi biliyor zaten. İstedim ki siz de kıyısından köşesinden
bilin...
Ayrı gruplar olmasına rağmen bu üç çete, kendi aralarında çok
iyidirler. Biri işe başlarsa diğer gruptaki arkadaşının işe
alınmasını ister. Kastçılar kendi gruplarının dışındaki oyuncuları,
senaristleri, yönetmenleri asla yapımcıya sunmazlar. Yapımcı-TV
yöneticisi ve menajerler-kast direktörleri arasında inanılmaz grift
bir ilişki vardır. Bunun nedenini burada açıklarsam, ayıp olur...
Bunların iyi geçinmelerinin nedeni de, birbirlerinin açığını
bilmesidir.
Zorunlu olarak (korkudan), sevmeseler de seviyormuş gibi yapıp, o
ahlaksız, adaletsiz dünyalarında yaşayıp giderler. Hatta öyle
yaşarlar ki, sanırsınız dünyanın en temiz, en iyi, en ahlaklı, en
hümanist insanları onlardır. Kendinizden utanırsınız yani, o derece
rol yaparlar...
İNSANLARIN EKMEĞİYLE OYNUYORLAR
İşte bu 200 kişilik grup, birbirinin ciğerini bildiği için
dışarıdan kimseyi içlerine sokmazlar... Sokmadıkları gibi,
insanların ekmeğiyle de oynarlar. Evet ne yazık ki sektör, bunların
elindedir. Güçlü onlardır... Ya bu gruplar içinde neler neler
olmuyor ki... Senarist, oyuncu sevgilisi için özel sahne yazar,
yönetmen diğer gruptaki sevgilisini çekeceği diziye ister.
Kastçılar kendi oyuncusuna iş ayarlamak için, sistemin dışındaki
oyuncuya iftira atar, menajer yapımcıya türlü güzellik yapar,
yapımcı TV yöneticisine teklif sunar vs... İnanın yazdıklarım
yaşananların yüzde 1’i... Çok daha vahim şeyler oluyor...
Kimin eli kimin cebinde belli değil... Bütün bu kötülükleri, çirkin
yaşamları nasıl kaldırabiliyorlar, nasıl başlarını yastığa koyup da
rahat uyuyabiliyorlar? Mesleklerinde o kadar acı çeken insan
varken... İşlerinde çok iyi olmasına rağmen, sadece bu gruplara
dahil olamadıkları ve olmak istemedikleri için çalışamayanlar
varken... Sistemi tabii ki ben düzeltemem. Sadece şunu
söyleyebilirim: Biraz vicdan!