Ünlü haber spikeri fena bombaladı! Acun'a değil MNG yönetimine kızgınım!
Ünlü haber spikeri Kaan Yakuphan, TV8'den ayrılmasının ardından ilk kez Medyaradar'dan Alev Gürsoy Cimin'e konuştu. MNG Holding'i bombalayan Yakuphan, Acun'a hiç ama hiç kızgın değil. İşte o çarpıcı açıklamalar.
Yahya Kemal Beyatlı'nın "Sessiz Gemi" adlı şiirini okurken
dudakları adeta titriyordu, gözleri ise dolu doluydu o akşam... Bir
vedanın şiirini okuyordu. Hem kendi hüzünlendi hem de ekran başında
onu izleyen binlerce izleyici...
Türkiye’nin ilk özel televizyonu Magic Box Star 1’in ilk haber
spikeri olduğu gibi, TV8 Ana Haber yayın hayatına başladığında ilk
sunumu da o yapmıştı. Ana Haber son kez ekrana gelirken kapanışta
da yine o vardı...
Bildiğiniz üzere TV8'in yeni patronu artık Acun Ilıcalı... Acun'un
kanalı alır almaz ilk icraatı, kanalı deyim yerindeyse sil baştan
yapılandırmak oldu. Haberler ve haber programları yayından
kaldırıldı, çünkü Acun, "Ben eğlence ağırlıklı bir kanal istiyorum"
dedi. Durum böyle olunca TV8 Haber izleyiciye veda etti hem de
kepenk indirerek...
Hayatımda ilk kez böyle bir vedaya tanık oldum. Kaan'ın o şiiri
hâlâ kulaklarımda çınlarken aradım ve buluştuk.
Hâlâ hüzünlüydü, biraz dertleştik. Acun’a hiç kızgın değil, “Onun
tercihidir” diyor ama MNG Holding’e epeyce kırgın. Tepkisinde
haklı, çünkü kimse son güne kadar haberin olup olmayacağını -genel
yayın yönetmeni de dahil- bilmiyormuş ve o son veda gününde
öğrenmişler, ayrılırken de ne bir açıklama ne bir teşekkür, koskoca
15 yıl hiçe sayılmış. Şaşkınlıkla dinledim ve o konuşurken içimden
hep aynı soruyu sordum; “Ne olacak biz basın mensuplarının
hali?”
Soruma yanıt bulamadım. Ben yine sözü uzattım, iyisi mi sizi
röportajla baş başa bırakayım. Keyifli okumalar, hep umutlu olun,
sevgiyle kalın…
Röportaj: ALEV GÜRSOY CİMİN
Twitter: gazetecialev
Gmail: [email protected]
Öncelikle çok geçmiş olsun. Şiir okumayı çok bilmem dedin
ama çok güzel okuyorsun. TV8 Ana Haber bülteninde son kez
ekranlarımıza geldiğin gün, Yahya Kemal Beyatlı'nın "Sessiz Gemi"
şiiriyle ekran başındaki tüm izleyenleri hüzne boğdun. Zordu değil
mi 15 yıl sonra kepenk indirmek?
Zor oldu tabii ki ama haberci en zor anlarda bile soğukkanlı
kalmayı beceren kişidir. Türkiye’de, dünyada her gün onlarca acı
olaya şahit olup seyirci ile paylaşırız. Depremler olur, siyasiler
gelişmeler, darbeler, ihtilaller, muhtıralar her şey olur ve biz
onların içinde gibi yaşasak da içinde değil gibi objektif vermeye
çalışırız. Ama TV8 haber merkezi lağvedildiğinde o gün, o akşam
orada yaşadığımız başka bir şeydi. Sadece birkaç gün içinde oldu
bitti her şey. Dedikodu şeklinde duyduk kanalın satılacağını,
bizlere hiç kimse hiçbir açıklama yapmadı. İnternet sitelerinde
“TV8’i Acun aldı, artık haberler ve haber programları olmayacak”
yazıyordu… Biz de şaşırıyorduk ancak doğru ya da yanlış olduğuna
ihtimal veremiyorduk…
“SON GÜN ÖĞRENDİK HABERİN SON
OLDUĞUNU”
Sonraki süreç nasıl işledi, neler yaşadınız?
Dedikodular gerçeğe dönüştü. Kanal birkaç gün içerisinde satıldı ve
satılmasıyla birlikte haber merkezinin boşaltılması istendi. O son
hafta yaşadığımız duyguyu anlatmak çok güç. Her gün “Acaba bugün
son gün mü?” diyerek gittik. Son 3 gün boyunca o duyguyu kötü bir
şekilde yaşattılar bize. O güne gelecek olursak, öğle saatlerinde
öğrendik son günümüz olduğunu ama haberlere devam ettik, son
haberimizdi o gün. Muhabirler yine haberine çıktı, editörler yine
haberini yazdı ama büyük bir burukluk vardı, düşünsenize 15 yıl
önce haberler benimle başlamıştı ve o gün benimle son
buluyordu.
“TV8 ARTIK EVİMİZ
OLMUŞTU”
Çok büyük bir hüzün olsa gerek?
TV8 artık evimiz, oradakiler de ailemiz gibiydi. Biz o kanalı
dişimizle tırnağımızla bir yerlere getirdik. Türkiye’nin en çetin
şartlarında, en zor dönemlerde bile ipi göğüsledik ve yapılamaz
denilen en güzel işlere imza attık. Ben 46 yaşındayım, 25 yıldır
mesleğin içindeyim ve meslek hayatımın büyük bir bölümü TV8 ‘de
geçti. Dile kolay tam 15 yıl. Orada çalışırken 2. çocuğum oldu,
orada çalışırken boşandım… İyi kötü tüm her şeyimi ben orada
çalışırken yaşadım.
Vedanız çok can yakıcıydı. Hele o kepenk indirme olayı
feciydi, bizler de en az sizin kadar üzüldük bu
duruma?
O akşam artık veda zamanı gelmişti, güzel bir klip hazırladı
arkadaşlarımız, herkes el salladı, vedasını etti ve sonunda da o
kepenk indi.
Çok vurucuydu o kepenk indirme sahnesi, kime ne mesaj
vermek istediniz ve kimin fikriydi?
Fikir anası bizim editörümüz ve aynı zamanda gün ortası
haberlerinin sunucusu arkadaşımız Bilge Yurtdagülen’di. Onu gün
ortası haberleri için tasarlamıştı ama olmadı. Çünkü ne zaman
haberlerin son bulacağını bilmiyorduk. Dedim ya her gün gidiyoruz
ama son gün mü değil mi bilmiyorduk. Gün ortası’nın da bir gün
sonra olup olmayacağını bilmediğimiz için kullanamadık. Sonra bizim
vedamızda işte o akşam kullanıldı… “Kepenk fikri çok ağır olur”
diyenler de oldu, “yanlış anlaşılır” diyen de ama neticede fikir
güzeldi ve kullanılmalıydı. Kimin ne anlayacağı değil, yansıttığı
duygu önemliydi bence.
“BİZE TEK BİR AÇIKLAMA
YAPILMADI”
Peki, neden size kimse bilgi vermedi satışla ilgili, siz o
kanala yıllarını veren kişilersiniz. Orada bir yanlışlık var
sanki?
Bize, ne kanalın satılacağı ne satıldığı ne haberlerin istenmediği
ne de haber merkezinin lağvedileceği söylendi, hiçbir açıklama
yapılmadı.
“KANALIN SATILACAĞINI DA SATILDIĞINI DA
İNTERNETTEN ÖĞRENDİK”
Nerden ve kimden öğrendiniz?
Herkes gibi internetten öğrendik. İnternet siteleri ilk yazdığında
çok şaşırdık, ilginç bir gelişmeydi, insan inanamıyor, bütün
internet mecrasında “TV8’i Acun Ilıcalı alacak” haberlerinin yer
aldığı gün Acun tweet atıp “MNG Holding ile görüştüğümüz doğrudur
ama henüz atılmış bir imza yok” demişti. O güne kadar Genel Yayın
Yönetmeni bile hiçbir şey bilmiyordu…
Bu incitici değil mi?
Çok incitici hem de... Kanalın kesin satıldığını da yine Acun
Ilıcalı’nın “Mehmet Nazif Günal ile anlaştık, TV8’i alıyoruz
hayırlı olsun” tweetti ile öğrendik ve MNG yönetiminden yine hiçbir
açıklama yapılmadı bize. Haber olmayacak, haber merkezi
lağvedilecek deniliyor ve biz bunu bilmiyoruz, spor da olmayacak
deniliyor, spor servisi de bunu bilmiyor. Sadece Acun’un kanalı boş
teslim alacağı dedikodusu vardı. Son güne gelecek olursak, mesela
gün ortası bülteni yapıldı ertesi gün, gün ortası var mı
bilmiyoruz. Öğleden sonra tüm birim müdürlerinin katıldığı bir
toplantı yapıldı, haber genel yayın yönetmeni Gürcan Çilesiz ve
Haber Müdürü Demet Soysal da katıldı. O toplantıda “Bu akşam da ana
haber var ama bugün son, çıkışlar verilecek” denilmiş. Yani aynı
gün öğrendik bir daha olmayacağımızı… Haber müdürümüz Demet koştura
koştura aşağı geldi ve bize haberi verdi. O söyledikten yarım saat
sonra insanlar teker teker telefonla çağırılarak fesihleri önlerine
konuldu. Düşünün bir yandan ana habere hazırlanıyoruz diğer yandan
işten çıkarmalar gerçekleşiyor, öyle ki bazı muhabir arkadaşlarımız
dışarıda haberdeydi.
“GÖNDERİLMEMİZ DEĞİL GÖNDERİLİŞ ŞEKLİ
AHLAKİ DEĞİLDİ”
Ekrana nasıl çıktın, o hengâmede nasıl
hazırlandınız?
Akış yapıldı, metinlerde son düzenlemeler halledildi ve benim artık
veda etmem gerekiyordu. Hem de bu 15 yıllık bir vedaydı, içimden ne
geldiyse yazdım ve sonuna da şiir koymayı uygun gördüm, çünkü artık
demir alma zamanıydı. Düşünsene en mutlu, en acı anlarını yaşadığın
yerde sona gelinmişti. Hem de hiç etik, ahlaki olmayan bir şekilde.
Bir hafta içinde oldu bittiye getirildi her şey. O şiir için bazı
arkadaşlarımın acabası oldu, dediler ki “ölümü anlatıyor, yanlış
anlaşılır.” Dedim ki “Arkadaşlar yanlış anlaşılsa da tam da
yaşadıklarımıza uygun, artık demir alma zamanı ve ben bu vedayı o
şiirle yapmak istiyorum.”
Vedamı da dediğim gibi yaptım. Haberciler kolay kolay her şeyden
etkilenmez, çünkü bazı acılara sürekli tanık oldukları için
alışmışlardır, tıpkı doktorlar gibi. Onlar da her gün ameliyata
girdikleri için artık etkilenmezler hiçbir hastadan... Ama o akşam
yaşadığımız çok farklıydı. Acı çekmemek mümkün değildi, ailemizi
terk ediyorduk.
“KEŞKE DAHA İNSANİ GERÇEKLEŞSEYDİ HER
ŞEY”
Anladığım kadarıyla işten ayrılmak değil de işten çıkarılma
şekliniz canınızı çok yakmış?
Kesinlikle öyle oldu. Kötü bir şekilde yaptılar bunu. Bir evden
kiracı çıkarıldığında bile ev sahibi önceden haber verir, zaman
verir. Burada öyle olmadı. Üç gün içinde her şey gerçekleşti, bize
ne zaman verildi, ne açıklama yapıldı.
Siz ne zaman çıkarıldınız, son haberi okuduktan sonra
mı?
Vedamı ettikten sonra arkadaşlarla sarıldık, duygusal anlar
yaşadık. Kolay değildi orada yaşanan durum, Allah kimseye de
yaşatmasın. Tüm emekler bir anda heba edildi. Fesih sözleşmesi için
ben yukarı çıktığımda odada bir muhasebeci bir avukat bir de
holdingin inşaat bölümünden gelen bir insan kaynakları yetkilisi
vardı. İnsanlar kapıya yığılmış bekliyor, bir yandan da isimleri
var mı diye listeye bakıyordu. Çok acı tablo vardı. Beni görünce
yönetim odasına aldılar. Hukuk baş müşaviri ve patron Nazif Bey’in
kızı oradaydı. “Bizi bu akşam ağlattınız” dediler. Bu bile
inanılmaz ironikti. Hiçbir cevap vermedim, cevap kendi gördükleri
şeyin içinde vardı. Önüme hazırlayıp koydukları hesap da yanlıştı.
Ben 212’li çalışan bir basın mensubuyum ve orada alacağım hak
gerçekten çok yanlış hesaplanmıştı, düzelttiririz dediler ama hâlâ
düzelen bir şey yok.
“BİZİ ÇOK AMATÖRCE İŞTEN ÇIKARDILAR, ŞIK
OLMADI”
Kırgın ve kızgınsınız sanırım?
Tam anlamıyla kızgın değilim. Ama kırgınlık büyük… Son derece
profesyonel gözle bakıyorum olaya, patrondur satar bir başkası
patrondur alır burada bir sıkıntı yok. Yeni patron haber
istemeyebilir burada da bir sıkıntı yok. Ancak oradan bizim ayrılış
sürecimiz, bize bunu tebliğ etme tarzları son derece amatörce
yapıldı, hiç de şık olmadı. Birkaç saat içinde insanlar kapının
önüne kondu bu da hiç hoş olmadı ayrıca insanların hakları tam
ödenmedi. Çıkıp televizyonlarda bazı kişiler açıklamalar yaptı,
bütün herkesin hakları tam ödendi diye ama bu yalan kimsenin hakkı
tam ödenmedi. Biz hukuki yola başvurduk, davamızı da açtık. Dava
sürecinde hakkımızı alacağımızı düşünüyorum. Keşke düzgün bir
şekilde yollarımız ayrılsaydı, haklarımız tam ödenseydi.
“ÇALIŞANLARIN HAKLARI TAM
ÖDENMEDİ”
Kanal yönetimi hadi sizlere öncesinde bir açıklama yapmadı,
peki ya sonrasında?
Hiçbir açıklama yapılmadı, insan 15 yıllık emeği karşılığında bir
teşekkür bekliyor ama bu da yapılmadı. Ne bir mail ne bir mektup ne
bir telefon… 25 gün geçti aradan hâlâ bir şey yok. Ben ahde vefa
olsun diye epeyce bekledim dava konusunda ama hiçbir şey
yapılmadı.
“ACUNA’A DEĞİL MNG YÖNETİMİNE
KIZGINIZ”
Kanalın yeni sahibi Acun Ilıcalı da muhabirlikten gelen bu
işin tüm cefalarını çeken biri, günün birinde bir muhabir medya
patronu oluyor ve ilk icraatı muhabirleri göndermek, haber
merkezini lağvetmek oluyor. Kızgın mısınız ona?
Acun Ilıcalı’ya kızmak gibi hakkım olamaz, çünkü bizi işten
çıkaran, haklarımızı vermeyen, süreci yönetemeyen MNG Holding. Acun
netice itibariyle kanalı satın alırken boş teslim alacağım diye
anlaşmış, haber de istememiş buna kimse bir şey diyemez, kanal
onun, para onun tercih onun. Sorun bizim eski yönetimin süreci iyi
yönetmeyip krize çevirmesi. Bizimle ne Mehmet Nazif Günal muhatap
oldu bu süreçte ne de Acun’u gördük. İnsanların duvara asılan
listeden isimlerini öğrenmeleri bile insan haklarına, etiğe, her
şeye aykırı. Sorun MNG yönetiminde, insanları bu duruma
düşürmelerinde. Acun’a kızmak sanırım çok saçma olur.
Kızgınlığımızın muhatapları ortadayken…
“MEDYA TARİHİNDE BİR İLK
YAŞANDI”
Kapanan, açılan televizyon kanallarına çok şahit oldum ama
hayatımda ilk kez kepenk indiren bir haber merkezini
gördüm…
Bu medya tarihinde zaten bir ilk…
“HABER BİR KANALIN
OMURGASIDIR”
Haber olmayan bir TV kanalı kulağa pek alışıldık
gelmiyor.
Alışık olmadığımız pek çok şey bu hayatta başımıza gelebiliyor.
Tercih meselesi. Acun, öyle istemiş. Haber kanalı çok diyor, kimse
buna itiraz edemez o eğlence odaklı bir kanal istiyor. Haber
şüphesiz ki bir kanalın omurgasıdır, habersiz bir kanal olmaz ama
biri çıkıp ben habersiz de yaparım diyorsa buna da saygı duyarım
belki ileride başkalarına örnek de olabilir.
“GEZİ SÜRECİNDE FRENE BASTIK
”
Neden haber merkezi istenmedi? Mesela sizin habere
bakışınız nasıldı, bir yerleri rahatsız eder miydiniz yaptığınız
haberlerle?
Biz hiçbir siyasi partiye ya da odağa yakın olmadan objektif
habercilik yapmaya çalıştık yıllar boyunca. Zorlandığımız anlar
olmadı mı, elbette oldu mesela Mayıs ayında Gezi olaylarının
başlangıcında. Zaten tüm medya bunun ne olduğunu anlamakta ilk
başta güçlük çekti, çünkü orada homojen bir yapı yoktu. Başka başka
gruplar, farklı farklı taleplerle yollarda tencere tava çalanlar,
Türkiye’nin dört bir yanında bir şekilde oluşan bir yapı ve
tepkiler vardı. Ağaçların kesilmesiyle başlayan olay başka bir
boyuta taşınmıştı. Herkesin ortak talebi daha fazla özgürlük,
insanların özel hayatlarına karışılmaması, yani özünde özgürlük
talebi vardı. O süreçte bize de belli ölçüde bir fren geldi.
Nasıl bir fren bu, siz mi yaptınız yönetim mi?
Yönetimden geldi. Daha dikkatli davranmamız istendi. “Arkadaşlar bu
konuda özenli ve dikkatli olun” denildi.
“15 YIL BOYUNCA HİÇ BİR MÜDAHALE OLMADI
HABERE AMA GEZİ SÜRECİNDE DURUM DEĞİŞTİ”
Bir nevi sansür yani?
O sansür ne oluyor, zamanla oto sansüre dönüyor. Ama şunun altını
özellikle çizmek istiyorum, koskoca 15 yıldan bahsediyorum biz Gezi
sürecine kadar tek bir baskı, tek bir müdahale görmedik. Bize
hiçbir zaman şu haberi yapın ya da şunu görmeyin denilmedi, taa ki
Mayıs ayına kadar. Mayıs ayında 2 ilginç gelişme oldu, Havalimanı
İhalesi ardından Gezi olayları...
“TV8 LOGOSUNA HER BAKTIĞIMDA İÇİM
ACIYACAK”
Sence TV8’i ve reytinglerini bundan sonra ne bekliyor, daha
çok talep mi görür yoksa sizden sonra büyük bir kan kaybı mı
yaşar?
İnsanları eğlendirecek bir kanal olacakmış, Acun işi biliyor
neticede ama şu an bu konuda çok net bir şey söylemek çok da doğru
olmaz. Haber olmayacak deniliyor ama her şey haberdir. Ankara’da
olup biten de, sokakta olan da, sporda olanda. Hayat haberdir.
Bugün için haber olmayacak deniliyor ama yarın bunun
değişmeyeceğini kimse söylemedi. Ama şunu çok net söyleyebilirim,
her zaman TV8 logosuna baktığımda içim acıyacak.
Şu an bakabiliyor musun logoya?
Şu an için hayır açmıyorum. Zaten Acun’un istediği yayınlara henüz
başlanmadı.
Atlatabildin mi o ilk sarsıntıyı sahiden?
Sonuçta çocuk değiliz 46 yaşındayım. Yıllardır bu işin içindeyim.
Devlette başladım TRT’de ve sırasıyla ilk özel TV olan Star’da ilk
canlı haberi ben sundum. ATV’de çalıştım ama en uzun TV8 sürdü. Tam
15 yıl, o nedenle pek de kolay değil. Sorun işsiz kalmak da değil,
iş bulunur bir şekilde. Zaten şu anda Başkent Bilim Akademisi’nde
öğretmenlik yapıyor, gençlerle tecrübelerimi paylaşıyorum.
Kanalla yollarınızın ayrılmasının ardından yeni teklifler
geldi mi?
Şu an çok yeni, 1 ay bile olmadı. Teklifler var ve
değerlendiriyorum.
“İLKTİ AMA SON OLACAĞINDAN EMİN
DEĞİLİM”
Artık haber istemezsin herhalde, haber merkezleri
lağvedilmeye hazır canlı bir bomba şu sıralar, senin de bir kez
ağzın yandı.
Haber aşktır yahu (Gülüyor). Ağzımız, dilimiz ilk defa yanmadı çok
defa yandı. Bakın bir haber merkezi lağvedildi, çalışanları
boşaltıldı bu çok da basit bir olay değil, ha bu ilk midir evet
ilkti ama ben son olacağından artık çok emin değilim. Yarın bir gün
başka yerlerde de olabilir. Birde küçük sitemim olacak, diğer haber
merkezlerinin birçoğu bu olayı gördü yazdı çizdi ama kimileri de
görmezden geldi bu biraz inciticiydi. Sokaktaki teyzeler, amcalar
bile çok üzüldü. O ilk gün TV santralinin telefonları kilitlenmişti
bizim vedamızın ardından. Bu çok önemli.
Neden TV8 peki, neden başka bir kanal değil?
Çünkü prestijine, saygınlığına tek bir gün olsun söz getirmedi. Hep
saygın bir kanal olarak anıldı bunu yapan da kimdi biliyor musun
bir teşekkürün bile esirgendiği o çalışanlardı, çabalarıyla bu
kanalı o hale getirdiler.
“TAKDİR EDİLMEMİZ GEREKİRKEN
LAĞVEDİLDİK”
Siyasi nedenleri de var mı sence?
Bunu tam olarak kestiremiyorum ama akla yatkın geliyor. Haber
dediğiniz şey her an tehlike, doğru yaptığınız sürece kimseye
yaranamazsınız. Biz işimizi doğru yaptık, kimseye yaranmak gibi bir
derdimiz, telaşımız olmadı. Şu bucu derler diye düşünmedik haber
neyse onu verdik. Habercilik nasıl yapılır gösterdik. Canımızı
yakan da bu... Yaptığımız işin karşılığı takdir edilmekti oysa biz
lağvedilmeye layık görüldük.
“ESKİSİ GİBİ RAHAT HABERCİLİK
YAPILMIYOR”
Hala lağvedilmeyen birçok haber merkezi var peki sen
onların haberciliğini ve medyanın gidişatını nasıl
buluyorsun?
Kimseye haksızlık etmek istemiyorum. Gerçekten iyi habercilik
yapmaya çalışan kanallar var. Çok zorlandıklarından, önemli
baskılar altında olduklarından eminim. İçlerindeyken bunları
söylemeleri mümkün değil, kol kırılıyor yen içinde kalıyor ama
eskisi gibi rahat habercilik yapılmadığı aşikâr.
Medyanın en büyük sorunu ne?
En büyük problem yeterince bağımsız olamamak... Eskiden gazete
patronları sadece gazetecilik yapardı. Ne zamanki başka sektörde iş
yapan işadamları gazete ya da TV patronluğuna soyundu bu iş
zorlaştı. Bir işadamının başka sektörlerde işi varsa her zaman
iktidarın baskısı Demokles’in kılıcı gibi üzerinde olur.
“HABER TEHLİKE VE RİSK, HERKES GÖZE
ALAMAZ”
Sizin patronunuz da işadamıydı belki de risk almamak için
TV8’i sattı, haksız mıyım?
Mantığa hiç de aykırı gelmiyor. Belki de var olan ya da var olacak
olan baskıların önüne geçti. Haber risktir. Haber doğrular demektir
o doğrular da herkesi memnun etmez ama zaten habercilik birilerini
memnun etmek için yapılmaz. Dolayısıyla bunu yapamadığınız yerde
yapmamak da tercihtir evet TV8 artık habercilik yapmıyor.
Peki, bundan sonra ne yapmayı planlıyorsun, TV8’in
ardından?
Şu an dediğim gibi öğretmenlik yapıyor sunuculuk eğitimi veriyorum,
yakın bir zamanda da umarım uygun bir proje ya da tekrar haberle
ekranlarda oluruz her şey kısmet…
Tekrar geçmiş olsun, dilerim bir daha ne siz ne de başka
meslektaşlarım böyle bir olayı yaşar… Ekrana çok yakışan çok düzgün
bir isimsin dilerim en yakın zamanda yine izleriz…