02 Mayıs 2014 17:32
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:08
UNESCO Basın Özgürlüğü ödülü Ahmet Şık'a verildi! (Medyaradar/Özel)
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), gazeteci Ahmet Şık'ı basın özgürlüğü alanında ödüle layık gördü.
Gazeteci Ahmet Şık, kendisine "ifade özgürlüğünün güçlü savunucusu olarak kariyerini insan hakları ihlalerine karşı mücadeye adadığı" gerekçesiyle verilen "UNESCO Guillermo Cano Dünya Basın Özgürlüğü" ödülünü, Fransa'nın başkenti Paris'te teslim aldı.
Şık ödül töreninde yaptığı konuşmada ise Hükümet politikalarını ve Başbakan Erdoğan'ı sert sözlerle eleştirdi.
Siyaset Bilimci Lawrence Britt'in, 2003 yılında yazdığı bir makalede tanımını yaptığı faşizmin 14 temel özelliğinin, bugün Türkiye'de bulunduğunu belirten Şık, AKP'nin kendisine muhalefet edenleri susturmaya çalıştığını dile getirdi. Şık, Türkiye'de gazeteciliğin, ahlaki ve mesleki değerlerini kaybetmekle yüz yüze olduğunu belirterek, AK Parti'ye destek sunan ve baskıcı uygulamalarını meşrulaştırmaya çalışan "meslektaşlarını" eleştirdi. Konuşmasının sonunda, tarihteki diktatörlerin çöküşlerini anımsatan Ahmet Şık, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:
'KÖTÜLÜĞÜN SONU GELECEK'
"Geride bıraktıkları her cansız bedenle, esir aldıkları her yeni tutsakla ve medyadaki işbirlikçileriyle birlikte korku cumhuriyetinin devam edeceğini sananları, bunu başardıklarını düşünenleri uyarmak gerek.
Tıpkı kendilerinden önceki zalimler ve iş birlikçileri gibi yanılıyorlar. Çünkü dünya tarihi sayısız diktatörle ve yarattıkları korku rejimlerinin çöküş hikâyeleriyle dolu.
Bu kaçınılmaz son elbette, ülkemi bir baskı ortamının karanlığına hapsetmeye çalışan lideri, iktidarı ve elbette işbirlikçileri için de gerçekleşecek.
Çünkü sınırı olmayan kötülük günü geldiğinde, bu sınırsızlığın yarattığı gücü elinde tuttuğunu düşünen ve kendi kötülüğüyle de baş edemeyenleri de içine alacak. Ve herkesi hak ettiği sıfatla kaydeden tarih Türkiye’nin diktatör heveslisi liderinin de, zulmün ortağı olmayı tercih edenlerin de adını koyacak. Bu nedenle bizlerin bugünkü sorusu zulmü bize kimin dayattığı değil, onunla nasıl mücadele edeceğimiz ve nasıl yenebileceğimizdir."
BENİM İÇİN ONUR, ÜLKEM İÇİN UTANÇ ÖDÜLÜ
Ödül ile ilgili DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Ahmet Şık, ödülün kendisi için aynı zamanda hem onur, hem de utanç kaynağı olduğunu belirtmişti:
“Bu tür uluslararası ödüller insanı onore ediyor tabii. Ama yaşadığınız ülke üzerinden değerlendirdiğinizde aynı zamanda ülkenizin demokratik çıtasını belirlediği için de diğer yandan utanç duymamız gereken ödüller açıkçası.”
Şık ödül töreninde yaptığı konuşmada ise Hükümet politikalarını ve Başbakan Erdoğan'ı sert sözlerle eleştirdi.
Siyaset Bilimci Lawrence Britt'in, 2003 yılında yazdığı bir makalede tanımını yaptığı faşizmin 14 temel özelliğinin, bugün Türkiye'de bulunduğunu belirten Şık, AKP'nin kendisine muhalefet edenleri susturmaya çalıştığını dile getirdi. Şık, Türkiye'de gazeteciliğin, ahlaki ve mesleki değerlerini kaybetmekle yüz yüze olduğunu belirterek, AK Parti'ye destek sunan ve baskıcı uygulamalarını meşrulaştırmaya çalışan "meslektaşlarını" eleştirdi. Konuşmasının sonunda, tarihteki diktatörlerin çöküşlerini anımsatan Ahmet Şık, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:
'KÖTÜLÜĞÜN SONU GELECEK'
"Geride bıraktıkları her cansız bedenle, esir aldıkları her yeni tutsakla ve medyadaki işbirlikçileriyle birlikte korku cumhuriyetinin devam edeceğini sananları, bunu başardıklarını düşünenleri uyarmak gerek.
Tıpkı kendilerinden önceki zalimler ve iş birlikçileri gibi yanılıyorlar. Çünkü dünya tarihi sayısız diktatörle ve yarattıkları korku rejimlerinin çöküş hikâyeleriyle dolu.
Bu kaçınılmaz son elbette, ülkemi bir baskı ortamının karanlığına hapsetmeye çalışan lideri, iktidarı ve elbette işbirlikçileri için de gerçekleşecek.
Çünkü sınırı olmayan kötülük günü geldiğinde, bu sınırsızlığın yarattığı gücü elinde tuttuğunu düşünen ve kendi kötülüğüyle de baş edemeyenleri de içine alacak. Ve herkesi hak ettiği sıfatla kaydeden tarih Türkiye’nin diktatör heveslisi liderinin de, zulmün ortağı olmayı tercih edenlerin de adını koyacak. Bu nedenle bizlerin bugünkü sorusu zulmü bize kimin dayattığı değil, onunla nasıl mücadele edeceğimiz ve nasıl yenebileceğimizdir."
BENİM İÇİN ONUR, ÜLKEM İÇİN UTANÇ ÖDÜLÜ
Ödül ile ilgili DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Ahmet Şık, ödülün kendisi için aynı zamanda hem onur, hem de utanç kaynağı olduğunu belirtmişti:
“Bu tür uluslararası ödüller insanı onore ediyor tabii. Ama yaşadığınız ülke üzerinden değerlendirdiğinizde aynı zamanda ülkenizin demokratik çıtasını belirlediği için de diğer yandan utanç duymamız gereken ödüller açıkçası.”