Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Servisi açılış töreni
- Sağlık Bakanı Akdağ:- "Verdiğimiz karar bayrağın gönderde asılı kalmasına mı, milletin, vatanın bütünlüğüne mi yarar? Yoksa Suriye'deki teröristlerin ekmeğine mi yağ sürer? Ekonomimizi bozmak isteyen bazı Avrupalı güçlerin, derin güçlerin, FETÖ'nün, PKK'nın işine mi yarar? Buna bakacağız....
İSTANBUL (AA) - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, halk oylamasına ilişkin, verilen kararın kimin işine yarayacağının düşünülmesi, bunun için de vicdanın ve aklın kullanılması gerektiğini belirterek, "Bu mesele gündeme geldiğinde ilk ses Kandil'den çıktı. 'Bu referandumdan -evet- çıkarsa biz bittik' dedi. Allah'ın izniyle biz bu referandumdan evet çıkaracağız ve bunları bitireceğiz. Bunu hep beraber yapacağız." dedi.
Akdağ, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Mustafa Cebir Onkoloji Servisinin açılış törenindeki konuşmasında, Türkiye'de çok ciddi bir sağlık dönüşümü gerçekleştirdiklerini belirterek, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesini ilk açtıkları günlerde çok sıkıntı çektiklerini anlattı.
Türkiye'de 1982 Anayasası ile oluşturulmuş vesayet sistemin milletin seçtiklerinin üstünde başka güçler kurguladığını ifade eden Akdağ, "Şöyle bir anayasa yapmışlar; 'Siz seçersiniz millet olarak ama biz o milleti, sizin seçtiklerinizi kontrol edeceğiz. Onları hizaya getirmemiz lazım.' İşte şimdi 16 Nisan'da getireceğimiz sistem Allah'ın izniyle, sizin o tertemiz 'evet' oylarınızla, bunu ilanihaye sonlandırıyor. Artık milletin hakimiyeti dışında, hiçbir hakimiyet bu memlekette Allah'ın izniyle olmayacak. Hem 'Söz de karar da milletin' diyeceksiniz hem de anayasada milletin hakimiyetinin üstüne birtakım güçler koyacaksınız. Böyle olmaz. Milletin hakimiyeti esas olmalıdır." diye konuştu.
Sağlık Bakanı Akdağ, geçmişte demokrasiyle, Cumhuriyet ile alakası olmayan "devletin organları" diye bir kavram icat edildiğini, 27 Nisan muhtırasının ortaya çıkarıldığını ancak o paçavranın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iradesiyle yüzlerine çarpıldığını ancak dönemin ana muhalefet partisinden meseleye alkış tutulduğunu söyledi.
Akdağ, o zaman "Ordu bir anayasal organdır, kurumdur. Eğer ordu bir seçilmiş hükümete -dur- derse diyebilir nitekim -dur- da demiştir." denildiğini ancak, anayasal organların yasama, yürütme ve yargıdan oluştuğunu, askeriyenin hükümetin bir olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Buna benzer anayasal organ denilen ne varsa yargı dışında hükümetin organlarıdır. Başka türlüsü olamaz. Başka türlü oldu mu o zaman iki tane devlet ortaya çıkar. İşte bu paralel devlet FETÖ'cüler bunun yüzünden ortaya çıkmadı mı? Gittiler mevcut anayasadan istifade ederek, yargının üst yönetimini ellerine geçirdiler, Allah korusun 15 Temmuz'da bu büyük milletin alicenaplığı olmasa bizim gençlerimiz, yavrularımız tankların önüne yatmasa, bugün biz düşman postalının emri altındaydık şu güzel memlekette. 15 Temmuz'da bu milletin nasıl bir millet olduğunu cümle aleme gösterdiniz. 16 Nisan, 15 Temmuz'da sizin millet olarak yaptığınızın tamamlanma günüdür. O gün tankların önüne yatarak, helikopterlerden, F-16'lardan açılan ateşlere göğsümüzü siper ederek bu milletin haysiyetini, özgürlüğünü, istiklalini muhafaza etmiştik, 16 Nisan'da da bu meseleye karşı çıkan Almanya'ya, Hollanda'ya, her kim varsa, PKK'ya, FETÖ'ye bu millet olarak 'Yeter, söz de millet de bundan sonra ilanihaye milletindir.' diyeceğiz. Bunu hep birlikte yapacağız."
- "Bu mesele gündeme geldiğinde ilk ses Kandil'den çıktı"
Tüm İstanbul'u yepyeni hastanelerle donattıklarını anlatan Akdağ, Anadolu Yakası'nda devam eden hastane projelerine ilişkin bilgi verdi.
Akdağ, İstanbul'a biri Avrupa, diğeri Anadolu Yakası'na olmak üzere iki şehir hastanesi yaptıklarını, İkitelli'deki hastanenin 2 bin 700 yataklı inşa edildiğini belirterek, "Onun işleri başladı. İkincisi Sarıgazi-Samandıra arasında 3 milyon metrekare üzerine bir arsada, 4 bin yataklı dünyanın en mükemmel, en gelişmiş şehir hastanesini inşallah İstanbulumuza inşa edeceğiz. Yine Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla o hastanenin bahçesine uçak ambulans inebilecek." dedi.
Ülkeyi güçlü tutup, güçlü kılmak gerektiğini, kafa karıştırmaya çalışan küçük meselelerle bu fotoğrafa bakılamayacağını, fotoğrafın bütününe bakacaklarını dile getiren Akdağ, bir televizyon programında sorulan bir soru üzerine verdiği cevaba ilişkin şunları kaydetti:
"Şu cevabı verdim, biz bir cephe falan oluşturmuş değiliz. 'Şurası hayır cephesi burası evet cephesi' diye bir şey oluşturmadık. Tabii ki insanlar özgür iradeleriyle karar verecekler, vicdanlarını kullanacaklar, herkesin de en tabii demokratik hakkıdır istediği şekilde oy vermek. Biz kimseyi de böyle bir sınıfa sokamayız, böyle kategorize etmeyiz. Yani 'hayır' oyu da verse bir kimseye bizim 'PKK'lısın' felan diyecek halimiz yok. Ama 'hayır' cephesi diyorsunuz, adını siz koymuşsunuz o cehpede kim yan yana duruyor ben size onları söyleyeyim.' dedim. Bir yanlışım varsa siz düzeltin. O hayır cephesinde Sayın Kılıçdaroğlu duruyor, kendisi söylüyor hayır cephesinde olduğunu. Onun yanında HDP duruyor, Meclis'te zaten neler yapmadılar, sandık önünüze gelmesin diye. HDP'nin arkasında PKK'nın olduğunu içimizde bilmeyen var mı? Varsa da kendileri söylüyorlar 'Sırtımızı onlara yasladık.' diye. Yanlarında FETÖ duruyor, bir tereddüt var mı? Yok. Şimdi onların arkasında da cepheyi kuvvetlendirmek üzere ortaya Almanya, Hollanda, İsviçre çıktı. Bunlar Apo'nun resimleri asılı paçavraların altında mitingler yaptırıyorlar, toplantılar yaptırıyorlar, bunlara sahip çıkıyorlar. Cumhurbaşkanımızın, göz bebeğimizin kafasına silah doğrultulmuş posterler asıyorlar. Peki burada bir cephe oluşmuş, biz 'hayır' diyecek herkese PKK'lı falan demeyiz ama o cephenin içinde PKK da FETÖ de dahil. Kimlerin olduğu belli."
Akdağ, bir karar verirken, bunun kimin işine yarayacağını iyi düşünmek gerektiğine işaret ederek, "Verdiğimiz karar bayrağın gönderde asılı kalmasına mı, milletin, vatanın bütünlüğüne mi yarar? Yoksa Suriye'deki teröristlerin ekmeğine mi yağ sürer? Ekonomimizi bozmak isteyen bazı Avrupalı güçlerin, derin güçlerin, FETÖ'nün, PKK'nın işine mi yarar? Buna bakacağız. Vicdanımızı ve aklımızı hepimiz bunun için kullanmak durumundayız. Bu mesele gündeme geldiğinde ilk ses Kandil'den çıktı. 'Bu referandumdan -evet- çıkarsa biz bittik' dedi. Allah'ın izniyle biz bu referandumdan evet çıkaracağız ve bunları bitireceğiz. Bunu hep beraber yapacağız." şeklinde sözlerini tamamladı.
Açılış törenine, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Şuayip Birinci, İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Anadolu Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Kamil Özdil ile hastaneye bağışta bulunan Lütfiye Cebir de katıldı.
Konuşmaların ardından Bakan Akdağ, hastaneye katkı verenlere plaket takdim etti.
Bakan Akdağ daha sonra, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Konferans Salonunda, basına kapalı olarak sağlık çalışanlarıyla bir araya geldi.