02 Mar 2025 14:01 Son Güncelleme: 02 Mar 2025 14:09

Ümit Özdağ’dan Anayasa ve Öcalan çıkışı! ‘Beni bırakacaklarını zannetmiyorum…’

Silivri Cezaevi'nde tutuklu olan Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, “Anayasa değişikliğini kotarmadan ve Öcalan’a verilen sözleri yerine getirmeden beni bırakacaklarını zannetmiyorum” dedi.

Gazeteci Fatih Altaylı, Silivri Cezaevi'nde tutuklu olan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ı ziyaret etti. Altaylı, konuya ilişkin kaleme aldığı yazısında Özdağ'ın "Anayasa değişikliğini kotarmadan ve Öcalan’a verilen sözleri yerine getirmeden beni bırakacaklarını zannetmiyorum" dediğini aktardı.

Altaylı, Özdağ'ı ziyaret etmek için gittiği cezaevinde geniş bir güvenlik kontrolünden geçtiğini aktararak şunları anlattı:

"Ümit Özdağ’la ortada, üzerinde çiçekli bir örtü olan masaya oturduk.

Hemen elindeki kalın dosyayı masaya koydu ve heyecanla anlatmaya başladı.

Göz altına alınmasına neden olan Antalya’daki Cumhurbaşkanı’na hakaret davası Antalya’ya geri yollanmıştı. Halen tutuklu olmasının gerekçesi olan Kayseri’deki olayları başlattığı yolundaki iddialardan dolayı tutukluydu.

“Hukuken o dosyanın da Kayseri’ye gitmesi gerekmiyor mu?” diye sordum.

“Gerekiyor ama hukuk mu kaldı. Buna itiraz ettik” dedi.

Tutukluğunun gözden geçirileceği son oturum, olması gerekenden bir gün önce yapılınca avukatları gelememişti ve savunma yapamamışlardı. Özdağ bunun planlı bir komplo olduğuna inanıyordu.

Kayseri ile ilgili iddialardaki tutarsızlıkları anlattı.

KAYSERİ'DEKİ OLAYLAR VE ZAFER PARTİSİ'NİN ROLÜ

Kayseri Emniyeti’nin olaylardan sonra hazırladığı raporda, olaylarda Zafer Partisi’nin ve kendisinin rolü ile ilgili bir şey yokken, kendisinin gözaltına alınmasından sonra hazırlanan raporda, zorlama bir şekilde partisinin ve kendisinin bu işe dahil edilmeye çalışıldığını ama buradaki iddiaların bile olaydan çok öncesine ya da sonrasına dayanan tutarsız iddialar olduğunu anlattı ve o iddialardaki suçlamaların yöneltildiği kişilerle ilgili takipsizlik kararlarını gösterdi.

“Bu durumda kısa sürede serbest kalırsınız” dedim.

“Anayasa değişikliğini kotarmadan ve Öcalan’a verilen sözleri yerine getirmeden beni bırakacaklarını zannetmiyorum. Duyumlarımıza göre hakkımda yeni yeni dosyalar oluşturuluyormuş.” diye karamsar bir yaklaşım sergiledi.

Hâlâ kendisine bir suikast yapılmasından çekip çekinmediğini sordum.

“Olayı deşifre ettiğim için bundan sonra bir şey yapmaya cesaret edeceklerini zannetmiyorum. Ben zehirleme girişimine dikkat çektim. Artık olmaz diye düşünüyorum” dedi.

İnfaz Koruma memurları kendisine oldukça pozitif bir yaklaşımda bulunuyorlarmış, “Hiçbir şikayetim yok kendilerinden” dedi.

Bu konularda avukatı ile görüşüp bir program yapabileceğimizi söyledim.

Sonra güncel konulara geçtik.

Güncel deyince en günceli, bir gün önce Öcalan’ın yayınlanan mektubu ve DEM’in basın toplantısı idi.

“Öcalan’ın açıklaması hakkında ne düşündünüz, ne demek istedi. Satır aralarında bizim göremediğimiz bir şey gördünüz mü?” dedim.

“Çok açık biçimde Öcalan’a ‘Sen bir şey isteme biz sana istediğinden fazlasını vereceğiz’ demişler. Ben bunu gördüm” dedi.

AF GELİR Mİ?

Sonra anlattı:

“Öcalan’da kendine dönük bir özeleştiri görmedim. Soğuk Savaş’a hatta iki dünya savaşına kadar götürdü işi. Haklıydık dedi. Peki o zaman 1990 sonrasını nasıl açıklıyor. O zaman niye hâlâ kan akıtmaya devam etmiş. Ki PKK’nın en fazla kan döktüğü, en fazla insan öldürdüğü dönem 90’ların ilk yarısıdır. O zaman soğuk savaş mı vardı! 2000-2025 arasını nasıl açıklayacak. O zaman niye hâlâ terör estiriyordu örgütü. Daha geçen hafta şehitlerimiz var. Bence geçerli hiçbir anı yok söylediklerinin. Benim anladığım kendisine bir söz verilmiş.”

“NASIL BİR SÖZ VERİLMİŞ OLABİLİR?”

“Bakın cümlelere. Bağımsızlık talebimiz yok, otonomi talebimiz yok diyor. Suriye üzerine bir yoğunlaşma var. Belli ki Suriye’de otonom bir yönetime göz yumma sözü verilmiş. Bunlar anlaşılıyor. Irak’ta bu zaten var ve şimdi PKK’yı Irak’tan Suriye’ye çekip orada da onlara bir otonomi verecekler.”

“Kandil buna evet der mi, Kandil’deki ihtiyarlar gelip Mazlum Kobani’nin altına mı girecekler?”

“Onlara da güzel bir emeklilik planı yapılmıştır muhtemelen. Kuzey Irak’ta bir yerde hayıtınızı sürdürün denecektir.”

“PKK ortadan kalkarsa Türkiye’de PKK’ya yardım yataklıktan yatanlar, görevden alınan belediye başkanları. Onlar ne olacak”

“Bunun şifresi Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında. Ne dedi. ‘Devlete topluma katılın’ diyor. Bunu size, bana demiyor. Bu aslında açık veya örtülü bir affın açıklaması gibi. Terör suçundan mahkum olan binlerce kişi salıverilecek. Tabii tüm bunlar Anayasa değişikliğine DEM ve PKK’nın desteğine bağlı. Şimdi AKP bu olayı maşa ile tutuyor. MHP’ye ihale ettiler. DEM Parti Anayasa değişikliğinde AKP ve MHP ile birlikte hareket ederse o zaman Suriye’de otonomi, kayyımların geri çekilip DEM’li belediye başkanlarının göreve iadesi gündeme gelecektir. Her şey Anayasa değişikliği için.”

İMRALI, ÖCALAN'IN OFİSİ OLUR

“Ya Öcalan’ın durumu. O da affedilir. O da topluma karışır mı?”

“Onu yapmazlar. Öcalan da istemiyor zaten. İmralı, Öcalan’ın özel adası ve ofisi olur. Gelen giden artar. Öcalan orayı çalışma yeri yapar. Öcalan ‘Sisteme dahil olalım. Suriye’deki petrol alanları bizde. Oradan bir gelir elde edelim. İnsanlar nemalansın. Petrolü Akdeniz’e ulaştıracak yolları garantiye alalım. Otonomiyi güçlendirelim. Sonra devleti oluştururuz’ diye bakıyoruz meseleye.”

“Konuya girerken Öcalan’a, sen isteme bir fazlasını veririz, demişler diye bir yorum yaptınız. Ne o fazlası”

“Binali Yıldırım’ın sözlerine bakarsanız anlarsınız fazlasını. Ne dedi Binali Bey, ‘Anayasa’dan Türklüğü çıkaralım’ Sonra neleri çıkarırlar kim bilir”

“KANDİL TÜM BU PLANA UYAR DİYE DÜŞÜNDÜĞÜNÜZÜ GÖRÜYORUM”

“Af Kandil’i de kapsar. Sonra Suriye’ye geçerler belki. Her şey Türkiye’nin verdiği sözleri tutmasına bağlı. PKK’lıların açıklamalarından bunu anlıyoruz. Sırrı Süreyya Önder’in ağzından kaçırdığı cümle önemli. ‘Demokratik siyaset ve hukuk düzenlemeleri’ dedi. Ne o düzenlemeler!”

“PKK bir yandan da uluslararası güçlerin kullandığı bir örgüt. Biz hep Suriye rejiminin emrinde diye baktık ama biliyoruz ki ABD de, İsrail de 1980’lerden bu yana bu örgütü kullandı. Hatta Fransa ve Almanya bile. Onların bu işe onayı var mı dersiniz!”

“ABD ve İsrail duruma göre müdahil olurlar. Şu anda İran’da bu meselede kışkırtıcı olabilir. Çünkü İran Türkiye’den Suriye’nin intikamını almak istiyor.”