Ümit Alan'dan Enis Berberoğlu'na 'popüler' eleştirisi!
BirGün yazarı Ümit Alan, köşe yazısında, Berberoğlu'nun anlattıklarından yola çıkarak "bu gazetecilik düzeninde neler popüler olamaz" sorusuna bir cevap aradı
Hürriyet gazetesi eski genel yayın yönetmeni ve CHP Milletvekili
Adayı Enis Berberoğlu, Aksiyon dergisinden Cemal A. Kalyoncu ve
Muhsin Öztürk'e bir röportaj verdi. Röportajda Berberoğlu'nun
kişisel siyaset macerasıyla ilgili detayların yanı sıra medya
ortamıyla ilgili "itiraf" niteliğinde açıklamalar yer alıyordu.
Berberoğlu'nun röportajda anlattılarına bir eleştiri de BirGün
yazarı Ümit Alan'dan geldi. Alan, köşe yazısında, Berberoğlu'nun
anlattıklarından yola çıkarak "bu gazetecilik düzeninde neler
popüler olamaz" sorusuna bir cevap aradı. İşte Ümit Alan'ın
yazısından dikkat çeken bölümler:
Bu röportajda Berberoğlu'nun şu ifadelerine ayrıca dikkat çekmek
isterim:
"Hem Ertuğrul'un döneminde hem de benim dönemimde Hürriyet'te Recep
Tayyip Erdoğan'ın öne çıkmasının sebebi popülaritesiydi. 34'le
geldi, 47 ile devam etti, 51'le seçim başarısını sürdürdü. Benim
gazetemin sütunları bu adama kapalı olamazdı. Bizim Hürriyet'te
varlık sebebimiz popüler olmak. Yazarlarımızı ona göre seçiyoruz,
fotoğraflarımızı ona göre seçiyoruz. Bizim tek stratejimiz var;
popüler mal üretmek, daha fazla satmak, daha fazla ilan almak.
Tayyip Bey bence bunu yanlış okudu. Havuz medyası olduk sandı.
Halbuki biz popüler olma içgüdüsünü kaybettiğimiz an kaybederiz.
Benim mahallemden iki çarpı popüler Gezi çıkınca ben döndüm
Gezi'ye. Tayyip Bey'den üç çarpı daha popüler 17-25 Aralık çıkınca
döndüm oraya."
Berberoğlu'nun bu açıklamasındaki "popüler" kavramının adı önceden
"haber değeri"ydi ve gerçekten değerli olduğu zamanlar da oldu. Hiç
kuşkusuz Hürriyet, bugün de aynı şirket disipliniyle yönetiliyor,
eşyanın tabiatı bu. Yani kendilerine göre, yani birer işadamı
olarak elbette haklılar. Lâkin gazeteciliği hâlâ başka bir şey
olarak görmeye çalışanlara, AKP'nin zaten gerçek bir şey olmayan
havuz medyası bir gün bitse de, tıpkı Gezi'deki gibi bir hayal
kırıklığına uğramamak için bir şeyleri hatırlatmak istedim.
Bu haftaki Köşe Vuruşu'nda bu gazetecilik düzeninde neler popüler
olamaz sorusuna bir cevap arayalım:
1- Yoksullar ve yoksulluk popüler olamaz. Çünkü dünyanın her
yerinde bir sürü yoksul vardır, buna karşılık zenginler azdır ve
popülerdir. Yoksulluk kavramsal olarak "çirkin" bir şeydir hem de,
ara ara duyarlılıkları tutar ama o da yoksulluğu nedeniyle tedavi
göremeyen bir çocuğun acıklı hikâyesi olarak popülerleştirilir, o
tedavi olunca benzer tüm çocuklar kurtulmuş sayılır.
2- Greve giden emekçiler popüler olamaz. Onun yerine greve giden
işçinin patronunun olaylı boşanma davasını günlerce işlersin,
popüler olur. Sonra asıl ilan verecek olanın da işveren olduğunu
unutmayalım elbette.
3- Belirli bir sayının üzerinde topluca ölmedikleri sürece işçiler,
örneğin madenciler popüler olamaz. Çünkü herkes bir şekilde
yaşadığına göre yaşamak çok popüler bir şey değildir. Onlar
öldükten sonra sorumlulardan birinin de bugüne kadar madenlerdeki
çalışma düzenini gündeme getirmeyen medya olduğunu da
unutuverirler. Çünkü madenlerde ağır iş koşullarıyla ilgili bir
haber, popüler değil sıkıcıdır. Yakışıklı bir madenci hasbelkader
dizi yıldızı veya internet fenomeni olursa ayrı.
4- Kimi zaman savaşlar, barışlardan daha popülerdir örneğin. Bu
ülkede 80'lerin ikinci yarısından başlayıp 90'lar boyunca süren
savaş gibi. "Müesses nizamı" koruyup kollamak yerine bugün çok
kolay konuşulan"bu ülkede Kürtler var, dilleri var" noktasına
gelmek için çaba sarf edilebilir miydi? Hayır, çünkü popüler
değildi, Kürtler azınlıktı ve onlarla özellikle ekranlarda dalga
geçmek daha popülerdi. Çünkü anaakım gazetecilik öyle bir şey,
popüler olmadığınız sürece şansınız yok.
5- Gezi Direnişi ya popülerleşemeseydi? Açık açık söylüyor işte
Berberoğlu, "Benim mahallemden iki çarpı popüler Gezi çıkınca ben
döndüm Gezi'ye." diyor. Yani Gezi Direnişi'yle ilgili ana kıstas
"popülerlik"! Yani direniş popülerleşemeyip birkaç çevreci grubun
duyarlılığı olarak kalsaydı, bugün daha popüler olan Topçu Kışlası
AVM'de latte içmek olacaktı. Yatıp kalkıp bir şekilde "popüler
olabildiğimize duacı olalım. Bugün popülerleşmeyen kimi direnişler
de bir an önce popülerleşmeye baksın. Yoksa strateji açık: Popüler
mal üretmek, daha fazla satmak, daha fazla ilan almak.
Berberoğlu, bunun aksine direnmeliydi diyemiyorum, o derece
naif değilim. O düzende oluru bu.
Kendi medyalarımızı daha fazla güçlendirip, yenilerini kurmadığımız
sürece, ancak önümüzdeki popülerleşmelere bakarız.